Analiz: Belçika’da Türk Dili ve Türk Kültürü Dersleri
UHA HABER / SETA Avrupa Araştırmaları Direktörü Enes Bayraklı ve SETA Brüksel Araştırma Asistanı Furkan Onur Kavukcu’nun yaptıkları bu analizde, bir yandan Belçika eğitim sistemini incelenirken diğer yandan da Türk dili ve Türk kültürü derslerinin bireysel ve toplumsal düzeyde önemi ele alınıyor.
Yarım yüzyılı aşan bir süreden sonra artık yaşadıkları toplumun ayrılmaz bir parçası haline gelmiş olan Belçika Türk toplumu’nun, Türk dili ve Türk kültürü ile bağlarını kaybetmeye başladıkları gözlemleniyor.
Günümüzde 250 bini aşan Belçikalı Türk nüfusunun Türk diline olan ilgisinin azalmasında etkili olan faktörleri analiz edebilmek için her iki araştırmacı Bayraklı ve Kavukcu, öncelikle Belçika’da verilen Türkçe eğitiminin değerlendirilmesi gerektiğine dikkat çekiyor.
Bu analizde bir yandan Belçika eğitim sistemi incelenirken diğer yandan da Türk dili ve Türk kültürü derslerinin bireysel ve toplumsal düzeyde önemi ele alınıyor.
Son bölümde ise bilimsel çalışmalardan ve saha çalışmasından elde edilen veriler ışığında çift dilliliğin tanımı ve getirileri inceleniyor.
“Belçika’da bulunan Fransız ve Flaman topluluklarının kendi eğitim bakanlıkları ve özerk müfredatları bulunmaktadır” diyen araştırmacı Enes Bayraklı ve Furkan Onur Kavukcu, Fransız Topluluğu ile olan eğitim antlaşması sayesinde bu bölgede Türkçe eğitimin göreceli olarak olumlu yönde ilerlerken Türkiye’den gelen öğretmenleri kabul etmeyen Flaman bölgesinde Türkçe öğrenmenin oldukça zor olduğunun altını çiziyor.
Bu sorunun Belçika’da yetişmiş Türk kökenli öğretmenlerle aşılabildiğine vurgu yapan araştırmacı Bayraklı ve Kavukcu, ileride Belçikalı Türk öğretmenlerin görev almasıyla birlikte yeni nesillerin Türk dili ve kültürüyle kopukluğunun önüne geçilebileceğini ifade ediyor.
Belçika’da bulunan birçok eğitimci karşılaşılan ana problemleri öğretmenlerin motivasyonu, öğrencilerin ilgisizliği, velilerin bilgisizliği ve belediyelerin zorluk çıkarması olarak belirtiliyor.
Türkçenin canlı tutulması ve yeni nesillere aktarılabilmesi için büyük bir çabaya ihtiyaç duyuluyor ve önümüzdeki yıllarda iki ülke arasında köprü görevi üstlenebilecek olan bireylerin Türkçeye ve Türk kültürüne bağlılıkları büyük bir önem arz ediyor.
Karşılaşılan sorunların ortaya konduğu SETA Avrupa Araştırmaları Direktörü Enes Bayraklı ve SETA Brüksel Araştırma Asistanı Furkan Onur Kavukcu’nun bu analizinde konuya dair çözüm önerileri de sunuluyor.
Analizin girişinde, İkinci Dünya Savaşı sonrasında oluşan iş gücü açığını dışarıdan getirilen işçilerle karşılamaya çalışan Batı Avrupa ülkeleri misafir ettikleri bu işçilerin kültürel ve toplumsal uyumu konusunda uzun süre somut adımlar atılmadığı ve Türkiye ile Belçika arasında 16 Temmuz 1964’te imzalanan “İşgücü Antlaşması” kapsamında çalışmak için Belçika’ya gelen Türk işçilerin bu ülkenin resmi dillerine hakim olmamalarının günlük hayatta zorluk çekmelerine sebep olduğu aktarılıyor.
Yarım yüzyılı aşan bir süreden sonra artık yaşadıkları toplumun ayrılmaz bir parçası haline gelmiş olan Belçika Türk toplumunun Türk dili ve Türk kültürü ile bağlarını kaybetmeye başladıkları gözlemlendiği ifade edilen analizde, Türk diline olan ilginin azalmasında etkili olan faktörleri analiz edebilmek için bu analizde öncelikle Belçika eğitim sistemi değerlendiriliyor.
Ayrıca ardından da bilimsel ve saha çalışmalarında elde edilen veriler ışığında çift dilliliğin tanımı ve avantajları inceleniyor.
Son olarak ise Türk dili ve Türk kültürü derslerinin bireysel ve toplumsal düzeyde önemi ele alınıyor.
BELÇİKA KRALLIĞI VE EĞİTİM SİSTEMİ
1830’da Hollanda’dan ayrılarak bağımsızlığını ilan eden Belçika 1831’de üniter devlet yapısıyla kurulmuş ve parlamenter monarşi modelini benimseyerek “Belçika Krallığı” ismini almıştır. Ancak Belçika 1970’ten itibaren gerçekleştirilen anayasal reformlarla birlikte federal bir devlet düzenine geçmiştir.
Anayasal reformlar sonrasında üç bölge ve üç topluluğa ayrılan ülkede altı farklı hükümet (Federal hükümet, Flaman hükümeti, Valonya hükümeti, Brüksel-Başkent Bölgesi hükümeti, Fransız Toplumu hükümeti ve Alman Toplumu hükümeti) siyasi düzeni yürütmektedir. Yetki dağılımı da buna göre düzenlenmiştir.
Kullanılan dillerle dört dilsel bölgeye ayrılan ülkede Felemenkçe, Fransızca ve Almanca resmi dil olarak kabul edilmiştir. Dördüncü dilsel bölge olan Brüksel’de ise hem Fransızca hem de Felemenkçe konuşulmaktadır.
1988’de gerçekleştirilen anayasal reform sonucu adalet, dış politika, sosyal güvenlik, vergi ve enerji gibi meseleler federal devletin yetki alanına girerken kültür, gençlik, dillerin kullanımı ve bu analizin ele aldığı eğitim alanlarındaki sorumluluk ve yetki ise “topluluk yetkileri”nin içine alınmıştır. Farklı devlet yapısıyla dikkat çeken Belçika Krallığı eğitim sistemiyle de farklılığını ortaya koymaktadır.
Ülkede Flaman Topluluğu, Fransız Topluluğu ve Almanca Konuşanlar Topluluğu’na ait olmak üzere üç farklı eğitim bakanı görev yapmaktadır.
Belçika Anayasası’nın 127. maddesi gereğince eğitimde sadece üç konu federal devletin yetki alanına girmektedir: zorunlu eğitimin başlangıç ve bitiş sürelerinin belirlenmesi, asgari mezuniyet şartları ve emeklilik düzenlemesi.
Belçika’da zorunlu eğitim 6-18 yaş arasındaki çocukları kapsamaktadır. 2020-2021 eğitim öğretim dönemi itibarıyla zorunlu eğitime başlangıç yaşı 5 olarak belirlenmiştir.
Zorunlu öğrenim çağında olan bireylerin evde eğitim görmeleri hukuki açıdan herhangi bir sorun teşkil etmemektedir.10 Bunun yanı sıra her üç topluluk da kendi ana dillerinde (Felemenkçe, Fransızca ve Almanca) eğitim sunmaktadır.
Eğitimin serbest olması öğretim kurumlarının açılması konusundaki kısıtlamaları azaltsa da sunulan desteklerden yararlanmak isteyen eğitim kurumları devlet tarafından tanınmak ve kanunlarla belirlenmiş şartlara uymak zorundadır.
Belçika’da devlet okullarının yanı sıra kar amacı gütmeyen dernekler ya da vakıflar tarafından kurulan özel okullar da sıklıkla tercih
edilmektedir. Katolik, Protestan, Müslüman ve Yahudi okulları dini cemaatlere bağlı özel okulstatüsüne sahipken hiçbir dini cemaate bağlı
olmayan özel okullar da eğitim imkanı sunabilmektedir. Bununla beraber alternatif pedagojik eğitim yöntemlerini esas alan Waldorf, Montessori, Dalton ve Freinet okulları gibi okullar da mevcuttur. (devam edecek-ÇİFT DİLLİLİK NEDİR, AVANTAJLARI NELERDİR?)
Hazırlayan : Tuba Nur TÜRKELİ
***
Enes Bayraklı
Furkan Onur Kavukcu
***
Neden https://www.uhahaberajansi.com/?
Bağımsız bir haber ajansı olarak amacımız, insanlara hakikati ulaştırarak ülkede gerçek bir demokrasi ve özgürlük ortamının yeşermesine katkı sunmak. Bu nedenle abonelikten elde ettiğimiz geliri, daha iyi bir ajans gazeteciliğini hayata geçirmek, okurlarımızın daha nitelikli ve güvenilir bir zemin üzerinden bilgiyle buluşmasını sağlamak için kullanıyoruz. Çünkü banka hesabını şişirmek zorunda olduğumuz bir patronumuz yok; iyi ki de yok.
Bundan sonra da yolumuza aynı sorumluluk bilinciyle devam edeceğiz.
Bu yolculukta bize katılmak ve bir gün habersiz kalmamak için
Bugün https://www.uhahaberajansi.com/’a Abone Ol.
https://www.uhahaberajansi.com/; seninle güçlü, seninle özgür!
[UHA Haber Ajansı, 05 Mayıs 2021]