Türkiye’nin saygın, güvenilir, Ankara merkezli bir düşünce kuruluşu olan Uluslararası İlişkiler ve Stratejik Araştırmalar Merkezi (TÜRKSAM) Bilim ve Teknoloji Uzmanı Cansu Çınar, kaleme aldığı “Yapay Zeka ve Uydular: İklim Krizine Karşı Umut Verici Bir Araç” başlıklı yazısında, “Yapay Zeka ve Uyduların İklim Kriziyle Mücadelede Yeni Rolü” konusuna dikkat çekiyor, son yıllarda yapay zeka (AI) ve uydu teknolojilerinin, iklim değişikliğiyle mücadelede önemli bir rol üstlenmeye başladığının altını çiziyor.
Cansu Çınar, Dünya Meteoroloji Örgütü’nün (WMO), yapay zekanın ve uyduların birlikte kullanılarak iklim değişikliğine karşı daha hızlı ve etkin çözümler geliştirebileceğini belirtiyor ve özellikle yapay zekanın, büyük veri işleme yeteneği sayesinde iklim olaylarını tahmin etmek ve iklim felaketlerine karşı önceden hazırlık yapabilmek için güçlü bir araç haline geldiğini ifade ediyor
Bu teknolojilerin hızla ilerlemesiyle, iklim değişikliğiyle mücadelede hem ulusal hem de uluslararası ölçekte daha somut ve etkili adımlar atılmasının mümkün olacağına vurgu yapan (TÜRKSAM) Bilim ve Teknoloji Uzmanı Çınar, “Bu süreç, geleceğin daha sürdürülebilir ve dayanıklı bir dünyasına ulaşma yolunda önemli bir fırsat sunuyor. Başta ülkemiz olmak üzere bütün toplumların bilim ve teknoloji insanlarının bu alanda ciddi çalışmalar yaptığı görülmekte” olduğunu söylüyor.
Yapay Zeka ve Uydu Teknolojileri: Nasıl Birlikte Çalışıyorlar?
Cansu Çınar yazısında, yapay zekanın, büyük veri analizi yapabilme kapasitesi sayesinde, uydulardan elde edilen geniş veri kümelerini hızlı ve etkili bir şekilde işleyerek anlamlı sonuçlar çıkarabildiğini ve Uyduların, atmosferdeki sıcaklık değişimlerinden okyanus akıntılarına kadar geniş bir yelpazede veri toplayarak, dünya çapında iklim olaylarını izlediğini, bu verilerin, yapay zeka algoritmalarıyla analiz edilerek, iklim değişikliklerinin yönü ve etkileri hakkında tahminler yapılabildiğine dikkat çekiyor.
“Örneğin, makine öğrenimi algoritmaları kullanılarak, sera gazı emisyonları daha doğru bir şekilde izlenebilir ve bu emisyonların gelecekteki olası etkileri modelleyebilir” diyen Çınar, şunları aktarıyor:
“Ayrıca, uydu görüntüleriyle orman yangınları, sel ve kasırga gibi felaketler anında tespit edilerek, yerel yönetimlerin bu olaylara daha hızlı müdahale etmesi sağlanabilir. Yapay zeka destekli erken uyarı sistemleri, iklim felaketlerine karşı hazırlıklı olmayı önemli ölçüde iyileştirerek, felaketlerin neden olduğu insan ve ekonomik kayıpları azaltabilir. Bu da ülkelerin kaynak yönetiminde ve toplumsal düzenlemelerinde büyük fayda sağlayacaktır”.
Uydular ve Yapay Zeka ile İklim Değişikliği İzleme: Potansiyel Faydalar
(TÜRKSAM) Bilim ve Teknoloji Uzmanı Cansu Çınar, bu yeni teknolojilerin sunduğu en önemli faydalardan birinin de, atmosferdeki sera gazı salınımlarını gerçek zamanlı olarak izleyebilme kapasitesi bulunduğunu, uydular aracılığıyla toplanan verilerin, yapay zeka ile analiz edilerek hangi ülkelerin ve bölgelerin en fazla emisyon ürettiğinin hızlı bir şekilde tespit edilebildiğini ve bu sayede, karbon emisyonlarını azaltmaya yönelik politikaların daha etkin bir şekilde planlanabilir ve uluslararası çevre düzenlemelerine daha doğru ve şeffaf bir şekilde uyulmasının sağlanabileceğinin altını çiziyor.
Cansu Çınar, “Bir diğer fayda ise, tarımsal verimliliğin artırılmasıdır. İklim değişikliği, tarım alanlarında verim kayıplarına neden olurken, uydulardan alınan veriler ve yapay zeka analizleri sayesinde bu alanların iklim değişikliğinden nasıl etkilendiği daha net bir şekilde anlaşılabilir. Bu bilgiler, tarım politikalarını optimize etmek ve çiftçilerin değişen koşullara uyum sağlamasına yardımcı olmak için kullanılabilir. Özellikle kuraklık gibi olayların erken tespit edilmesi, su kaynaklarının daha etkin yönetilmesini sağlayabilir” diyor.
“Buna ek olarak, yapay zeka destekli modeller, deniz seviyesindeki yükselme gibi uzun vadeli iklim değişikliklerinin sonuçlarını daha iyi anlamamıza yardımcı olabilir” olduğuna vurgu yapan Çınar, uyduların, okyanus yüzeyindeki ısınma ve eriyen buzullar gibi olayları izlerken, yapay zeka algoritmalarının bu verileri işleyerek, deniz seviyesindeki olası artışları ve bunun kıyı topluluklarına etkisini daha doğru bir şekilde öngörebileceğini, böylece, kıyı koruma politikaları ve şehir planlamalarının bu veriler doğrultusunda daha etkili bir şekilde düzenlenebileceğini kaydediyor.
Yapay Zeka ile İklim Krizine Karşı Mücadelede Etik ve Güvenlik Sorunları
Her teknolojide olduğu gibi, yapay zeka ve uyduların iklim değişikliğiyle mücadelede kullanımını da bazı etik ve güvenlik sorunlarını beraberinde getirdiğinin altını çizen (TÜRKSAM) Bilim ve Teknoloji Uzmanı Cansu Çınar yazısında, şöyle devam ediyor:
“Uydulardan toplanan büyük veri setlerinin işlenmesi sırasında veri gizliliği önemli bir konu haline gelebilir. Bu verilerin kötü niyetli kişiler veya kurumlar tarafından kullanılmaması için güçlü veri güvenliği önlemlerine ihtiyaç vardır. Ayrıca, yapay zeka sistemlerinin karar alma süreçlerindeki şeffaflığı da tartışmalı bir konudur. Yapay zeka algoritmalarının nasıl çalıştığı, hangi verilerle eğitildiği ve elde edilen sonuçların ne ölçüde güvenilir olduğu konularında daha fazla şeffaflık sağlanmalıdır.
Bir diğer önemli sorun, bu teknolojilere erişimde yaşanan eşitsizliklerdir. Gelişmiş ülkeler, yapay zeka ve uydu teknolojilerine daha fazla yatırım yapabilirken, gelişmekte olan ülkeler bu teknolojilere erişimde zorluklar yaşayabilir. Bu durum, iklim değişikliğiyle mücadelede küresel çapta bir eşitsizlik yaratabilir. İklim değişikliği tüm dünyayı etkileyen bir sorun olduğundan, bu teknolojilerin herkes tarafından erişilebilir olması kritik önem taşımaktadır.
Ayrıca, yapay zeka algoritmalarının yanlış veri ile eğitilmesi ya da yeterince geniş bir veri kümesine dayanmaması durumunda yanıltıcı sonuçlar üretebileceği de bir risk olarak öne çıkmaktadır. Bu durum, özellikle karar alma süreçlerinde büyük sorunlar yaratabilir. Yanıltıcı tahminler, yanlış politikaların uygulanmasına ve bu politikaların çevresel veya ekonomik olarak olumsuz etkiler yaratmasına neden olabilir. Bu nedenle, yapay zeka sistemlerinin sürekli izlenmesi ve güncellenmesi, yanıltıcı sonuçların en aza indirilmesi için hayati önemdedir”.
Türkiye’nin Yapay Zeka ve Uydu Teknolojilerinde Durumu
Cansu Çınar yazısında, Türkiye’nin yapay zeka ve uydu teknolojilerindeki duruma da değinerek, Türkiye’nin, iklim değişikliğiyle mücadele konusunda yapay zeka ve uydu teknolojilerine olan ilgisini artırmaya devam ettiğini ve özellikle, TÜBİTAK tarafından desteklenen projeler kapsamında, Türkiye’de iklim verilerinin daha iyi izlenmesi ve analiz edilmesi için yapay zeka uygulamalarının geliştirildiğini, ayrıca, Türkiye’nin uzay programı kapsamında da iklim değişikliğiyle ilgili verilerin toplanması ve analiz edilmesi için uydu teknolojilerine yatırım yapıldığına dikkat çekiyor.
2023 yılında Türkiye’nin ilk yerli gözlem uydusu olan İMECE’nin, iklim değişikliğini izlemek ve doğal afetlerle mücadeleye destek sağlamak amacıyla fırlatıldığını hatırlatan Çınar, “Bu uydu, ülkenin yerel veri toplama kapasitesini artırarak, iklim değişikliği ile ilgili daha iyi analizlerin yapılmasına olanak tanıyacak. Türkiye’nin yapay zeka ve uydu teknolojilerinde kaydettiği ilerleme, hem ulusal hem de küresel iklim politikalarına katkı sağlayabilecek potansiyeli barındırmakta” olduğunu dile getiriyor.
(TÜRKSAM) Bilim ve Teknoloji Uzmanı Cansu Çınar, Türkiye’nin, aynı zamanda uluslararası iş birliği projelerine de katılım göstererek, yapay zeka ve uydu teknolojilerinde bilgi birikimini artırma yolunda ilerlediğini ve özellikle Avrupa Birliği’nin Horizon 2020 gibi projelerinde yer alan Türk bilim insanlarının, bu tür gelişmiş teknolojilerin kullanımı konusunda deneyim kazandığını dile getiriyor.
Cansu Çınar, bu tür projelerde yer almanın, Türkiye’nin hem teknoloji transferini hızlandırmasına hem de bu alanda küresel rekabette yer almasına katkı sağlayacağını söylüyor.
Değerlendirme: Yapay Zeka ve Uyduların İklim Krizine Karşı Gelecekteki Rolü
(TÜRKSAM) Bilim ve Teknoloji Uzmanı Cansu Çınar, kaleme aldığı “Yapay Zeka ve Uydular: İklim Krizine Karşı Umut Verici Bir Araç” başlıklı yazısını şu sözlerle noktalıyor:
“Yapay zeka ve uydu teknolojileri, iklim değişikliğiyle mücadelede büyük bir potansiyel sunuyor. Sera gazı emisyonlarının izlenmesi, tarımsal verimliliğin artırılması ve doğal afetlerin erken tespiti gibi alanlarda önemli katkılar sağlayan bu teknolojiler, gelecekte daha da yaygınlaşacak. Ancak, bu teknolojilerin etik kullanımı, veri güvenliği ve adil erişim gibi konularda dikkatli bir yaklaşım benimsenmelidir.
Türkiye’nin bu alandaki gelişmeleri yakından takip ederek yapay zeka ve uydu teknolojilerine daha fazla yatırım yapması, iklim değişikliğiyle mücadelede ülkeye önemli avantajlar sağlayabilir. Hem ulusal hem de uluslararası iş birlikleri ile Türkiye, bu teknolojilerden en iyi şekilde faydalanarak sürdürülebilir bir geleceğe katkıda bulunabilir”.
Kaynak:
***
Yazar hakkında
Cansu Çınar