AB’nin Enerjide Dışa Bağımlılığı ve Bunu Azaltmaya Yönelik Çalışmaları
Diplomatik İlişkiler ve Politik Araştırmalar Merkezi (DİPAM) Araştırmacı-Yazar Tuğçe BAYRAM, Enerji konusunun bölgesel değil küresel etkileri olan önemli bir konu olduğunu, bu konunun ekonomiden çevreye birçok önemli konu üzerinde etkisi bulunduğunu belirterek, Dünyanın yenilenebilir enerjinin önemini anlamaya çalıştığı şu günlerde daha fazla çalışma yapılması gerektiğini ve bu konunun AB’yi de birçok noktada etkilediğini açıkladı.
UHA / Europe İnternational News Agency
Araştırmacı-Yazar Tuğçe BAYRAM, DİPAM için kaleme aldığı ‘AB’nin Enerjide Dışa Bağımlılığı ve Bunu Azaltmaya Yönelik Çalışmaları‘ başlıklı yazısını Uluslararası Haber Ajansı (UHA)‘na değerlendirdi.
Tuğçe BAYRAM, Avrupa Birliği’nin, Avrupalı halkı bir araya getirerek büyümeyi amaçlayan ve dünya gücü olmaya çalışan bir birlik olduğunu belirterek, şunları söyledi:
“Genişlemesi belli aralıklarla devam etmiştir ve bu gelişmelerin onun için bazı sorumlulukları ve sorunları olmuştur. Bu sebeple AB’nin dış politikasında enerji stratejik bir konumdadır ve her geçen gün önemi artmaktadır. AB enerji politikası, rekabet gücü, enerji arzının güvenliği ve çevrenin korunması arasında bir dengeye vararak, toplam enerji tüketiminde kömürün payını korumayı, doğal gazın payını artırmayı, nükleer enerji santralleri için azami güvenlik şartları tesis etmeyi ve yenilenebilir enerji kaynaklarının payını artırmayı hedeflemektedir. Bu hedeflere ulaşmaya çalışırken bazı zorluklarla da mücadele etmesi gerekmektedir”.
“AB enerji tüketimi açısından çok yoğun bir bölgedir ve yeterli kaynaklara sahip değildir” diyen BAYRAM, AB’nin, enerji ihtiyacını karşılamak için uzun süredir başta petrol ve gaz olmak üzere yabancı enerji kaynaklarına bağımlı olduğunu hatırlatarak, bu durumun bölgeyi küresel enerji piyasalarındaki dalgalanmalara ve büyük enerji üreticisi ülkelerin siyasi değişken davranışlarına karşı savunmasız bıraktığını ve AB için önemli jeopolitik ve ekonomik sonuçlarının olduğunun altını çizdi.
Yazar Tuğçe BAYRAM, “Bu konu özellikle çevre gibi konular “high politics” olarak kabul edilmeye başlanınca daha önemli bir hale gelmiştir ve AB’nin enerjide dışa bağımlılığı ve bunun bölgenin ekonomisi, güvenliği ve dış politikası üzerindeki etkileri dikkat çekmeye başlamıştır” dedi.
AB’nin enerjide bağımlı olduğu ülkeler arasında Rusya, Norveç ve Cezayirin öne çıktığına değinen BAYRAM, “AB’nin doğal gaz ithalatının yaklaşık yarısının Rusya’dan gelmektedir. Norveç, AB’nin doğal gaz ithalatının yaklaşık üçte birini sağlamaktadır. Cezayir ise AB’nin LNG (sıvılaştırılmış doğal gaz) ithalatının en büyük kaynaklarından biridir. Ayrıca, AB’nin enerji bağımlılığı sadece doğalgazda değildir, AB petrol ithalatında da bazı ülkelere bağımlıdır. Bu konuda en büyük kaynaklar Suudi Arabistan, Rusya ve Nijerya’dır. Suudi Arabistan, AB’nin petrol ithalatının yaklaşık beşte birini sağlamaktadır. Rusya, AB’nin petrol ithalatının yaklaşık %29’unu sağlarken, Nijerya AB’nin petrol ithalatının yaklaşık %10’una denk gelmektedir” şeklinde konuştu..
Boru hattı konusuna da değinen Tuğçe BAYRAM, “Cezayir’in Avrupa’ya yaptığı boru hattı ihracatı, geçen yıl bölgeye yönelik boru hattı tedarik artışının en büyük kaynağıydı (+13 milyar metreküp), ardından Azerbaycan (+6 milyar metreküp). Rusya’nın Avrupa’ya boru hattı arzı 2021’de genel olarak 167 milyar metreküpte sabit kalırken, AB’ye ihracat %8,2 (-12 milyar metreküp) azaldı” dedi.
BAYRAM, İlk olarak, AB’nin enerjide dışa bağımlılığının, ekonomisi üzerinde önemli bir etkiye sahip bulunduğunu, AB’in, özellikle AB’nin gaz ihtiyacında Rusya’ya büyük ölçüde enerji ithalatına bağımlı olduğunu ve bu sebeple AB’nin, fiyat artışlarına ve arz kesintilerine karşı savunmasız hale geldiğini hatırlattı.
Yazar Tuğçe BAYRAM, “Örnek olarak 2014’te Rusya’nın Kırım’ı ilhak etmesi sonucunda Ukrayna ile gaz fiyatları konusunda bir anlaşmazlığa neden oldu ve bu da AB’ye gaz arzının geçici olarak kesilmesine neden oldu. Benzer durum Rusya-Ukrayna savaşı zamanında da yaşandı. ABD ve Avrupa’nın Ukrayna sebebiyle Rusya’ya uyguladığı yaptırımlar serbest enerji ticaretini sona erdirdi ve küresel enerji yönetişiminde gerilemeler yarattı. Kısacası bu durum için enerjinin siyasallaşması denilebilir. AB-Rusya arası enerji rekabeti gittikçe karmaşık hale gelmekte ve aradaki bağlar sürekli olarak baltalanmaktadır. Şu an enerji işbirliği daha az kapsayıcı hale gelmiştir. Uluslararası enerji güvenliği ortamı kötüleşmektedir. Birçok ülke küresel enerji diyaloğu ve işbirliğini hararetle savunmakta ve piyasa istikrarını korumak amacıyla enerji meselelerinin siyasileştirilmesine ve silah haline getirilmesine karşı çıkmaktadır” dedi.
Ekonomik olarak ikinci bir zorluğun da fiyat dalgalanması konusu olduğunu dile getiren BAYRAM, AB’nin enerji fiyatlarının, arz ve talebe, jeopolitik gerilimlere ve diğer faktörlere dayalı dalgalanmalara tabi olan küresel enerji fiyatlarından büyük ölçüde etkilendiğini, bunun sonucunda işletmeler için yüksek enerji maliyetlerine, düşük rekabet ve düşük ekonomik büyümeye sebep olabildiğinin altını çizdi.
Gazeteci* Ataner YÜCE