Antalya Altın Portakal Film Festivali başladı…
Geçin yıl sansür nedeniyle iptal edilen Antalya Altın Portakal Film Festivali dün başladı. 12 filmin yer aldığı Ulusal Yarışma yeni bir yönetmen kuşağını müjdeliyor. Festivalin sanat yönetmeni Deniz Yavuz kriz sonrası süreci ve bu yılı anlattı.
İşte 10Haber’den Gazeteci Olkan ÖZYURT’un Festivalin genç sanat yönetmeni Deniz YAVUZ’la yaptığı söyleşi:
Deniz Yavuz: Festivaller hepimizin, sinemacıların nefes alma alanıdır
– Geçen yıl ‘Kanun Hükmü’ belgeselinin sansürlenmesi nedeniyle festival iptal edildi. Sonra bir yerel seçim yaşandı ve Muhittin Böcek tekrar başkan seçildi ve bir süre festivalin düzenlenip düzenlenmeyeceği belli değildi. Sonra tarih açıklandı ve senin göreve geldiğin duyuruldu. Bu süreç sizin tarafınızda nasıl yaşandı?
– Sizin de bildiğiniz üzere bu tür büyük çaplı kent festivallerinde yerel yönetimlerin katkısı kaçınılmaz olarak yüksek hassasiyettedir. Mart 2024’te gerçekleşen belediye seçimleri de ilk olarak Adana ve Antalya gibi kentlerin köklü festivallerinin hazırlık sürecini negatif olarak etkiledi. Kaldı ki İzmir Film ve Müzik Festivali’de seçim sürecinden doğrudan etkilendi. Mayıs ayında Antalya Büyükşehir Belediyesi ile temas kurdum. Festivale dair düşüncelerimi ilettim, belediye tarafı da Altın Portakal’ın kent için önemini ve beklentilerini anlattı. Belediye başkanı Muhittin Böcek ile festival hedefleri konusunda örtüştük ve hayli kısa bir sürede tasarım için yola çıktık.
– Bir yıl önce sansür nedeniyle iptal edilen bir festival var. Siz festivali düzenlemek için yola koyulduğunuzda bu sansür meselesi ne kadar önünüze çıktı?
– Geçen yıl dışarıdan takip ettiğim kadarıyla ‘Kanun Hükmü’ filmi seçkiye alınıyor, çıkartılıyor, sonra tekrar alınıyor, bir daha çıkartılıyor… Karanlık bir süreç, karışık bir süreç, bilgi kirliliği olan bir süreç. Tarafların birbirlerinden bağımsız açıklamaları o esnada oldu fakat biz ortak bir açıklama o dönemde duyamadık. Ben çalışmaya başladığımda elbette bir önceki yılın bagajlarını da aldım, şu anda da anlamaya, dinlemeye gayret gösteriyorum.
– Sansürün yerel seçimler öncesi siyasi iktidarın bir operasyonu olduğuna dair de bir yaklaşım var. Kültür Bakanlığı’nın ekonomik bir desteği vardı festivale, bakanlık bu desteği festival üzerinde baskı kurmak için geçen yıl kullandı. Ama bu yıl siz bakanlıkla böyle bir ilişki içine girmeyeceğinizi açıkladınız. Bu yaklaşım festivale nasıl bir alan açıyor?
– Açıkçası festivaller üzerinde siyasetin tahakkümü hep oluyor. Bu kimi zaman kaçınılmaz olarak, bürokratik baskılara maruziyet, bazen de ‘kanunlara uygunsuzluk’ olarak tezahür ediyor. Operasyon demek doğru olmaz. Çıkarlara, kanunlarla uyuşmazlıktan ötürü ortaya çıkan mutsuzluk diyelim. Ve elbette bu negatif durumdan ötürü olan her zaman kültür ve sanata oluyor. Filler tepişirken çimenler eziliyor. Bakanlığın bu yıl maddi destekçiler arasında yer almaması belediyenin tercihi. Belediyenin bir destek başvurusunda bulunmadığını biliyoruz.
– Onur Ödülleri geçen yıl açıklanan isimlere verilecek. Yine geçen yıl sansür nedeniyle filmini yarışmadan çeken yönetmenlerden biri bu yıl jüri üyeniz. Anladığım kadarıyla geçen yıl yaşananlardan sonra farklı uygulamalarla bir telafi söz konusu.
– Bu konuda yapıcı olmaya gayret gösteriyoruz. Kimseyi zorlayamayız. Planlarımızı, hedeflerimizi ve durduğumuz yeri sabırla izah ediyoruz. Birçok sanatçı ve sinemacı telafi diyerek tanımladığınız durumu birlikte onarmak için el veriyor. Festivaller hepimizin, sinemacıların nefes alma alanıdır.
‘Doğru ve samimi değerlendirmelerle yıkıcı olmadan ilerlemek gerekiyor’
– Sinemacıların geçen yıl yaşananlardan sonra festivalin düzenlenecek olmasına dair reaksiyonları nasıldı?
– Festivalin gerçekleşecek olmasına dair bir tepki ile hiç karşılaşmadık diyebilirim. İki kişi “Bu festival yapılamaz” dedi. Onların da iyi niyetli olduklarını düşünmüyorum. Haklı tepkiler geçen yıl yaşananlara karşı gösteriliyor. İkisini ayırdığımız sürece ben sorun yaşanacağını düşünmüyorum. Geçen yıl yaşananları ben de tasvip etmiyorum. Doğru ve samimi değerlendirmelerle yıkıcı olmadan ilerlemek gerekiyor. Ancak konuşarak, tartışarak, objektif yaklaşımlarla sorunları çözebiliriz.
– Başkan Muhittin Böcek festivalin basın toplantısında “Geçen seneden dersimizi aldık. Sorunların konuşulacağı yer yine festivaldir” diyerek sinema dünyasını festivale davet etti. Siz de “Çözüm önerilerini dinlemeye hazırız” dediniz. Festivalde bu yıl geçen yıl yaşananlara dair nasıl bir konuşma ortamı sağlanacak.
– Muhittin Beyin “Dersimizi aldık” söylemini çok değerli buluyorum. Onunla ve idari kadroyla bir festival tasarım süreci geçirdiğim için geçen yılla ilgili üzgünlüğünü ve pişmanlıklarını yakından takip ettim. Festivale katılım daveti de gayet cömert bir davranış. Evet, bu yıl için özel olarak planladığımız Sinema Çalıştayı’nın ana amacı da aslında en başta sansürü, festivalleri ve sinemanın sorunlarını konuşmak. Bir araya gelerek her şeyi masaya yatırabiliriz. Dinlemeye de, çözmeye de hazırım.
– Geçen yıl festival için çalışan ama ücretini alamayan insanlar vardı. Onların durumu ne oldu?
– Evet, tamamlanamamış ödemeler var… Tamamlanamamış bir festival olduğu gibi… Belediye bu ödemeleri meclis, sayıştay, denetçiler, maliye gibi birçok unsuru da dikkate alarak programına dahil etmiş durumda. Gözlemlediğim kadarıyla da mümkün olan bütün olumlu hamleler yapılıyor.
– Sinema Eseri Yapımcıları Meslek Birliği (SEYAP) festivallerin nasıl olması gerektiğine dair bir açıklama yaptı. SEYAP’ın çizdiği perspektife dair siz ne düşünüyorsunuz?
– Çok doğru saptamalar. Bütün festivallerin bunları gözetmesi, uygulaması gerekir.
– Ulusal Yarışma’da 12 film yer alıyor. Ama yaklaşık 50’e yakın film başvurmuş yarışma için. Bu kadar çok filmin başvuru yapmasını nasıl değerlendiriyorsun?
– Sinemamızda -hep söylerim- bir nicelik sorunu yok. Nitelik sorunu var. 51 film başvurdu Altın Portakal’a… Bu sayılar son yıllarda hep böyle seyretmiş. Vizyona çıkan film sayıları da oldukça yükseklerde sonuçlanıyor ama ne gişede ne de tatminde yeter sayıdalar… Bu yıl festivallerimizden geleceğin sinemacılarını, keşiflerini çıkartmayı umuyoruz.
Gazeteci* Olkan ÖZYURT