Alman endüstrisinin nikel sancısı
BERLİN – UHA HABER / Ukrayna savaşı nedeniyle Rusya ile ticari bağlarını gözden geçiren Almanya, ağır sınamalarla karşı karşıya. Avrupa’nın en büyük sanayi ülkesi, nikel gibi değerli hammaddeler için Rusya’ya alternatif arayışında.
Almanya’nın Rusya ile ekonomik bağına ilişkin tartışmaların odağında petrol ve doğal gaz yer alıyor. Nedeni ise çok açık: Almanya Rusya’dan en çok petrol ve doğal gaz satın alan Avrupa ülkesi konumunda. Ancak Almanya’nın Rusya’ya bağımlı olduğu tek alan enerji değil.
Alman şirketlerinin büyük bir bölümünün üretime devam edebilmesi, Rusya’dan satın aldıkları nikel, paladyum, bakır ve krom gibi hammaddelerin kesintisiz bir şekilde temin edilmesine bağlı.
Örneğin paslanmaz çelik üretiminde kullanılan nikel, aynı zamanda elektrikli arabalar için gerekli lityum-iyon bataryanın önemli bir birleşeni. Paladyum ise tıpkı nikel gibi otomotiv üreticileri için hayati bir öneme sahip. Çünkü paladyum, hem benzinle çalışan hem de hibrit otomobillerin, çevreye yaydıkları gazlardaki çevre kirleten bileşenleri azaltan sistemlerin, yani katalitik konvertörlerin üretiminde kullanılıyor.
Değerli metallerde Rusya’nın önemi
Alman endüstrisi işte bu değerli hammadde ihtiyaçlarının büyük bir bölümünü de Rusya’dan temin ediyor.
Massachusetts Teknoloji Enstitüsü (MIT) bünyesinde faaliyet gösteren ve uluslararası ticaret verilerinin görsel takibini sağlayan Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü’nün (OECD) paylaştığı bilgiler dikkat çekici:
2020 yılında Almanya’nın en yüksek oranda ham nikel ithal ettiği ülke, yüzde 39 ile Rusya oldu. Almanya, paladyum ihtiyacının yüzde 25’ini, krom ve kadmiyum gibi sanayide kullanılan ağır metal ihtiyacının ise yaklaşık yüzde 20’sini yine Rusya’dan satın aldı. Ayrıca yurtdışından temin ettiği rafine bakırın yüzde 11’ini, platinin yüzde 10,9’unu, demir cevherin de yüzde 8,5’ini de yine Rusya’dan ithal etti.
IW’den kritik çağrı
Köln merkezli Alman Ekonomi Enstitüsü (IW) yaptığı son çalışmasında, Almanya’nın Rusya’dan ithal ettiği ve ikame edilmesi zor bazı hammaddeler tespit etti.
Enstitü yayımladığı açıklamada, “Bu hammaddelerle ilgili olarak alternatif ihracatçı ülkelerle yeni ticari ilişkilerin kurulması büyük önem taşıyor” görüşüne yer verdi.
Dikkatlerin odaklandığı değerli metallerin başında îse nikel yer alıyor. Almanya’nın Rusya’dan sonra yüzde 29 ile en çok ham nikel ithal ettiği ülke Hollanda. Ancak Rusya, yüzde 20’lik bir pazar payı ile dünyanın birinci sınıf ham nikelini ithal eden ülke konumunda.
Zirve yapan nikel fiyatları
Son yıllarda elektrikli otomobil üretiminde yaşanan büyük artış, nikele talebi arttırdı, önemi artan bu değerli hammaddeye erişim de bir o kadar zorlaştı.
Tesla’nın CEO’su Elon Musk da pek çok sosyal medya paylaşımında nikelin önemine vurgu yaparken temin etmekte yaşanan güçlüğe dikkat çekti. ABD’nin nikel üretimi için “son derece ağır aksak ilerliyor” görüşünü aktaran Musk, Avustralya ve Kanada’nın gayet olumlu bir performans sergilediklerini, Endonezya’nın da harika bir iş çıkardığını kaydetti.
Birinci sınıf ham nikel fiyatları son iki yılda zaten ikiye katlanmıştı. Rusya’nın Ukrayna işgali sonrasında, Kremlin’in nikel ile ilgili ihracat yasağı uygulayabileceği gündeme getirildi.
Mart ayının başında nikel fiyatları rekorlar kırınca, Londra Metal Borsası 37 yıl aradan sonra ilk kez alım satımları bir süreliğine durdurdu. Sadece bu yılın ilk üç ayında, nikel fiyatlarında yaklaşık yüzde 400’ü bulan artışlar oldu.
Yakın gelecekte elektrikli otomotiv üretiminde lider güç olma hedefini açıklayan Volkswagen, dünyanın en büyük üreticilerinden olan Endonezya’dan ham nikel tedarik edebilmeyi garanti altına alabilmek için, Çinli Huayou Cobalt ve Tsingshan Grubu ile ortaklıkta anlaştığını duyurdu.
Rusya’nın Murmansk bölgesindeki nikel üretim merkezinde çalışan bir işçiFotoğraf: Lev Fedoseyev/Tass/IMAGO
Hammadde kıtlığı endişesi
Rusya’nın hammaddeleri ile ilgili belirsizlik piyasaları tedirgin etmeye devam ediyor.
Kimi analistler, yeni bir elektrikli otomobil almak isteyen tüketicinin, nikel krizi nedeniyle en az 919 euro daha fazla ödemek durumunda kalacağı öngörüsünde bulunuyor.
Alman Otomotiv Endüstrisi Derneği (VDA), Ukrayna savaşının Almanya’daki otomotiv üretimini sekteye uğratmaya devam edeceğini duyurdu. VDA yayımladığı açıklamada, “Otomobil endüstrisi, uzun vadede hammadde kıtlığı ve daha yüksek hammadde fiyatlarıyla karşı karşıya kalacak” görüşüne yer verdi.
İthalat ve ihracat yasakları
Savaştan sadece otomobil üreticileri etkilenmiyor. Alman kimya devi BASF, 2018 yılında dünyanın en büyük ham nikel üreticisi olan Rus Norislk Nikel ile iş birliğini geliştirme kararı almıştı. Anlaşma, Rus şirketinin BASF’ın Finlandiya’daki yeni pil üretim tesisine nikel ve kobalt temin etmesini öngörüyordu. Ukrayna savaşı sonrasında ise Rusya ile tüm ticari anlaşmalar dikkatle gözden geçiriliyor.
Moskova ise şimdilik Mart ayında ihracat yasağı getirdiği ürünler arasına nikeli dahil etmedi. Ama bu tür değerli metallerin Avrupa’ya ulaşması her an durma noktasına gelebilir. Bu ya Moskova’nın getireceği bir ihracat yasağı sonucunda ya da Brüksel’de alınacak bir yaptırım kararı ile gerçekleşebilir.
AB son olarak Rusya’dan kömür, havyar, ahşap, kauçuk, çimento ve votka dahil pek çok ürüne ithalat yasağı getirdi. Bu listeye, Almanya gibi ülkelerin yüksek oranda ithal ettiği nikel gibi benzeri hammaddeler şimdilik dahil değil..
Alman sanayisi üzerindeki baskı artıyor
Rus nikeline henüz yasak gelmese de Alman şirketlerine Rusya ile ilişkilerini kesme baskısı her geçen gün artıyor.
Pek çok uzman ve iş insanı da Almanya’nın son yıllardaki ekonomik refahını büyük ölçüde Rusya’dan temin ettiği ucuz enerjiye borçlu olduğunu söylüyor.
BASF Başkanı Martin Brudermüller, Frankfurter Allgemeine Zeitung’a yaptığı açıklamada, Rus petrolü ve doğal gazına uygulanacak ani bir ambargonun Almanya’yı İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana eşi benzeri görülmemiş büyük bir ekonomik krize sürükleyebileceğini söyledi. Brudermüller, doğal gaz arzının yarıya düşmesi halinde şirketinin üretimini durdurmak durumunda kalacağını da sözlerine ekledi.
Ancak herkes aynı görüşte değil. Almanya’nın Ulusal Bilimler Akademisi Leopoldina, Rusya’dan alınan doğal gazın hemen kesilmesi durumunda bunun “yönetilebilir” olduğu görüşünde.
Rusya ile ticari bağı olan her Alman şirketi için şu açık: Ekonomik açıdan ne kadar büyük öneme sahip olursa olsun, artık her şey mümkün. Mümkün değil, olamaz denilen hiç bir şey kalmadı.
[UHA Haber Ajansı, 18 Nisan 2022]