Analiz: Mayın Tarlalarıyla Mücadele: Azerbaycan’ın Deneyimi ve Karşılaştığı Zorluklar

1990’ların başından itibaren Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki çatışma bölgede ciddi insani ve güvenlik sorunlarına neden olmuştur. Ermenistan tarafından Azerbaycan’ın işgal altındaki topraklarında uzun yıllar boyunca ciddi dağıtıcı faaliyetler yürütüldü.
–Ramil CALİLOV-
UHA / İnternational News Agency
Uluslararası Diplomatik İlişkiler, Akademik Araştırmalar ve Eğitim Derneği (UDİAD) Avrasya Araştırmaları Merkezi’nden Araştırmacı Ramil CALİLOV, UDİAD için kaleme aldığı “Mayın Tarlalarıyla Mücadele: Azerbaycan’ın Deneyimi ve Karşılaştığı Zorluklar” başlıklı Analizinde, bu faaliyetlerin sadece insan hayatının yok edilmesine değil, aynı zamanda Azerbaycan’ın köklü tarihi ve kültürel eserlerine karşı yürütüldüğüne dikkat çekti.
Uzun yıllar boyunca Azerbaycan devletinin ana ulusal fikri ve dış politikasının temel hedefi Ermenistan tarafından işgal edilen toprakların kurtarılması oldu. Bu fikir hem siyasette hem de toplumun ulusal birliğinde ana yön olarak ortaya çıkmıştır. Özellikle Haydar Aliyev’in iktidara gelmesinden sonra süreç bir dönem hızlanmış ve ateşkesin elde edilmesiyle sonuçlanmıştır.
Bu süre içerisinde çeşitli devletler ve örgütler çerçevesinde sorunun çözümüne yönelik bazı adımların atılmış olması her iki taraf için de önemli olmakla birlikte büyük değişikliklere neden olacak sonuçlar elde edilememiştir. Ancak 2020 yılında Azerbaycan ordusunun gücü, halkın birlikteliği ve devletin verimli politikası ile kazanılan İkinci Karabağ Savaşı’ndan sonra işgal altındaki topraklar özgürlüğüne kavuşmuştur. 19-20 Ocak 2023’te gerçekleştirilen terörle mücadele operasyonu ile Azerbaycan egemenliğini yeniden kazanmıştır.
Ancak ikili ilişkilerde hala ciddi sorunlar olduğu gibi, işgalden kurtarılan topraklarda geniş çaplı mayın sorunu da devam etmektedir. Yıllar boyunca binlerce hektar alan Ermeni milisler tarafından mayın ve patlamamış mühimmatla tahrip edilmiştir. Bu durum sadece insanların hayatını tehlikeye atmakla kalmıyor, aynı zamanda bölgenin ekonomik olarak toparlanmasını ve göçmenlerin geri dönüşünü de tehlikeye atıyor.
Azerbaycan devleti kara mayınları tehdidine karşı mücadeleye öncelik vererek hem ulusal düzeyde (özellikle ANAMA – Azerbaycan Cumhuriyeti Mayın Temizleme Ajansı aracılığıyla) hem de uluslararası ortaklarla işbirliği içinde yoğun çaba sarf ediyor. Ancak bu mücadele sadece teknik değil aynı zamanda mali, bilişim ve psikolojik açılardan da ciddi zorluklarla karşılaşıyor.
Bu analizde, Azerbaycan Cumhuriyeti’nin mayın ile mücadele alanındaki deneyimi, elde ettiği başarılar ve karşılaştığı temel zorluklar analiz ediliyor.
Mayın Sorunu
İkinci Karabağ Savaşı’nın sona ermesinden bu güne Azerbaycan, işgalden kurtardığı toprakları aktif bir şekilde mayınlardan temizliyor. Ancak, tahsis edilen mali kaynaklara ve uluslararası destek mekanizmasına rağmen, süreci zorlaştıran 1) Yeterince geniş bir alanın mayınla donatılması; 2) Ermeni tarafının mayın tarlalarının doğru haritalarını vermeyi reddetmesi gibi 2 ana faktör bulunuyor.
Uluslararası İnsancıl Hukuk Veri Tabanları tarafından önerilen kuralların 29. Bölümünün 83. Maddesi, aktif düşmanlıkların sona ermesinden sonra, mayın kullanan çatışma tarafının bunları siviller için çeşitli şekillerde etkisiz hale getirmesi veya kaldırılmasını kolaylaştırması gerektiğini belirtmektedir.
Bu bağlamda, Ermenistan’ın bölgedeki mayın temizleme sürecinin ana katılımcısı olduğu göz önüne alındığında, temizleme işleminin Ermenistan tarafından yapılması gerektiğini ileri sürmek mümkündür. Bu iddia kulağa hoş gelse de uygulaması gerçeklikten uzaktır. Dahası, uluslararası normlara göre Ermeni tarafının Azerbaycan’a mayın tarlalarının haritalarını vermesi gerekliydi. Ancak harita vermeyi reddetmeleri, Ermenistan’ın uluslararası normları hiçe saydığını bir kez daha teyit ediyor.
Tüm bunlara rağmen Azerbaycan Cumhuriyeti, işgalden kurtarılan bölgelerde nüfusun yeniden yerleşimini hızlandırmak, yaşam koşullarını ve kalitesini iyileştirmek ve gelecekteki kazaları önlemek amacıyla mayın temizleme çalışmalarına devam ediyor. Azerbaycan, Ağdam, Fuzuli ve Zengilan gibi bazı bölgeler için 189.000’den fazla mayını ortaya çıkaran kısmi haritalara ulaştı. Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev bu haritaların sadece yüzde 25 oranında doğru olduğunu açıkladı.
2005 yılında BM Genel Kurulu’nun 60/97 sayılı kararı ile 4 Nisan Uluslararası Mayın Bilinci ve Mayın Eylemi Yardım Günü olarak belirlenmiş ve her yıl düzenli olarak kutlanmaktadır. Bu çerçevede Azerbaycan’da mayınlarla ilgili mevcut sorunlar ve faaliyetler her yıl geniş bir şekilde ele alınıyor.
Çeşitli kuruluşlar, sivil toplum örgütleri ve devlet kurumları düzeyinde etkinlikler düzenleniyor. Bu bağlamda, Sivil Toplum Kuruluşlarına Devlet Desteği Ajansı, Uluslararası Mayın Bilinci ve Mayınla Mücadele Günü vesilesiyle “Mayınsız Dünya – Sivil Toplum Girişimleri” başlıklı bir etkinlik düzenledi. Etkinlik kapsamında Azerbaycan’ın en büyük sorunlarından biri olan mayın konusuna dikkat çekildi.
Sorunun çözümü için başta eğitim olmak üzere çeşitli içeriklere sahip projelerin desteklenmesinin önemi vurgulandı. Aynı zamanda, her yıl 4 Nisan’da kutlanan Uluslararası Mayın Eylemi ve Mayın Temizleme Yardımı Günü kapsamında New York’taki BM Genel Merkezi’nde Azerbaycan’ın mayın sorununa ilişkin bir brifing düzenlendi. Etkinlik Azerbaycan’ın BM Daimi Temsilciliği ve Uluslararası İlişkiler Analiz Merkezi (AIR Center) tarafından düzenlendi.
Çeşitli kuruluşlardan yetkililerin konuşma yaptığı etkinlikte Azerbaycan’ın BM Daimi Temsilcisi Tofig Musayev, Kasım 2020’den bu yana Azerbaycan’ın kurtarılmış topraklarında 388 mayın patlaması meydana geldiğine ve bunun sonucunda 70 kişinin öldüğüne ve 318 kişinin de ağır yaralandığına dikkat çekti.
Uluslararası İlişkiler Analiz Merkezi (AIR Center)Yönetim Kurulu Başkanı Farid Shafiyev ise konuşmasında yabancı donörlerin Azerbaycan’daki mayın temizleme çalışmalarına verdiği desteğin diğer ülkelere kıyasla zayıf olduğunu vurguladı.
Geniş bir alanın mayınlarla kirletilmesi, bölgede tarımın gelişmesi üzerinde ciddi bir olumsuz etkiye sahiptir. Azerbaycan Cumhuriyeti Mayın Temizleme Ajansı tarafından 2022 yılında hazırlanan bir rapora göre, işgal altındaki Laçin bölgesindeki mayın temizleme operatörleri, Ermenistan silahlı kuvvetleri tarafından Azerbaycan’ın egemen topraklarına yasadışı olarak yerleştirilmiş 1.318 anti-personel mayını tespit etti. Bunların 2021 yılında Ermenistan’da üretilen PMN-3 tipi mayınlar olduğu ortaya çıktı.
Bu durum, savaşın 2020’de sona ermesine rağmen Ermenistan’ın bölgedeki askeri varlığının ve gerilimi tırmandırma eğiliminin devam ettiğini bir kez daha göstermektedir. Bu tür adımlar sadece bölgesel istikrar ve barış süreçlerine ciddi bir darbe vurmakla kalmıyor, aynı zamanda uluslararası insancıl hukuk normlarını da ihlal ediyor.
Şekil 1 Armenia-produced 2021 year-made landmines
Kaynak: Azerbaycan Savunma Bakanlığı
Temizleme Süreci: Yöntemler ve Teknolojiler
Mayın temizleme sürecinin en önemli parçası donörler tarafından sağlanan mali yardım ve destek mekanizmasıdır. 2024 verilerine göre Avrupa Birliği, Azerbaycan’ın büyük patlayıcı mühimmat sorunuyla başa çıkmasına yardımcı olmak için 2024-2025 döneminde mali desteğini 10 milyon Euro daha arttırmayı planladı.
Azerbaycan Topraklarının Mayınlardan Arındırılması Ulusal Ajansı (ANAMA) mayınlardan arındırma sürecinin merkezinde yer alan kurumlardan biridir. ANAMA, mayınların temizlenmesi için dünyanın birçok ülkesinden uluslararası kuruluşlarla işbirliği yapıyor. Bu işbirliği sonucunda yerel personelin potansiyeli güçlendirilirken, mayın temizleme sürecinin niceliksel ve niteliksel göstergeleri kuruluşlar tarafından kullanılan yeni yöntemlere dayalı olarak artan bir eğilim içinde hareket etmektedir.
APOPO, uluslararası işbirliği çerçevesinde iletişim halindeki başlıca kuruluşlardan biridir. APOPO, Mayıs 2023’te özel ekibini, hayvanlarını ve ekipmanlarını seferber ederek Aghdam’da bir operasyon üssü kurmuştur. 8 Teknik Arama Köpeği ve 12 Mayın Tarlası Faresi, ANAMA akreditasyonuna hazırlanmak için sıkı bir oryantasyon eğitiminden geçirildi.
Takip eden aylarda, ekipler eğitimlerini titizlikle tamamladı ve savaştan kalan mayın ve patlayıcı kalıntılarını tespit etme konusunda oldukça yetenekli hale geldi. Bu süreç şu anda daha geniş bir kadro ile sürdürülüyor. Marshall Legacy Institute (MLI) 2005 yılından bu yana ANAMA’ya 81 mayın tespit köpeği (MDD) sağlamıştır.
2023 yılında 16 köpek ve 2024 yılında da 12 köpek daha verilmesi planlanıyordu. Aynı zamanda ABD Dışişleri Bakanlığı 2023 ve 2024 yıllarında ANAMA müfettişlerinin eğitimi, karışık cinsiyet ekiplerinin teknik denetimi ve ulusal STK’nın desteklenmesi için 2,5 milyon dolar sağlamıştır. Şekil 2 ayrıca 2021 ve 2023 yılları arasında anti-personel mayınlardan temizlenen alanların hacmini de gösteriyor.
2024 yılı ortası itibariyle program kapsamında 2.347.236 m² alan temizlenmiş ve 10 adet kara mayını, 35 adet patlayıcı mühimmat ve 104 adet diğer patlayıcı savaş kalıntısı bulunarak imha edilmiştir.
APOPO’nun mayın temizleme çalışmaları, aralarında Avrupa Komisyonu, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) ve Belçika Dışişleri Bakanlığı’nın da bulunduğu başlıca uluslararası donörler tarafından destekleniyor. Türkiye, mayın temizleme sorunlarının çözümünde Azerbaycan’a destek veren ülkelerden biridir. Türkiye Cumhuriyeti Milli Savunma Bakanlığı’na bağlı Askeri Fabrika ve Tersane İşletme A.Ş. (ASFAT) tarafından üretilen “Mekanik Mayın Temizleme Teçhizatı (MEMATT)” mayın temizleme sürecine yeterli desteği sağlıyor.
ANAMA tarafından sunulan istatistiklere göre, 2024 yılı çerçevesinde 62.023 (HA) alan mayınlardan temizlenmiş, 59.163 (adet) patlamamış mühimmat olarak belirlenmiş, 4.286 (adet) anti-personel ve 2.372 (adet) anti-tank mayını etkisiz hale getirilmiştir.
Sonuç
Uluslararası Diplomatik İlişkiler, Akademik Araştırmalar ve Eğitim Derneği (UDİAD) Avrasya Araştırmaları Merkezi’nden Araştırmacı Ramil CALİLOV, UDİAD için kaleme aldığı “Mayın Tarlalarıyla Mücadele: Azerbaycan’ın Deneyimi ve Karşılaştığı Zorluklar” başlıklı Analizinin ‘Sonuç‘ bölümünde de Azerbaycan’ın, mayın sorununa paralel olarak, uluslararası toplumun dikkatini bu konuya çekmek için çok sayıda girişim başlattığını belirtti.
Ramil CALİLOV, Azerbaycan’ın, 2023 yılında insani amaçlı mayın temizliğini 18. Ulusal Sürdürülebilir Kalkınma Hedefi olarak resmen ilan ettiğini ve bu konunun BM’nin 18. küresel Sürdürülebilir Kalkınma Hedefi olarak kabul edilmesi için çalışmalarını sürdürdüğüne vurgu yaptı.
“Mayın temizleme sürecinin uzun bir süre devam edeceği düşünüldüğünde Azerbaycan için yeni kayıp ve zararların oluşması kaçınılmaz” olduğunu kaydeden CALİLOV, bu anlamda 6 Nisan 2025 tarihinde Ağdam bölgesi Qalaychilar köyünde meydana gelen bir mayın patlaması sonucu 3 kişinin yaralandığını söyledi.
Araştırmacı Ramil CALİLOV, Azerbaycan Cumhuriyeti Topraklarını Mayınlardan Arındırma Ajansı’na (ANAMA) göre 1991 yılından bu yana mayın terörünün kurbanı olan Azerbaycan vatandaşlarının toplam sayısının ise 359’u çocuk ve 38’i kadın olmak üzere 3.400’ü aştığını belirtti.
CALİLOV, “Elbette, bilinçlendirme ve diğer önlemlerin uygulanmasına rağmen, mayınların hangi bölgelere ve nasıl gömüldüğünü tespit etmek zor bir süreç olduğundan, bu tür vakaların meydana gelmesi, Azerbaycan’ın Ermenistan’ın iğrenç eylemlerinin sonuçlarından etkilendiğini bir kez daha gösteriyor. Sonuç olarak, Azerbaycan’ın mayınlarla mücadelesi sadece bir güvenlik sorunu değil, aynı zamanda insani, ekonomik ve sosyo-politik bir mesele” olduğunu ifade etti.
Mayın eyleminin, devlet sorumluluğunun da dahil olmak üzere, uluslararası normatif anlaşmalar ve uluslararası insancıl hukukun kapsamlı bir çerçevesi tarafından düzenlendiğini, bir dizi uluslararası sözleşmenin mayınların ve patlayıcı savaş kalıntılarının kullanımını düzenlediğini veya yasakladığını aktaran Ramil CALİLOV, şunları kaydetti:
“Anti-Personel Mayınların Yasaklanması Sözleşmesi (Ottawa Sözleşmesi), anti-personel mayınların ve misket bombalarının kullanımını, stoklanmasını, üretimini ve transferini tamamen yasaklamaktadır. Bu sözleşmenin kurallarına göre, anti-personel mayınların kullanımı, üretimi, stoklanması ve dağıtımı tamamen yasaklanmıştır. Hem Azerbaycan’ın hem de Ermenistan’ın 1997 tarihli Anti-Personel Mayınların Yasaklanması Sözleşmesi olan Ottawa Sözleşmesi’ne katılmadığını belirtmek gerekir. Azerbaycan, topraklarının işgal altında olması ve mayınlı alanların varlığı nedeniyle bu sözleşmeye katılmaktan kaçınmıştır. Ancak 2020’deki Kurtuluş Savaşı’nın ardından işgalden arındırılan topraklarda geniş çaplı mayın temizleme operasyonları yürütülmektedir ve Azerbaycan insani mayın temizleme alanında uluslararası işbirliğine açık olduğunu göstermiştir. Azerbaycan’ın önümüzdeki yıllarda bu sözleşmeye katılması mümkün olabilir. Sözleşmenin koşullarından biri de üye devletlerin mayınlı alanları 10 yıl içinde temizlemesi gerekliliğidir. Azerbaycan Sözleşme’nin amaçlarına saygı duyuyor, ancak güvenlik riskleri ve ülke topraklarında tehdit oluşturmaya devam eden mayınlar nedeniyle yakın gelecekte sözleşmeye katılması mümkün olmayacaktır”.
***
Yazar hakkında