Trump’ın yeniden Amerikan başkanı seçilmesinin Rusya-Ukrayna savaşına etkisi nasıl olacaktır?
Trump’ın yeniden Amerikan başkanı seçilmesinin Rusya-Ukrayna savaşına etkisi nasıl olacaktır? Trump’ın Ukrayna’ya yapılacak yardımları kesme olasılığı, Putin ile olası görüşmeleri ve Avrupa üzerindeki etkileri dikkate alındığında bu durum bölgedeki dengeleri nasıl değiştirebilir?
Dr. Öğr. üyesi Murat ASLAN, Hasan Kalyon Üniversitesi
Trump’ın yeniden Amerikan başkanı olmasının Rusya-Ukrayna savaşına etkisini öngörmek sadece Trump ile ilgili bir husus değil. Rusya, Avrupa ve Ukrayna’yı aynı anda sepete koymak ve Trump’ın bu üçlüyü aynı anda zihnine nasıl yerleştireceğini anlamak gerekiyor.
Üç aktörden Ukrayna’ya öncelik vermek faydalı olabilir. Trump’ın sarf etmiş olduğu söylemler incelendiğinde kolayca Rusya-Ukrayna savaşına yönelik yeni Amerikan politikası tahmin edilebilir. “Kendisi görevde olsaydı savaşın başlamayacağını ve savaşı saatler içinde bitirebileceğini” iddia eden Trump’ın bu iddiasını nasıl gerçekleştirebileceğine dair herhangi bir bulgu yok. Ancak Trump’ın “Zelenski, ABD’ye her geldiğinde 60 milyar dolar alıp gidiyor” sözü ibrenin Ukrayna aleyhine döndüğünün emaresidir. Bu sözler Ukrayna’ya sağlanacak Amerikan yardımının kesilebileceğini haber veriyor.
Trump, Kiev yönetimine desteği keser ve Putin ile doğrudan görüşüp savaşı bitirmek isterse Avrupa için korkulu rüya gerçekleşmiş olacak. Çünkü Putin, Trump’ın öne sürebileceği koşulları kabul etmek yerine kendi şartlarını dikte etmek isteyecektir. Kursk’ta Ukrayna askerinin bulunması ve Rusya’nın Kuzey Kore askerlerine rağmen bu alanı tekrar ele geçirememesi an itibarıyla en kıymetli gelişme olarak ortaya çıkıyor. Böyle bir durumda Trump, Ruslar için ara bulucu rolü oynayabilir. Ancak Putin böyle bir trampayı kabul edebilecek bir karakterde değil.
Savaşı bir maliyet olarak gören Trump için muhtemel diğer bir seçenek –özellikle Avrupa söz konusu olduğunda– iş adamı gibi davranmak olabilir. Bu minvalde Rusya’nın Ukrayna’da yıpranmasını izlerken Avrupa’ya sağlanan güvenliğin maliyetini tahsil etmek ve bu doğrultuda Kiev yönetimine verilen Amerikan silahlarının ücretini Avrupalılardan talep etmek tercih edilebilir. Bu yolla Amerikan savunma şirketlerinin Avrupa’ya halen satmakta olduğu silahlarla yakalamış olduğu momentumu koruyabilir. Ayrıca uzun dönemli silah satışı anlaşmaları ile Avrupa’nın ABD’ye bağımlılığını da artırabilir.
Sonuç olarak Trump, Putin’e Kursk karşılığında barış vadederken Avrupalılara ise savaş karşılığında silah vermek ve toprakları tırpanlanmış bir Ukrayna’yı savaştan çıkartmak stratejisini tercih edebilir.