240 Gölümüzün 186’sının kuruduğu iddiası doğru ise …..

Yaklaşık dört hafta önce yazılı ve görsel basında son 60 yılda ülkemizde 240 gölün 186’sının tamamen kurumuş olduğu haberleri geniş bir şekilde yer aldı. Bu iddianın doğru olması su yönetimimizin çok büyük bir zaafiyet hatta bir kriz içinde olduğunu ortaya koyar.
Dursun YILDIZ, SPD Başkanı
Ancak Su Politikaları Derneği olarak biz buna yönelik resmi bir açıklama veya güvenilir veriye ulaşamadık Bunun için DSİ Genel Müdürlüğüne, Su Yönetimi Genel Müdürlüğüne ve Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü’ne dilekçe ile başvurarak bu konuda bir açıklama talep ettik. Bu konuda bizim başvurularımıza da ,bazı milletvekillerinin TBMM’nde verdiği soru önergelerine de hala bir yanıt yok.
Göllerimizin kuruması ile ilgili bizi bekleyen en büyük tehlike “hala tehlikenin farkında olmayışımız”dır. Tüm gelişmeler su yönetimimizde radikal bir düşünce değişikliğine duyulan ihtiyacın arttığını gösteriyor. Tüm sektörlerde su kullanım alışkanlıklarımız da değişmeli. Aksi taktirde etkili bölgesel kuraklıklar sonucunda su ve gıda güvencesi ile birlikte çevre sorunları da yaşayacağız.
Ülkemizde 240 Gölün 186’sı kurudu haberlerine rağmen herhangibir resmi açıklama yapılmıyorsa ,hangi önlemlerin alındığı ve alınacağı konusunda bilgi verilmiyorsa su yönetiminde katılımcılık ve şeffaflık ilkeleri yok sayılıyor demektir. Aslında Türkiye’nin Su yönetimin yol haritası olan Ulusal Su Planı 2019-2023 Raporunda, sivil toplumun tüm kararlarda etkin bir şekilde yer alması gerektiğinden açıkça söz ediliyor Çünkü katılımcılık ve şeffaflık olmadan sürdürülebilir bir su yönetimini oluşturmak mümkün olmuyor.
Mevcut su kaynaklarımız, sulak alanlarımız ve göllerimiz , sıklığı ve şiddeti gittikçe artan kuraklık, verimsiz su kullanımı ve havza ölçeğinde entegre su yönetimine geçememiş olmamız nedeniyle büyük baskı altında.
Doğal çevrenin sınırlarını çok zorlayarak popülist politikalarla bazı bölgelerde doğal dengeyi bozduk. Sulak alanlarımız ve göllerimiz bundan çok etkilendi. Doğal sulak alanlar çevresel dengeyi sağlamak için hayati önem taşıyor. Sulak alan kayıpları, doğal yaşamı tehdit ediyor ve ekosistem dengesinin bozulmasına neden oluyor.
Suyun nehir havzası ölçeğinde bütünleşik (entegre) yönetimine tam geçebilmiş değiliz. Bu nedenle suyu ve biyoçeşitliliği koruma konusundaki çabalarımız tekil projeler ölçekli , süreksiz ve yetersiz kalıyor. Su kaynaklarımızın miktar ve kalite olarak korunmasına yönelik en temel politika popülist olmayan ekonomik,politik rant yerine ekolojik, toplumsal faydayı öne çıkaran uygulanabilir bir politika olmalı.
Sebepleri ortadan kaldıralım !
Ülkemizdeki doğal göller ve sulak alanlarındaki su miktarındaki azalmalardan, biyolojik çeşitliliklerin tehdit altında olmasından ve su kalitesindeki bozulmalardan çeşitli kesimlerce sürekli söz ediliyor. Ancak bunların sonuçlarının sürekli tekrar edilmesinden öte sebeplerinin konuşulması ve çözümün havza ölçeğinde entegre su yönetimi ile olan ilişkisi ve uygulamanın gecikmesinin nedenleri daha çok öne çıkması daha yararlı olacak.
Bir diğer deyişle bu konuda ilerleme sağlamak için nehir havzası ölçeğinde ekosistem tabanlı entegre bir yönetim anlayışına geçme konusunda neden geç kaldığımızı ele almalıyız. Nehir havzasında birbirini etkileyen birçok konuyu çoklu disiplinli bir anlayışla ele alıp çözmeliyiz. Bunun için mevcut su yönetim anlayışımızda radikal bir değişiklik gerekli.240 gölün 186’sının kuruduğu haberleri doğru değil ise bunun alınan ve alınması gereken önlemlerle birlikte resmi olarak açıklanması toplumu rahatlatacaktır. Ayrıca böyle bir doğal çevre krizinin normalleşmesini de önlemiş olacaktır. Eğer bu haberler doğru ise sözün bittiği yerdeyiz demektir.
***
Yazar hakkında
Hidropolitik Uzmanı İnşaat Mühendisi ve Su Politikaları Uzmanı 1958 yılında Samsun’da doğan Dursun YILDIZ ,İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi’nden mezun oldu. Daha sonra DSİ Genel Müdürlüğünde çalışmaya başladı Bu dönemde Hollanda ve ABD de lisansüstü mesleki teknik eğitim ve uygulama programlarına katıldı. ATAUM’da “AB Temel Eğitimi” ve “Uluslararası İlişkiler Uzmanlık “Programlarını izledi. Hacettepe Üniversitesi Hidropolitik ve Stratejik Araştırma Merkezi’nde Su Politikaları alanında Yüksek Lisans eğitimini tamamladı. DSİ’ de Teknik Araştırma ve İçmesuyu Dairesi Başkanlıkların da Şube Müdürlüğü ve Daire Başkan Yardımcılığı görevlerinde bulundu. Bu dönem içinde Gazi Üniversitesi Mühendislik Mimarlık Fakültesi ve Hacettepe Üniversitesi Hidropolitik ve Stratejik Araştırma Merkezi’nde yarı zamanlı öğretim görevlisi olarak ders verdi.. 2007 yılında DSİ’den emekliye ayrıldı Dursun YILDIZ Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Vakfı’nın (UMAG) Araştırmacı Gazetecilik Eğitim Programında Su ve Enerji Politikaları alanında 8 yıldır su ve enerji politikaları konusunda konferanslar vermektedir. TMMOB ve İnşaat Mühendisleri Odasında çeşitli dönemlerde yönetim kurulu üyeliği ve ikinci başkanlık görevlerinde de bulunan Dursun YILDIZ ‘ın, mesleki, teknik, teknopolitik ve hidropolitik alanlarında yurtiçi ve yurtdışında yayınlanmış çok sayıda teknik rapor, bildiri ve makaleleri ile 12 adet rapor ve kitabı vardır. Dursun YILDIZ Türkiye Ziraatçiler Derneği tarafından Su Politikaları konusundaki araştırmaları nedeniyle “2008 yılı Başarı Ödülü’ne” layık görülmüştür. Toprak Su Enerji Çalışma Grubu üyesi ve TEMA Bilim Kurulu Üyesi ,Sulama Kooperatifleri Merkez Birliği Danışmanı, Sulama Birliği Derneği danışmanı olan Dursun YILDIZ halen kendi Mühendislik ve Müşavirlik firmasını yürütmektedir.