AB’de uzaktan çalışma hızla artıyor: Hollanda yüzde 51,9 oranıyla lider
COVID-19 salgını sonrasında Avrupa Birliği (AB) genelinde uzaktan çalışma önemli bir artış yaşadı ve Hollanda, tele çalışma benimsemesinde öncü ülke olarak ortaya çıktı…
Eurostat’a göre, 2023 yılında AB’de 15-64 yaş aralığındaki bireylerin %22’si uzaktan çalışıyordu. Bu durum, çalışma düzenlerindeki değişimi yansıtıyor ve üye ülkeler arasındaki eşitsizlikleri vurguluyor.
Veriler, AB’de uzaktan çalışanların %22’sinin düzenli olarak, %13’ünün ise ara sıra uzaktan çalıştığını ortaya koyuyor.
Bu, pandemi öncesindeki 2019 yılına göre yüzde 8’lik bir artışı temsil ediyor ve esnek çalışma düzenlemelerine doğru bir eğilimin olduğunu gösteriyor.
İstatistikler AB ülkeleri arasında önemli farklılıklar olduğunu gösteriyor.
Hollanda, işgücünün %51,9’unun en azından yarı zamanlı olarak uzaktan çalışmasıyla öne çıkıyor.
İsveç’i %45,3, İzlanda (%42,6) ve Norveç ve Finlandiya gibi diğer İskandinav ülkeleri %42 civarında seyrediyor.
Öte yandan, Almanya, İtalya ve İspanya gibi ülkeler uzaktan çalışma kabulünün çok daha düşük olduğunu bildiriyor; Almanya’da bu oran %23,4 iken İtalya ve İspanya’da bu oran %15’in altında.
Doğu Avrupa’da Romanya ve Bulgaristan gibi ülkeler önemli engellerle karşı karşıya; çalışan nüfusun yalnızca yaklaşık %3’ü uzaktan çalışıyor.
Uzaktan çalışmanın benimsenmesini ne sağlıyor?
Uzaktan çalışmanın benimsenmesi, bir ülkenin ekonomisindeki üçüncülleşme ve dijitalleşme düzeyi de dahil olmak üzere çeşitli faktörlerden etkileniyor.
Üçüncülleşme, birincil (tarım) ve ikincil (üretim) sektörlerden, genellikle uzaktan çalışmaya daha uygun işler sunan hizmet odaklı üçüncül sektöre geçişi ifade eder.
Dijitalleşme de önemli bir rol oynuyor; gelişmiş teknolojik altyapıya sahip ülkelerin uzaktan çalışmaya geçişi kolaylaştırma olasılığı daha yüksek.
Güçlü teknoloji çerçevelerine sahip ülkelerde, işletmeler uzaktan çalışma politikaları uygulamaya daha yatkın oluyor ve bu da daha yüksek tele-çalışma oranlarıyla sonuçlanıyor.
Hollanda ve İsveç’te uzaktan çalışma uygulamalarının benimsenmesindeki yüksek oranlar, ilerici iş yasalarına ve iş-yaşam dengesine verilen güçlü vurguya bağlanabilir.
Her iki ülke de çalışanların refahını artırmayı amaçlayan etkili mevzuatlar ve sağlık girişimleri aracılığıyla uzaktan çalışma için destekleyici bir ortam yarattı.
Bu odaklanma, yalnızca uzaktan çalışmaya geçişi kolaylaştırmakla kalmıyor, aynı zamanda genel iş yeri memnuniyetini ve üretkenliğini de artırıyor.
Doğu Avrupa’daki zorluklar
Buna karşılık, Doğu Avrupa’daki düşük uzaktan çalışma oranları çeşitli zorlukları ortaya koyuyor.
Dijital altyapının yeterince gelişmemiş olması, ekonomik üçüncülleşmenin düşük olması ve işe yönelik kültürel tutumlar gibi sorunlar uzaktan çalışmanın kabul görmesini engelleyebilir.
Romanya ve Bulgaristan’da dijital kaynaklara erişimin sınırlı olması ve uzaktan çalışmaya uygun politikaların bulunmaması, işgücü uygulamalarının uyarlanmasını daha da zorlaştırıyor.
Eurostat’ın verileri, üye ülkeler arasında farklı katılım düzeyleri olmakla birlikte, AB içinde uzaktan çalışmanın giderek daha fazla kabul gördüğünü gösteriyor.
Uzaktan çalışmadaki bu artış, salgının tetiklediği daha geniş toplumsal değişimleri yansıtırken, aynı zamanda istihdam davranışlarını şekillendirmede ekonomik yapıların ve altyapının önemini de vurguluyor.
Ülkeler bu değişen çalışma ortamına uyum sağlarken, uzaktan iş fırsatlarına eşit erişimin sağlanmasında bölgesel farklılıkların anlaşılması hayati önem taşıyacak.
Uzaktan çalışmanın yaygınlaşması, genişleyen Avrupa iş piyasasında hem zorluklar hem de fırsatlar sunuyor.