Demokraside Birlik Vakfı’nın kuruluş yıldönümü
1993 yılında kurulan Demokraside Birlik Vakfı 30ncu Kuruluş yıldönümünü, 23.12.2023 cumartesi günü Ankara’da yaptığı bir etkinlikle kutladı.
Vakfın 30ncu Kuruluş yıldönümü aynı zamanda Cumhuriyetimizin 100ncü Kuruluş yıldönümüne denk gelmesi, geçen 100 yılda Cumhuriyetimizin ülkemize kazanımlarını da gündeme taşımış oldu.
23 Aralık günü kuruluş yıldönümü vesilesiyle Vakıf yönetimince önce Tam Demokrasi Platformu Projesi ve ardından bir panel düzenleneceği duyurusu bir davetiye eşliğinde planlanmıştı. Panelistler arasında CHP eski Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Karar Gazetesi yazarı ve hukukçu Taha Akyol, Anayasa Mahkemesi eski Genel Başkanı Haşim Kılıç ve Daha İyi Yargı Derneği Başkanı avukat Mehmet Gün bulunmaktaydı.
Vakıf yönetiminin 2019 yılından beri üzerinde çalıştığı Tam Demokrasi Proje çalışması, Vakfın Kuruluş yıldönümünde de gündeme geldi.
Kuruluş yıldönümü etkinliğine gelen konuklar arasında siyasi partilerin genel başkanları, sivil toplum kuruluşlarının başkanları, bürokratlar ve çok sayıda vatandaş bulunmaktaydı. Gençlik Parkı içinde yer alan Ankara Büyükşehir Belediyesinin Kültür Merkezi etkinliğe gelen konuklarla tamamen dolmuştu.
AÇILIŞ VE SELAMLAMA KONUŞMALARI
Açılış konuşmasını yapmak üzere sunucu tarafından kürsüye davet edilen Vakfın Genel Başkanı Mehmet Bozdemir, Pençe Kilit harekâtında şehit düşen 12 Mehmetçiklerimize rahmet diledikten sonra konuklara özcümle aşağıda yer alan görüşlerini paylaştı:
“İmparatorluktan Cumhuriyet yönetimine kansız ve darbesiz geçen tek ülke oldu Türkiye. Türkiye, geçen 100 yılda çok önemli başarıları gerçekleştirdi ama bir Almanya veya Japonya olamadık.
Demokrasi konusunda arzu edilen adımları atamadık, Türkiye tam demokrasi sıralamasında 167 ülke arasında 101nci sırada, sivil özgürlükler üzerinden yapılan puanlamada ise 4 puanın altındayız.
Demokrasi, insanlığın evrensel değeri olup halkın yönetime katıldığı rejimin adıdır. Dünyada, siyaset, sivil toplum ve din hizmetleri alanlarında çıkar beklenmez, bunlardan çıkar bekleyen toplumlar çürür.
Mevcut siyasi yapı ile Türkiye’nin sorunları çözülmez, halkı kucaklayan bir siyasi yönetim anlayışı gereklidir.”
Sayın Bozdemir’in ardından İnsani Değerler Derneği Genel Başkanı Prof. Abdulkadir Güllü kürsüye geldi. Sayın Güllü yaptığı konuşmada insani değerlerin toplumsal gelişmedeki rolüne değindi. İnsani değerlerin içselleştirilmesi gerektiğini, bu değerlerin kurumsallaşması, kardeşliğin yaşatılması ile hukuk ve adalet kavramlarının önemine değindi.
Siyasi parti genel başkanlarından Merkez Parti Genel Başkanı Abdürrahim Karslı, demokrasinin tahammül etme rejimi olduğunu esas olanın inşa etme olduğunu ifade etti.
Gelecek Partisi Kurucusu ve eski genel başkanlarından Prof. Ahmet Davutoğlu yaptığı konuşmada şu hususlara değindi:
“Tam demokrasi denilince eksik demokrasinin varlığını kabul etmiş oluyoruz. Hibrit demokrasiye düştük. Demokraside insana nasıl baktığımız ve ortak aidiyet bilinci önemlidir.
Özgürlükçü bir anayasayı inşa etmeliyiz. İslam özgürleştirici bir dindir. Din bizi korur, biz dini koruyamayız.
Siyasi ahlak reformunun şart olduğunu gördüm. Otoriter milliyetçilik ve otoriter muhafazakârlıkla bir yere varamayız.
Gazze’de insani değerlerin tümü çiğnendi. İnsanlık yaşanan bir soykırıma tanık oldu. Biz vicdanın sesi olmak zorundayız. Anayasa ve hukuk Türkiye’de güç biriktirme yeri oldu, milletimizin hukuka olan güveni sarsıldı. Hâkimin kimliği olmaz, hâkimin tek kimliği adalettir.”
TAM DEMOKRASİ PANELİ
Panelistlerden ilk söz verilen Karar Gazetesi yazarlarından Taha Akyol, Cumhuriyet tarihimizin 40 yılının güvensizlik ve istikrarsız bir ortamda geçtiğini, anayasal açıdan da istikrarsızlık yaşandığını, 1924 Anayasasını yapanların bu anayasayı uygulamadığını belirtti.
Bütün yetkilerin tek elde toplanmasının mahzurlu yanlarına dikkat çekti. Yetkinin tek elde toplanmasının olumsuz sonuçlarına Hüseyin Cahit Yalçın’dan örnek vererek açıkladı.
İkinci panelist Daha İyi Yargı Derneği Başkanı Mehmet Gün konuşmasında şu hususları dile getirdi:
“Orta gelir seviyesi ile birlikte orta demokrasi seviyesini aşmak gerekir. Siyasetin gücü yargı gücünün dinamiği ile çatışıyor. Demokrasinin ileri gitmesini engelleyen hususların yargı geliyor. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi Meclisi baypas ediyor. Meclisteki adalet sistemi hukukun esas alınıp sürdürülebilir olmalıdır.”
Üçüncü konuşmacı olarak söz verilen Anayasa Mahkemesi eski Başkanı Haşim Kılıç ise konuşmasında şu hususları dile getirdi:
“Filistin Gazze’de insanlık dramı yaşanıyor. Her gün 500-1000 civarında masum insan şehit düşüyor. İsrail, terör örgütü görüntüsü veriyor.
İnsanlık dünya genelinde onurunu ortaya koyuyor. Temel hak ve özgürlükler evrenseldir.
2010 yılında yapılan Anayasa değişikliği çok önemli bir değişikliktir. Bir vesayet kalktı, diğer vesayet geldi, cemaat vesayeti ortaya çıktı.
Türkiye, fikir ve vicdan özgürlüğü konusunda sıkıntı çekti. Evrensel hukuk değerlerinin içini dolduramadık.
Din ve vicdan özgürlüğü konusunda yanlışlıklar yapıldı. Din sadece kalplere ve vicdanlara sığdırılamaz. Laikliğin özü değiştirildi.
141-142 ve 143ncü maddelerin ardından 299ncu madde ile yüzbinlerce insan yargıya düştü, 25-30 bin civarında insan tutuklandı. Bugün hapishanelerde 300 bin civarında mahkûm insan bulunuyor.
Anayasal 3 kurum tarafsız olmalı, hukuk güvenliği sağlanmalıdır.”
Panelistlerden dördüncü ve son konuşmacı olan CHP eski Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu şehit düşen 12 askerimize rahmet dileyerek konuşmasına başladı.
“Anayasa, Cumhuriyet ve demokrasimiz devlete görev alanları veriyor. Eski cumhurbaşkanlarımızdan İsmet İnönü diyor ki: ‘Demokrasimizin güzel bir yanı iktidarı bırakabilmesi hassasiyetidir. Siyasi iktidarların geldikleri gibi gitmesini de bilmeleri gerekir, bu Türkiye’nin temel sorunudur.
Demokrasi kurumlar ve kurallar rejimidir. Devleti devlet yapan liyakat tır, her kurumun bir kültürü vardır. Kurum kültürü yok edilince o kurum yok olur.
Anayasayı uygulayanlar muktedirlerin eline geçiyor, yargıda çeteler oluşuyor. Ödediğiniz verginin hesabını sormazsanız bir şey yapamazsınız. Vergi adaleti için Kesin Hesap Komisyonu kurulmalı.
Demokrasi bir hesap verme rejimidir. Demokrasiyi kendi ruhumuzda kabul etmeliyiz. Siyaset halkına hesap vermelidir. Kamu-Özel işbirliği içinde yapılan harcamalar konusunda bilgi verilmiyor. Ulusal Vergi Konseyi kurulmalıdır. Her vatandaş ne kadar vergi ödediğini ve bu vergilerin nereye harcandığını bilmelidir.”
Demokraside Birlik Vakfı, kuruluş yıldönümü etkinliğinin ardından toplumda, özellikle vatandaş indinde Tam Demokrasi bilincinin yerleşmesi amacıyla yeni etkinlikleri sürdürme kararlılığında olduğunu açıklamış bulunuyor.
Ülkemizde halen faaliyetlerini sürdüren siyasi parti yöneticileri ile sivil toplum kuruluşlarının Tam Demokrasi Platformunu etkinliğine destek vermesi, demokrasimizin geleceği açısından umut vericidir. Vatandaşlarımızın da Vakfın ortaya koyduğu bu projeyi benimseyip destek olması, siyasi partiler nezdinde de karşılığını bulacak mevcut demokrasimizin ileri demokrasi seviyesine ulaşmada isabetli bir adım atılmış olacaktır.
Atıf ÖZGEN
(*) İDD Kurucu ve Yönetim Kurulu Üyesi
e mail: ozgenatif@gmail.com
***
İnsani Değerler Derneği Kurucu ve Yönetim Kurulu Üyesi, Uluslararası Haber Ajansı (UHA) ve TÜRKUAZ Uluslararası Haber Ajansı (TÜHA)’nın köşe yazarı Atıf ÖZGEN, emekli olduktan sonra kaleme aldığı ilk eseri olan ‘Önce Özde Önde İNSAN’ isimli kitabını yayımladı.