Acı anların en yakın tanıkları: Foto muhabirleri o anları anlattı…
* 6 Şubat depreminin hemen ardından foto muhabirleri deprem bölgesindeydi. Onlar, hafızalara ve kalplere kazınan sayısız kareye imza attı.
* Onlar acıya ve kurtarılma hikayesine tanıklık etti. Depremin simge karelerine imza atan foto muhabirleri, o anların hikayesini TRT Haber’e anlattı.
UHA / İnternational News Agency
Kahramanmaraş merkezli depremlerin simge karelerini çeken foto muhabirleri, çektikleri karelerin hikayesini anlattı.
Foto Muhabiri Adem Altan, bir babanın en çaresiz anını, gözyaşları ile fotoğrafladı. Depremin sembol fotoğraf karesine imza attı.
Kahramanmaraşlı baba Mesut Hançer’i, Ebrar Sitesi enkazında gören Altan, bir eli tuttuğunu fark etti. O el, enkaz altında can veren kızının idi. Bir süre öylece bekledi Mesut Hançer. Sözün bittiği yerdi artık…
“İlk defa gözü yaşlı fotoğraf çektim”
Altan o anları şu sözlerle anlattı: Bir baktım, insanlar kurtarma çalışmaları içinde. Ama bir kişi hariç. O, öylece oturmuş bekliyor. İlk önce fark edemedim, neden beklediğini düşündüm. Objektifle bir baktım ki, bir el tutuyor. Kızımın fotoğrafını çek dediğinde gözlerim doldu. İnanın, ilk defa… Ben Van’da da deprem izledim, fotoğraflar çektim, ama ilk defa gözlerim yaşlı fotoğraf çektim. Gözlerim doldu.
Rıza Özel de deprem haberini alır almaz bölgeye giden foto muhabirlerinden… Hatay’da sayısız acıya tanıklık etti.
Yıkımın boyutunu çektiği fotoğraflarla gözler önüne serdi
Özel, “30 yıllık meslek hayatımda çok büyük felaketlere tanık oldum ve buralarda fotoğraflar çektim. Bunlardan birçoğu da depremdi. Marmara Depremi’nden İran’daki depremi izledim. Ama hayatımda gördüğüm en büyük felaket bu, hiç şüphesiz” dedi.
Özel, yıkımı havadan görüntüledi. Spor tesislerinin çadır kentlere dönüşmesini de fay hatlarını da kaydetti. Depremin etkisiyle yan yatan bina da objektifine yansıdı.
“Baktım ki orada bir tane bina olduğu gibi yan yatmış. Etrafındaki binalar tamamen yıkılmış ama o bina olduğu gibi devrilmiş. Perdeleri duruyor ama perspektifi yanlış. O perdeler gökyüzüne bakıyor, o kapılar gökyüzüne bakıyor. O fotoğrafı çekerken aklımdan şu geçti: “Şu an burada insanlar yaşıyordu ve bu binanın içinden nasıl çıktılar, çıkmadılar mı?
Mucize kurtuluşun tanığı
Aytaç Ünal da depremin sarstığı Adıyaman’da unutulmaz karelere imza attı. Saatler sonra enkaz altından sağ kurtarılanları fotoğrafladı. Ünal, 6 yaşındaki Hivay ile göz göze geldiği anı unutamıyor.
Ünal, “Ambulansın kapıları açılınca, ben de ona doğru hareket ettim. Tam o esnada Hivay’ı getirdiler ve ambulansa binerken çok yakından bir fotoğraf çektim. O an göz göze geldik. Korkmuştu, gözlerindeki korkuyu gördüm ama kurtarıldığı için de çok mutlu oldum. Onu da ürkütmeden bir tane fotoğraf çekip, fotoğrafı aldıktan sonra uzaklaştım” sözleriyle anlattı o anları.
Aytaç Ünal’ın objektifiyle tanık olduğu anlar, yüreğinde silinmez izler bıraktı.
“Yolda giderken, sağlık görevlilerinden meyve suyu ve poğaça istedim ve onların bilgilerini aldım. 20 günlük görev sürem boyunca böylesine bir yıkıntı görmemiştim. İnsanız önce insan, sonra gazeteciyiz. Tabii ki bu durum bizi çok etkiledi.“