AK Parti Sözcüsü Çelik: AK Parti’de kongre süreci başladı
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, “Mart ayı sonunda büyük kongreyle ilgili takvim netleşmiş olacak. 28 Aralık’tan itibaren il kongrelerimiz başlayacak” dedi.
Çelik, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında AK Parti Konferans Salonu’nda yapılan Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) toplantısına ilişkin gazetecilere açıklamalarda bulundu.
AK Parti Teşkilattan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Erkan Kandemir tarafından partinin kongre süreciyle ilgili MKYK’ye kapsamlı bir sunum yapıldığını aktaran Çelik, “Bu çerçevede MKYK’mizin, Genel Başkanımızın, Cumhurbaşkanımızın takdirine sunulan şöyle bir takvim söz konusu olacak. Ekim 2024 ile Ocak 2025 arasında belde ve ilçe kongrelerinin yapılması, Aralık 2024 ile Mart 2025 arasında il kongrelerinin yapılması, bütün bu takvimin mart ayı sonuna doğru yetiştirilmesi bekleniyor.” ifadelerini kullandı.
Çelik, mart ayı sonundan itibaren ise gençlik kolları ve kadın kolları ile büyük kongreyle ilgili takvimin netleşeceğini belirterek, şunları kaydetti:
“21 Eylül 2024 tarihi itibarıyla 2 gün sürecek şekilde delege seçimleri takvimiz söz konusu olacak. Yine 2 gün sürecek şekilde 12 Ekim 2024 tarihinde belde kongreleri söz konusu olacak. İlçe kongrelerimiz yine aynı tarihte, 12 Ekim 2024 tarihinde. Tabii bu uzun sürecek, 93 gün kadar sürmesi söz konusu olacak. Daha sonra 28 Aralık 2024 tarihinde il kongrelerimizi başlatacağız ve bunun da 79 gün kadar sürmesi bekleniyor. Bunların hepsinin mart sonuna kadar yetişmesi ve ondan sonrasında da büyük kongrenin gerçekleşmesi söz konusu olacak. Bir ilçede ana kademeyle ilgili ilçe kongresini yaptığımızda hemen arkasından gençlik kolları ve kadın kollarıyla ilgili de kongreyi yapacağız. Dolayısıyla o haftalar içinde, o ay içerisinde siyasi gündemimizi o ilçemizde tamamlamış olacağız. Belde için aynı şekilde, il için aynı şekilde olacak. Bütün bunları mart sonuna doğru yetiştirmeyi planlıyoruz.”
Çelik, bütün bu sürecin Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın takdirlerine maruz olduğunu ifade ederek, “Kendilerinin katılmak istediği iller söz konusu olabilecektir. O sebeple takvimde bazı ileriye doğru sarkmalar söz konusu olabilir. Ama şimdiki planlama mart sonuna doğru bütün bu sürecin tamamlanması ve büyük kongre takviminin de ona göre belirlenmesi.” dedi.
Meselenin sadece mekanik bir kongre süreci olarak değerlendirilemeyeceğini, yeni dönemin, yeni ihtiyaçların siyasi ritmine göre neler yapılması gerektiğinin de bu sürecin içinde olduğunu dile getiren Çelik, Teşkilat Başkanlığı’nın önemli çalışmalarının bulunduğunu, yeni dönemde klasik teşkilat yöntemlerinin yanı sıra yeni teşkilat yöntemlerinin de çalışıldığını söyledi.
“Kara propagandayla mücadeleyi biliyoruz”
Orta Vadeli Program’ın 5 Eylül’de açıklanacağını belirten Çelik, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın desteğiyle programın güçlü bir şekilde ilerlediğinin ve hedeflere ulaşmaya başladığının görüldüğünü kaydetti.
Ekonomi yönetimine yönelik “istifa ve tartışma” haberlerinin gerçeği yansıtmadığının altını çizen Çelik, bunların bir kısmının iç, bir kısmının dış kaynaklı olduğunu, spekülasyon amacı taşıdığını söyledi.
Çelik, elde edilen pozitif sonuçlardan rahatsız olanların bunları sabote etmek için bir propaganda faaliyeti içinde olduğuna dikkati çekerek, bu kara propaganda merkezlerinin faaliyet biçimlerini ve bunlarla mücadeleyi çok yakından bildiklerini vurguladı.
MKYK’de yeni dönemdeki Meclis çalışmalarıyla siyasi faaliyetlerin de kapsamlı bir şekilde ele alındığını aktaran Çelik, eylül ayı içerisinde genel başkan yardımcıları, MYK ve MKYK üyeleri ile milletvekillerinin illerde vatandaşlarla buluşacağını ifade etti.
“Evlatları için kıymetli bir iş yapıyorlar”
Diyarbakır Anneleri’nin eyleminin 6’ncı yılına girdiğini anımsatan Çelik, AK Parti Genel Merkezi’nden, evlatlarını terörden kurtarmak isteyen annelere sevgilerini yolladı.
Kürt çocuklarını terörün emrinde, emperyalist projelerin lejyonerleri yapmaya çalışanlara inat Türkiye’de Türk, Kürt herkesin birinci sınıf vatandaş olduğu bilinciyle bu çocukların yetişmiş eleman olarak Türkiye’nin geleceğinde rol almasını arzuladıklarını dile getiren Çelik, evlatları için mücadele edenlerin son derece kıymetli bir iş yaptığını vurguladı.
Bazı insan hakları örgütlerinden ve Batılı medya organlarından bu mücadeleye destek verilmemesinin dikkatle değerlendirilmesi gereken bir husus olduğunu belirten Çelik, buradaki çifte standardın herkesin dikkatini çektiğini söyledi.
Çelik, bunun “Demokrasiden yanayım, insan hakların savunuyorum” diyenlerin önünde somut bir sınav olduğuna işaret ederek, “Diyarbakır Anneleri’nin bu eylemine destek vermiyorsanız, söylediğiniz demokratik söylemler de bunun ötesindeki diğer konular da insan haklarıyla ilgili hassasiyet de havada kalmaya mahkumdur.” diye konuştu.
“Kabine Toplantısı’nın Ahlat’ta gerçekleştirilmesi tarihi bir mesaj”
Ağustos ayında Malazgirt Zaferi’nin 953’üncü, 30 Ağustos Zaferi’nin ise 102’nci yıl dönümünün kutlandığını anımsatan Çelik, bu zaferler ayında ayrıca AK Parti’nin kuruluş yıl dönümünün de olduğunu hatırlattı.
Çelik, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın takdirleriyle Kabine Toplantısı’nın Ahlat’ta gerçekleştirilmesinin tarihi bir mesaj olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
“Maalesef Türkiye’yi birtakım kimlikçi tartışmaların içinde boğmak isteyen, geçmişimizle bugünümüzü kavga ettirmek isteyen, geçmişte sahip olduğumuz siyasi birikim ve devletimizle göz bebeğimiz Türkiye Cumhuriyeti’ni birbirinin zıddıymış gibi kurgulamaya çalışan, tarihteki sürekliliğimizi, siyasal hafızamızı bir yaralı bilinç haline getirmeye çalışanların böyle yine 30 Ağustos ile Malazgirt’i birbirine zıt kutlamalar gibi algılamaya ve konumlandırmaya çalıştıklarını gördük. Bu son derece yanlış bir şeydir. Biz, bu şekilde milletimizin hafızasında, gelecek nesillerde yaralı, bölünmüş bilinç yaratmaya çalışan her türlü tavrın karşısındayız. Bugün uzun bir devlet geleneğine, uzun bir tarihe sahibiz. Ve bu tarihin içinden süzülerek gelmiş gözbebeğimiz Türkiye Cumhuriyetimizle geleceğe yürüyoruz.”
“İç cepheyi sağlam tutmak gerek”
Her zaman iç cepheyi sağlam tutmak gerektiğini anlatan Çelik, siyasi rekabetin hiçbir zaman siyasi husumete dönüşmemesi gerektiğini söyledi.
Çelik, siyasi partilerin birbirleriyle rakip olduğunu ancak hasım olmadığını bildirerek, bugünün dünyasında Rusya-Ukrayna savaşı, Gazze’deki soykırım, bölgede Lübnan’dan, Suriye’den, İran’a kadar olan geniş bir coğrafyayı istikrarsızlaştırmaya çalışan Netanyahu hükümetinin saldırganlığı söz konusuyken bunun daha da önemli olduğunu ifade etti.
İç cepheye dönük saldırıların başında nefret söylemlerinin yaygınlaştırılması ve nefret siyasetinin üretilmesinin geldiğine işaret eden Çelik, bazılarının vatandaşların siyasi partilere olan mensubiyetini rekabetten çıkarıp husumete dönüştürmeye çalıştıklarını dile getirdi.
Çelik, bunun karşısında olup buna karşı hassasiyet üretmeye çalışacaklarını belirterek, “Her zaman söylediğimiz şey şudur, adlarımız, meşreplerimiz, mezheplerimiz, aidiyetlerimiz, isimlerimiz farklı olabilir. Ama hepimizin soyadı, Türkiye Cumhuriyeti’dir. Herkes Türkiye Cumhuriyeti’nde birinci sınıf vatandaştır. Türkiye’nin iç bünyesinde hastalık, bölünme, herhangi bir şekilde virüs üretmeye çalışanlara karşı bu hassasiyetimizi en yüksek şekilde tutacağız.” diye konuştu.