İsrail’in Kabaran İştahı ve Türkiye Cumhuriyeti’nin Geleceği Üzerine

* Ortadoğu’nun jeopolitik ve güvenlik dengelerini değiştirecek, önümüzdeki yıllara yön verecek nitelikteki çatışmalar ve savaşlar devam ediyor.
* Bölgedeki kriz, tek bir noktayla sınırlı kalmayıp, genişleme ve Türkiye’nin hak ve menfaatlerinin titizlikle korunması gerektiği bir döneme girildiğine de işaret etmektir.
-Ela AKKUŞ-
Araştırmacı – Yazar Ela AKKUŞ, Strasam için kaleme aldığı “İsrail’in Kabaran İştahı ve Türkiye Cumhuriyeti’nin Geleceği Üzerine” başlıklı yazısında, Lübnan’ın kuzeyi Lazkiye tarafından Şam’a kadar büyüyen İsrail tehdidinin gün yüzüne çıktığına dikkat çekiyor.
AKKUŞ, İsrail’in görünen yayılmacı politikasının, bölge ülkelerini olduğu kadar Türkiye’yi de tehdit edecek kadar yaklaştığını, İsrail Ordu birliklerinin artık sınırlarımıza yakın bir noktada Suriye topraklarında operasyona devam ettiğinin altını çiziyor.
Yazar Ela AKKUŞ yazısına, şunları ediyor:
“Hatta İsrail’in doğu bölgemizdeki bazı illeri de içine alan bir terör devletinin kurulmasına destek verdiği, bu yönde planlarının olduğuna ilişkin çok sayıda değerlendirmeye rastlıyoruz. Bu arada 61 yıllık Suriye Baas rejiminin yıkılması Suriye özelinde neredeyse tüm Ortadoğu’da taşları yerinden oynatmaya neden olabilecek bazı dinamikleri harekete geçirdiğini görüyoruz”.
“Büyük Orta Doğu projesinin perde arkasında İsrail ve Amerika’nın ortak planı olan Vadedilmiş Topraklar (Büyük İsrail Projesi) de taşlar yerinden oynarken gün yüzüne çıkmaya başladı” diyen AKKUŞ, ABD’nin eski Başkanlarından Bill Clinton’ın 15 Kasım 1999 tarihinde TBMM’de yapmış olduğu konuşmada, “20. yüzyılı şekillendiren ve anahtarı olan Mustafa Kemal Atatürk ve Türkiye Cumhuriyeti’dir. 21. yüzyılı şekillendiren Türkiye Cumhuriyeti olacaktır. Anahtar yine Türkiye’dedir.” ifadelerine yer vermesi günümüz perspektifinden baktığımızda manidar değil midir?” diye soruyor.
Ela AKKUŞ, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 2024 yılı Meclis açış konuşmasında “Vaat edilmiş topraklar hayaliyle hareket eden İsrail’in tamamen dini bir fanatizm ile Filistin ve Lübnan’dan sonra gözünü dikeceği yer, açık söylüyorum, bizim vatan topraklarımız olacaktır. Şu anda bütün hesap bunun üzerinedir.” ifadesinin ise bu bağlamda bir başka gerçekliğe, yaklaşan olası tehdidin varlığına işaret ettiğini aktarıyor.
Araştırmacı Yazar Ela AKKUŞ, şöyle devam ediyor:
“Bu yıl Ekim ayından bu yana İsrail yönetiminin yaptığı açıklamalara bakacak olursak, İsrail’in Türkiye Cumhuriyeti’ni hedefine koyma arayışında olduğu açıkça anlaşılmaktadır. Erdoğan aynı konuşmasında “İsrail’in, Filistin ve Lübnan’daki saldırılarını çok yakından takip ederken, Irak’ın ve Suriye’nin kuzeyinde, bölücü örgütü maşa olarak kullanmak suretiyle, nasıl birer küçük uydu yapı kurmak istediğini de çok net görüyoruz” diyerek konunun Türkiye açısından ne derece önemli olduğunun da altını çizmiştir”.
Ortadoğu’nun jeopolitik ve güvenlik dengelerini değiştirecek, önümüzdeki yıllara yön verecek nitelikteki çatışmalar ve savaşların devam ettiğine vurgu yapan Ela AKKUŞ, “Bölgedeki kriz, tek bir noktayla sınırlı kalmayıp, genişleme ve Türkiye’nin hak ve menfaatlerinin titizlikle korunması gerektiği bir döneme girildiğine de işaret etmektir. Eğer gereken ehemmiyeti ve kararlılığı Türkiye göster(e)mez ise, bugünlerin sonuçlarının beklenenden ya da öngörülenden daha yıkıcı olacağını değerlendiriyorum” diyor.
Yazar AKKUŞ, ayrıca Amerika Başkanı Donald Trump’ın Esad rejiminin devrilmesiyle ilgili açıklamasında “Suriye’de Esad rejiminin devrilmesinin arkasında Türkiye var. Türkiye bunu istiyordu ve başardı. Kimse gerçekten kazananın kim olduğunu bilmiyor ama bence Türkiye kazandı. Erdoğan çok zeki ve sert bir adam. Türkiye çok fazla can kaybı olmadan dostane olmayan bir şekilde kontrolü ele geçirdi. Esad bir kasaptı. Çocuklara neler yaptığını gördük” dediğini hatırlatıyor.
Araştırmacı Yazar Ela AKKUŞ, Strasam için kaleme aldığı “İsrail’in Kabaran İştahı ve Türkiye Cumhuriyeti’nin Geleceği Üzerine” başlıklı yazısında, sözlerini şöyle noktalıyor:
“Bu arada Trump’ın konuşmasından hareketle, Suriye halkı ileriki yıllarda Trump’ın bu açıklamasına dayanarak “Suriye’yi Türk yönetimi böldü!” diyerek Türkiye’ye karşı düşmanca bir tavır takınma yoluna gidebilir mi? Trump’ın konuşmasını hesaplı ve yönlendirici bir hareketin ipucu olarak okumak gerektiği kanaatindeyim.
Sonuç olarak; sınırlarımızın yanı başında bir terör devleti veya devletlerini kurmak isteyen güçlere Türkiye Cumhuriyeti Devleti izin vermeyecektir. Hiçbirimizin şüphesi olmasın ki, Yüce Türk Ordusu her zaman Mustafa Kemal Atatürk’ün bize miras bıraktığı Türk topraklarını, sınırlarımızı koruyacak kudret ve yeteneklere sahiptir. Zira biz “Kanla, irfanla kurduk biz bu cumhuriyeti, Cehennemler kudursa ölmez nigâhbanıyız.””