ref: refs/heads/v3.0
enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
SON DAKİKA
00:53 Bakan Tunç: Uludağ’ki otel yangınının tüm yönleriyle  aydınlatılması için  soruşturma hassasiyetle yürütülüyor 
00:39 Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanımız Göktaş, bakanlık personeli ile bayramlaştı
00:36 Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ramazan Bayramı vesilesiyle AK Parti teşkilatlarına video mesaj gönderdi…
00:23 Ekrem İmamoğlu’nun teslim etmediği telefonunun HTS kayıtlarına ulaşıldı
00:13 Dışişleri Bakanlığı, İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Saar tarafından yapılan açıklamayı “küstahça” olarak nitelendirdi ve reddetti.
00:13 Bakan Kurum’dan “Uluslararası Sıfır Atık Günü” paylaşımı
09:53 Türkiye’nin petrol üretim üssü halinde gelen Şırnak Gabar’da iki yeni sahada daha üretim başladı…
09:45 Külliye’de Ramazan programına 450 binden fazla kişi katıldı
06:37 Avrupa Savunmasının Geleceği: Trump politikaları gölgesinde yeni bir yol arayışı
00:54 İletişim Başkanı Altun’dan Özgür Özel’in boykot çağrısına tepki
00:40 Ramazan Bayramı dolayısıyla, Polis ve jandarma yolcu gibi otobüslere binip şoförleri denetliyor…
00:27 Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, “Her kim gençlerimizi kamu düzenini bozmaya çağırıyorsa ülkemizin geleceğini karartmaya çalışıyordur”
00:23 TBMM Başkanı Kurtulmuş, Cezayir ve Ürdün Meclisi Başkanlarıyla telefom görüşmesi yaptı…
00:04 Dışişleri: Rümeysa Öztürk için girişimler sürüyor
00:02 Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye’nin sıradan bir ülke olmadığının farkına onlar da varacaklardır”
20:51 Çelik: Fanatiklerin eğitim hakkını engellemesi açık bir faşizmdir
20:38 Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan bayram diplomasisi
18:19 Sapanca Gölü’nde kum fırtınasına yakalanan sporcuların kanoları battı: 15 yaşındaki gencin kanosuna ulaşıldı, arama çalışmaları sürüyor
07:17 SETA 2025 Bahar Dönemi Seminer Programı Başlıyor!
07:00 Suriye’de Yaşanan Son Gelişmeler ve Muhtemel Riskler
TÜMÜNÜ GÖSTER →

Analiz: Suriye’de ki Değişimin Bölgeye Yansımaları

Analiz: Suriye’de ki Değişimin Bölgeye Yansımaları
23 Aralık 2024
20
A+
A-

Suriye’de yaşanan devrimin ardından hem bu ülke hem de bölgeyle ilgili kartların nasıl ve kimler tarafından dağıtılacağı popüler olarak tartışılmaktadır.

GÜVENLİK BİLİMLERİ ANALİSTİ ONUR DİKMECİ MİLLİ İSTİHBARAT ...

Onur Dikmeci – Güvenlik Bilimleri Analisti

Bu analizimiz vesilesiyle bölgeye jeostratejik bakımdan yaklaşmak ve stratejik perspektif ortaya koymak istedik.

İsrail’in bölgede ki yayılmacı tutumu bir süre önce Lübnan bölgesine sirayet etmişti. Lübnan’da Hizbullah mensuplarına yönelik çağrı cihazları patlatılmış ve bölgede infial oluşmuştu.

Hizbullah lideri Nasrallah: Hariri'yi alıkoyan Suudi Arabistan, Lübnan'a hakaret etti - BBC News Türkçe

Lübnan Hizbullah’ının Genel Sekreteri Hasan Nasrallah ise bir suikast sonucu öldürülmüştü. Nasrallah’tan sonra Hizbullah Sekreteri olan Haşim Seyfeddin’de öldürülmüştü. Seyfeddin’den sonra Hizbullah Genel Sekreteri olan Naim Kasım ise Suriye’de askeri varlık bulundurma konusunda temkinli yaklaşmıştır. Suriye’de ki rejim değişikliğinden sonra bu ülkedeki bazı Hizbullah militanları Lübnan’a dönmüşlerdir. Ancak artık Lübnan’ın kara yoluyla Suriye üzerinden silah temin imkânı kalmamıştır. Silah ikmâlini denizden de İsrail ablukası sebebiyle gerçekleştiremeyeceğini analiz edebiliriz. Bu durumda artık Lübnan Hizbullah’ı çözülme ve dağılma evresine girmiştir yorumunu öne sürebiliriz.

İran'ın Geleceği ve Türkiye | TUİÇ Akademi

Hem Lübnan’da hem de Suriye’de ki askeri yayılmacı politikasına set çekilen İran kendi içine dönmüş ve suçluluk psikolojisiyle Türkiye’yi hedef göstermiştir. Aslında İran bölgenin kana bulanmasından, narko-terör faaliyetlerini Türkiye’ye yönlendirmeye müteşekkil bir politika izlemekteydi. Bu ise yıkıcı bir dış politika anlamına gelmektedir.

Köşeye sıkışan ve sıranın kendisine geleceğini anlayan İran kaybeden bir aktör olarak analiz edilebilir. Eğer İran’ın kulvar genişletebilmek için seçeneği kalmadıysa İsrail ile yakınlaşabileceğini de ortaya koyabiliriz. Zaten Şah döneminde bölgede İsrail’in en büyük müttefiki İran’dı. İran Devriminden sonra ise ABD ile Oliver North olayında olduğu gibi zaman zaman yakınlaşılmıştır.

Aslında dış politika analistleri çoğu zaman İran ve İsrail için ‘Düşman Kardeşler’ yorumunu yapmaktadırlar. Bu ifade şu anlama gelmektedir: iki ülke birbirlerini hedef gösterirler ancak hiç savaşmazlar ve iç politikalarını konsolide ederler. İran’ın, İsrail ile yakınlaşması Türkiye’nin çıkarlarına zarar verebilir. Ayrıca Çin’in Ortadoğu’da ki en büyük ticari partnerlerinden olan İran’ın bu yönde bir hamle geliştirmesi de ABD tarafından kabul edilmeyebilir.

Beşar Esad: Arap Milletleri Suriye'yi Destekliyor - Dünya haber - Tesnim Haber Ajansı

Rusya’nın ise ikna edildiği açıktır. Beşşar Esad iktidarda olduğu süre boyunca devlet adamlığı kabiliyeti sergileyemediği gibi ordusuna liderlik edemedi. Öyle ki ordu komuta heyeti son yıllarda illegal ticaretlerini sürdürmektelerdi. Rusya artık Esad’ın devamlılığından yana değildi ve Esad kredisini tüketmişti. Ayrıca Ukrayna savaşı ve Akdeniz’e açılan bölgede üslerini muhafaza edebilmesi Ruslar için daha önceliklidir.

Suriye’de ki küçük idari birimlerin ve kantonvari yapılanmaların oluşabileceği düşünülmektedir. Ve artık ‘Eski Suriye’ söylemlerinin bir kenara bırakılması gerekmektedir. Türkiye geçmiş yıllarda Suriye ile oldukça yakın ilişkiler tesis ederek ortak Bakanlar Kurulu düzenlemişti.

Bu tutum emperyal bir isteğe başvurmadan bölge ülkeleriyle kültürel ve ticari ilişkilerin güçlü biçimde yapılandırılması politikasına dayanıyordu. O dönemde özellikle Baas ileri gelenleri Türkiye ile yakınlaşmaktan rahatsız oldular. Onlar kendi iç sistemlerine ve vesayetçi düzenlerine dayanarak, Türkiye’nin demokratikleşme vurgusunu da tanımadılar ve Suriye halkını ezmeye devam ettiler.

2011 yılında Suriye’de iç savaş başladıktan sonra Türkiye muhalif kanadı destekledi. Kısa süre öncesinde ise istihbaratçılar düzeyinde bölgeyle yeniden iletişim kuruldu ve Cumhurbaşkanı Erdoğan üç kere açık biçimde Suriye ile normalleşme mesajını verdi. Ancak Türkiye’nin uzattığı el tutulmadı artık Beşşar Esad için bir dönemin sonu gözüktü ve sadece on bir günde devrildi.

Bundan sonra Türkiye yeni Suriye rejimiyle temas kurmak isteyeceği gibi milli güvenliğini temin etmek isteyecektir. Moritanya-Nuakşot Büyükelçisi Burhan Köroğlu Şam Büyükelçiliği Geçici Maslahatgüzarı olarak atanmıştır ve böylece bu ülkeye ilk atama Türkiye tarafından yapılmıştır. Suriye’ye ilk ziyaret ise Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanı İbrahim Kalın tarafından gerçekleştirilmiştir. Bu gelişmeler aynı zamanda bölgeye Türkiye’nin yakın ilgisini ve diplomatik hamleler kurma gayretini göstermektedir.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD Dışişleri Bakanı Blinken'i kabul etti

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ise Türkiye’ye gelerek resmi görüşmelerde bulunmuştur. Bu görüşmelerde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bölgede yeni bir rejimin tesisiyle el birliğiyle onarım sürecini işaret etmiş ayrıca Suriye’de ki terör örgütlerine karşı Türkiye’nin hassasiyetini ifade etmiştir.

Donald Trump: Türkiye, Suriye'nin anahtarını elinde tutacak

ABD’de 20 Ocak 2025 tarihinde Başkanlık koltuğuna oturacak Donald Trump’ın Dışişleri Başkan adayı ise Marco Rubio olmuştu. Rubio, Senatörlük görevini sürdürürken bazı açıklamalarında Suriye’de SDG’yi övmüştü. SDG’nin bileşenleri ise Türkiye’nin terör örgütü olarak tanımladığı YPG ve PYD’den oluşmaktadır. Ancak Rubio’nun Dışişleri Bakanı olduktan sonra daha temkinli bir dil kullanacağını öne sürebiliriz. Çünkü politika yapıcılık oldukça farklı bir mevkidir. ABD, Monreo Doktrini benzeri bir stratejiyle bir parça daha içe dönerek Çin Büyük Savaş’ına hazırlanma gayretini sürdürebilir ve bu süreçte YPG gibi unsurlara zaten ihtiyacı kalmamış olur.

ABD: Suriye halkı Esad'ı ülkeye geri getirip yargılamak istiyor

Özetle, Suriye’de yaşanan devrim hareketiyle ilk kazanan Suriye halkı olmuştur ve bu kazanımın devam ettirilmesi ülkedeki silahlı grupların birbirlerine düşmemesiyle mümkün olacaktır. Diğer kazananlar ise Türkiye ve İsrail’dir. Bu noktada bir müddet sonra politikalar çatışabilir ve Netanyahu’nun gidişinin hızlanması gerekmektedir. Her ne kadar İsrail’de ki siyasi gruplar Yahudi kimliklerine vurgu yapsalar da bu yayılmacılığın ekonomik yükünü gündeme getiren İsrailli siyasilerinde sayıları artmaktadır. Örneğin İsrail Ordusu, Netanyahu’yu artık Siyonist Bölücü olarak tanımlamaktadır. Bölgenin en büyük kaybedenleri ise Lübnan Hizbullahı, İran Molla Rejimi ve Nusayri askeri ve siyasi elitlerdir.

***

Yazar hakkında

Güvenlik Bilimleri Analisti Onur Dikmeci Kimdir?
Güvenlik Bilimleri üzerine akademik eğitim alan Dikmeci, Milli Güvenlik ve İstihbarat çalışmaları üzerine birçok kitap, makale ve kurumsal raporlar yazmıştır. Güvenlik ve İstihbarat çalışmalarıyla ilgili seminer ve beyanatları sürdürmesinin yanı sıra düşünce merkezlerinde ‘’uzman’’, ‘’direktör’’, ‘’danışman’’ unvanlarıyla çeşitli çalışmalarda yer almaktadır.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.