Yangın tedbirlerinde ‘maske’ de unutulmamalı
UHA / İnternational News Agency
Bolu Kartalkaya’da 78 vatandaşın hayatını kaybettiği yangın faciasına ilişkin gelişmeler gündemin en önemli maddelerinden. Bu acı olayın ardından sadece otel, hastane, AVM gibi yerlerde değil konutlarda da olası bir yangına karşı nasıl mücadele edileceği konusu öne çıkıyor.
Yangın malzemeleri satan sektör temsilcileri son bir haftada ciddi yoğunluk yaşandığını söylüyor. Gerek iş yeri gerek apartmanlar yönetimleri gerek bireysel kullanıcıların yangın tüpü, yangın battaniyesi, yangına dayanıklı diğer malzemelere yöneldiğine dikkat çekiyor.
“Olması zorunlu sistemler de akıllara şimdi geliyor”
Yangın Eğitim Uzmanı Rıdvan Kılıç, önce oteldeki olayla ilgili kısaca görüşlerini aktarıyor. En basitinden bir yangın battaniyesi olsa bile belki de ilk etapta alevlerin söndürülebileceğini vurguluyor.
Kural gereği 100 ve üzerinde sayıda kişiye yemek hizmeti veren yerlerde ‘otomatik yağ söndürücü’ sistemlerin zorunlu olduğu bilgisini paylaşıyor. Yağ yangınları için gerekli sistem için bu sıralar çokça sipariş aldıklarını belirtiyor. Aslında zorunlu olması gereken bu sistemin akıllara yeni yeni gelmeye başladığına değiniyor.
Söz konusu sistemin otomatik olarak baca içine dahi müdahale ettiği detayını da paylaşıyor Kılıç. Ayrıca bu sistemin bir de elle çalıştırılan versiyonunun olduğunu anlatıp, “Otellere, yemek şirketlerine ya da çok sayıda işçiye yemek çıkan işletmelerde bu ikiliyi öneriyoruz. Böylece sistemi yedeklenmiş oluyorsunuz ve olası bir yangın tehdidini en aza indiriyordunuz.” diyor.
“Yangın maskelerinin önemi daha iyi anlaşılmalı”
Rıdvan Kılıç tam da bu noktada sürece dair dikkate değer bir parantez açıyor. Yangın tüplerini, sensörleri, alev söndürücü battaniyeleri sıkça konuştuğumuzu ama yangın sırasında kullanabileceğimiz maskeleri göz ardı ettiğimizi söylüyor.
Kartalkaya’daki otelde de çoğunluğun yanarak değil, karbonmonoksit zehirlenmesinden hayatını kaybettiğini anımsatıp, devam ediyor:
“Yangın çıktı ve söndüremediniz. Bu durumda elinizde tek seçenek sağlıklı bir şekilde hızla tahliye edilebilmek. Bunun için de maske şart. Belli standartları taşıyan maskeler sizi en azından 15-20 dakika boyunca dumandan zehirlenmeye karşı korur. Ve siz de bu süreçte kendinizi güvenli bölgeye atabilirsiniz.
Bu maskelerin belli standartları var ve haliyle ucuz değil. Bu nedenle evin tüm bireyleri için maske alıp saklamak biraz pahalı gelebilir. Biz bunun yerine en azından apartmanların bazı noktalarında bu maskelerden bulunması gerektiğine inanıyoruz. Belki sitenin yöneticisinde ya da apartman görevlisinde de olabilir.
Bu işin normali bir yangın dolabınızın olması. AVM’ye gittiğinizde görürsünüz. Çünkü orada zorunlu. Bu dolabın içinde kazma, kürek, el feneri, yangın tüpü, maske ve megafon bulunur. Alarm çalmadığı zaman megafonla insanları uyarırsınız. Benzer bir sistem belli sayının üzerinde sakini bulunan konutlarda da zorunlu tutulabilir.”
“Panik ortamı nedeniyle satışlar arttı”
Rıdvan Kılıç, Kartalkaya yangını sonrası siparişlere yetişemediklerini de ekliyor sözlerine. İlk günden bu yana telefonları susmamış. Site yöneticileri, işletme sahipleri, oteller hatta sade vatandaşlar da sürekli sipariş veriyormuş.
Bunun ‘panik ortamı’ nedeniyle olduğunu söylüyor Kılıç ve “Bir anda herkes yangın önlemi için bir şeyler almak istedi. Bu da doğru değil çünkü farklı bir sorun çıkıyor ortaya. Bir anda hem tüp hem maske hem otomatik uyarı sistemleri almak isteyenler oluyor. Haliyle fatura yükseliyor. Maliyeti görünce bu kez hepsinden vazgeçiyor. Aslında öncelik sırasına göre en önemliden başlayarak diğerlerine gidilecek şekilde bir yol izlenmeli. Yaşadığımız bir diğer sıkıntı da son iki gündür iptallerin artması. Otel yangını sonrası 10 yangın tüpü isteyen işletme bizi arayıp ‘Galiba 8 yeterli. İkisini iptal edelim’ diyor. Bu gibi sistemleri alırken uzmanlarla görüşülüp belli bir mantık çerçevesinde hareket edilmesi şart. Panik alımlara gerek yok. Önümüzdeki hafta sektör yeniden kendi dinamiklerine döner.” diyerek sözlerini tamamlıyor.