Afrika Araştırmacıları Derneği (AFAM) kurucu üyesi  ve Dumlupınar Üniversitesi İlahiyat Fakültesi araştırma görevlisi İslami İlimler Fakültesi / İslam Tarihi ve Sanatları Bölümü Dr. Öğr. Üyesi İsa GÖKGEDİK, kaleme aldığı “Afrika, Filistin’e destek konusunda İsrail’e karşı tek ses olur mu?” başlıklı yazısında, İsrail’in Filistin’e yönelik saldırısı Afrika kıtasının -en azından siyaset ve dış politika meselelerinde- homojen bir bakışa sahip olmadığını gösterdiğini ve olaylardan sonra bazı kıta ülkelerinin İsrail ya da Filistin’e olan desteğini açıkça dile getirdiğine dikkat çekti.

UHA / İnternational News Agency

Türk bayrağı ve Atatürk siluetiDumlupınar Üniversitesi İlahiyat Fakültesi araştırma görevlisi Dr. Öğr. Üyesi İsa GÖKGEDİK, UHA Haber’den Gazeteci Ataner YÜCE’ye yaptığı açıklamada, “Bunun yanı sıra önemli bir kısmı ise süreç içerisinde sessiz kalmayı tercih etti. Bir denge tutturmayı tercih eden bu ülkeler gerilimin tırmandırılmaması çağrısında bulundu ve herhangi bir ülkeyi desteklemeden saldırıları kınadı. Gerilimi azaltma yönünde genel çağrılarda bulunarak tarafsızlığını koruyanlardan bazıları İsrail’le güçlü ikili bağları olan Etiyopya, Uganda ve Angola gibi ülkelerdi. İki vatandaşının olaylardan etkilendiği Tanzanya da tarafsız bir duruş sergiledi” dedi.

Kenya, Gana ve Kongo Demokratik Cumhuriyeti ve Togo İsrail’e destek veren Afrika ülkeleri olarak öne çıktığını ifade eden İsa GÖKGEDİK, Öte yandan Güney Afrika Cumhuriyeti ve Cezayir gibi kıtanın güçlü ülkelerinin, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarını şiddetle kınadığını ve Filistin ile dayanışma içinde olduklarını belirttiklerini hatırlattı.

GÖKGEDİK, “Güney Afrika kıta genelinde, İsrail’i açıkça kınayan ve Arap Birliği üyesi olmayan birkaç ülkeden biriydi. Hamas’ın saldırısının hemen ardından Güney Sudan, Zambiya, Kamerun, Malavi ve Madagaskar İsrail’in yanında yer alarak Hamas’ı şiddetle kınadılar. Ruanda da bu ülkelerden biriydi ancak Ekim ayı sonlarında Gazze’ye insani yardım da sağladı. Öte yandan Afrika’nın Arap Birliği üyelerinden bazıları saldırıların sorumlusu olarak İsrail’i kabul ettiler” dedi.

Çatışmaların meydana geldiği ilk günlerde, dünya genelinde olduğu gibi Afrika devletlerinden yapılan açıklamaların hepsinde şiddetin sonlandırılması talebinin yer aldığını dile getiren İsa GÖKGEDİK, “Buna karşılık İsrail’i destekleyen grupta yer alan ülkeler “terör” eylemine karşı olduklarını vurgularken, diğerlerinin söylemlerinde altı çizilen tema “saldırıların uluslararası insan haklarının ihlali” demek olduğu şeklindeydi. Buna göre Afrikalı liderler mevcut İsrail-Filistin ihtilafındaki şiddeti kınama konusunda birleşirken kimi sorumlu tutacakları konusunda net bir çizgiye sahip değiller denebilir. Yine, Hamas tarafının İsrail’e yönelik saldırısının ardından bazı Afrikalı liderler şiddete tepki gösteren açıklamalar yayınlarken buna terör mü yoksa savaş mı denilmesi gerektiği konusunda anlaşamamış durumda” olduklarını belirtti.

Değişen bu tepkilerin ardında yatan sebeplerin de farlılık gösterdiğine dikkat çeken GÖKGEDİK, “Karşılıklı çıkar ilişkileri, din, tarihi bağlar, batı karşıtlığı/sömürge düzeni, dışa bağımlılık/ekonomi, güvenlik ve insan hakları gibi konular ülkelerin gösterdiği tavrı etkileyen unsurlar. Yalnız, bu faktörlerin ele alınacağı düzleme sadece kıtanın Filistin ve İsrail’le olan bağları değil Afrika ülkelerinin ABD ve AB ülkeleriyle kurduğu ilişkiler de dahil edilmeli” dedi.

“Olaylar başlar başlamaz kıta genelinde verilen ilk tepkiler değişkenlik gösterse de zaman içerisinde çoğu Afrika hükümetinin, Afrika’daki önemli siyasi grupların ve Afrika halkının önemli bir kısmının Filistin davasına daha sıcak bakmaya başladığı, İsrail’in Gazze’deki askerî harekâtına karşı bir duruş sergilediği görülmektedir” diyen Dr. Öğr. Üyesi İsa GÖKGEDİK,  şunları söyledi:

“Örneğin Moritanya, 1999’da İsrail’i tanıyan Arap Birliği’ndeki üçüncü ülke olmasına rağmen 2009’da Gazze savaşı dolayısıyla askıya aldığı ilişkileri 2010’da tamamen sonlandırmıştı. 2020’den itibaren de ilişkilerin normalleştirilmesi için adımlar atılmışken son olaylar karşında Moritanya Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada İsrail mevcut krizin müsebbibi olarak görüldü”.

Filistin lehine gelişen birlikteliğin bir göstergesinin de 27 Ekim’deki Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda yapılan oylamanın olduğunu hatırlatan İsa GÖKGEDİK, “Ürdün’ün genel kurula sunduğu, düşmanlığı sonlandıracak acil, kalıcı ve sürdürülebilir insani ateşkes çağrısını içeren karar için otuz beş Afrika ülkesi oy verdi. Karar 120 kabul, 14 aleyhte ve 44 çekimser oyla kabul edildi. İsrail’i açıkça destekleyen Kenya, Gana ve Kongo Demokratik Cumhuriyeti dahi lehte oy kullanırken hiçbir Afrika ülkesi aleyhte oy kullanmadı; bazıları (9) oylamaya katılmadı; Yeşil Burun Adaları, Kamerun, Etiyopya, Tunus, Güney Sudan, Zambiya ise çekimser kaldı. Kabul oyu kullanan ülkeler arasında, İsrail’le ilişkilerin normalleştirilmesine yönelik İbrahim Anlaşması’na imza atan Mısır, Fas ve Sudan’ın da bulunması dikkat çekici. Ayrıca Mısır ve Sudan, yine kendileri gibi İsrail’le diplomasisini geliştirme arifesinde olan Çad’la birlikte, oylamaya sunulan kararın hazırlayıcısı 47 sponsor ülke arasında yer alıyor. Bu gibi ülkelerin oylamada durdukları yerin, İsrail’le ilişkilerindeki siyasi pratiğe yansımaları ayrı bir bahis olarak incelemeye muhtaçtır. Hem Afrika ülkelerinin bireysel olarak hem de Afrika Birliği’nin ortak bir şekilde Filistin meselesinde aldığı tavır elbette önemlidir. Ancak bu tavırların bölgesel ya da küresel anlamda ne derece etkili olacağı ise büyük bir soru işareti. Etkisi ve sonuçları tartışmaya açık olmakla birlikte bu tür kararlara verilen desteğin doğrudan İsrail’in aleyhinde ve Afrika ülkeleriyle iş birlikleri olan Amerika’nın isteklerine aykırı olduğu unutulmamalı. Üstelik 55 Afrika Birliği üye devletinin 46’sı tarafından tanınan ve Afrika’da 17 büyükelçiliğe, 12 konsolosluğa sahip bir İsrail’e rağmen bu kararın çıkması değerli görülebilir” açıklamasında bulundu.

GÖKGEDİK, aynı gün Birleşmiş Milletlerin, Hamas’ın kınanmasını içeren ve İsrail’in çıkarlarının daha olumlu değerlendirildiği bir değişikliğin imzalanmasının oyladığını, Red kararı çıkan oylamada Yeşil Burun Adaları, Gana, Kenya, Malavi, Nijerya ve Güney Sudan’ın İsrail yanlısı bu değişikliği desteklediğine dikkat çekerek, Angola, Botsvana, Fildişi Sahili, Kongo Demokratik Cumhuriyeti, Etiyopya, Gine-Bissau, Lesoto, Mozambik ve Togo’un çekimser kaldığını aktardı.

İsrail’in müttefiki Kamerun ve Zambiya da dahil olmak üzere bazı ülkelerin oy vermeyince taslağın meclisin gerekli üçte ikisi tarafından kabul edilmesi için yalnızca üç oy eksik kaldığını ve kabul edilmediğini altını çizen Dr. Öğr. Üyesi İsa GÖKGEDİK, İsrail’i eleştiren Afrika ülkelerinin değişikliğe itiraz ettiğini, İlginç bir şekilde İsrail ile uzun süredir ilişkileri olan Uganda, Tanzanya, Senegal ve Orta Afrika Cumhuriyeti gibi ülkelerin de onlara katıldığını söyledi.(devam edecek-Afrika Birliği ve Arap Devletleri Birliği (LAS) ile ortak açıklama)