Dönüm Noktası mı, Milat mı?
Cumhurbaşkanı Erdoğan seçim akşamı yaptığı balkon konuşmasıyla 31 Mart seçimlerini “bir bitiş değil, bir dönüm noktası” olarak niteledi. Milli iradeye saygısını bir kez daha gösteren Erdoğan, kapsayıcı bir dille demokrasinin erdeminden bahsetti.
Prof. Dr. Burhanettin DURAN & SETA Genel Koordinatörü
31 Mart yerel seçimleri demokratik bir olgunluk içinde gerçekleşti. Siyasi rekabetin sandık sonucu ile belirlenmesi ülkemizde demokrasinin pekiştiğinin yeni bir göstergesi oldu. Katılım oranının yüzde 78.55 olduğu seçimlerde yüzde 37.76 oy, 14 büyükşehir, 21 il ile CHP birinci parti çıktı. İlk dikkat çeken husus CHP’nin yeni oy almasından ziyade katılım düşüklüğü ve AK Parti seçmenindeki kayıplar. CHP oylarını 3.3 milyon artırırken AK Parti 4.2 milyon düşürdü.
Büyükşehirlerde “tabanda ittifak” hedefinin çalıştığı, DEM Parti ve İYİ Parti’nin oylarının çoğunluğunun CHP’li adaylara gittiği ortada. CHP hem kendi seçmenini konsolide edebildiği gibi hem de yakın partilerin tabanından güçlü destek aldı. Bu sonuçlarla yerel seçimlerde yatırımlar ve projelerden ziyade soysal belediyeciliğin, adayların ve hepsinden önemlisi ekonomik duruma verilen tepkinin öne çıktığı söylenebilir. CHP, 2019 ve 2023 ittifaklarını seçmen nezdinde farklı bir modelle de olsa sürdürebildi.
İmamoğlu ve Yavaş’ın oluşturduğu menfaat ve propaganda ağları yakın partilerin seçmenine ulaşabildi. Yine, büyükşehirlere ek olarak CHP’nin bazı muhafazakâr Anadolu şehirlerinde belediyeleri alması yeni bir realiteye işaret ediyor.
CHP Genel Başkanı Özel, seçim sonuçlarını “yeni bir siyasi iklimin kapısının aralanması” ve dahası “tüm siyasi partiler için bir milat” olarak niteledi. Değişim iddiasıyla yola çıkan yeni CHP yönetiminin bu olguyu bir trende çevirip çeviremeyeceğini önümüzdeki yıllarda göreceğiz.
Mayıs 2023 seçimlerinin galibi AK Parti ise bu yerel seçimlerde yüzde 35.48 oy, 12 büyükşehir, 12 il ile siyasi hayatında ilk defa ikinci parti konumuna düştü. Seçime katılmayanların ve geçersiz oyların 15 milyona vardığı bu seçimlerde AK Parti beklemediği bir seçmen tepkisi ile karşılaştı. Ders verme veya cezalandırma olarak okunan bu tepkinin detaylı mahiyeti yapılacak çalışmalarla netleşecektir. Pandemiden bu yana ekonomide yaşanan sorunlara (enflasyon ve emeklilerin şikâyetleri gibi) verilen tepkiyle ilk akla gelen husus. Bir anlamda Mayıs 2023 ve Mart 2024 seçimlerinin ekonomiye dair faturalarının birleştiği dahi söylenebilir.
AK Parti seçmeninin tepkisini anlamak için il bazlı aday profilleri (iç çekişmeler, başka partilere geçenler), YRP faktörü (yüzde 6.19), kampanya ve seçimlerde başat söylemin olmaması gibi hususlar da eklenebilir. Malum bir süredir bu seçmen grubu iktidara ders vermeyi ertelemişti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan seçim akşamı yaptığı balkon konuşmasıyla 31 Mart seçimlerini “bir bitiş değil, bir dönüm noktası” olarak nitelendirdi. Milli iradeye saygısını bir kez daha gösteren Erdoğan, kapsayıcı bir dille demokrasinin erdeminden bahsetti.
AK Parti’nin yenilenme ve ders alma zorunluluğuna da işaret ederek “cesaretle özeleştiri” yapacaklarını açıkladı. Önümüzde dört yıllık icraat dönemine yine yoğun bir tempo ile devam edeceğini söyleyen Erdoğan hem olası erken seçim tartışmalarını etkisiz kıldı hem de tabanına ve teşkilatına moral verdi. AK Parti açısından “dönüm noktası,” CHP açısından “milat” olan 31 Mart yerel seçimleri 2028’e kadar çok hareketli bir dönem yaşayacağımızı gösteriyor.
AK Parti yenilenmeyi sağlar ve dar gelirliler lehine gelir dağılımını düzeltirse tepki koyan seçmenini geri çekebilir. CHP ise bu seçimdeki kazanımlarını tahkim edebilmek için şimdi daha ağır bir siyaset yükü altında.