Cumhuriyet, Türk Milleti’nin ortak değeridir!
Türkiye Cumhuriyeti 100 yılı devirdi. Bu, bütün Türk milleti için çok büyük bir sevinç ve gurur sebebidir. Bir rejimin 100 yıllık bir maziye ulaşması, yüzlerce yıllık bir istikbale sahip olacağının da habercisidir. Esas temennimiz ise Türkiye Cumhuriyetinin Atatürk’ün dediği gibi ilelebet payidar olmasıdır.
Türk milletinin/Türk halkının/Türk toplumunun 100. yılı kutlama heyecanı ve coşkusu, bu amaçla ortaya koyduğu irade, Cumhuriyetin ilelebet payidar olması hedefine ulaşacağının bir kanıtıdır. Başka hiçbir ülke halkında bir rejimi/bir yönetim şeklini gönülden/kendiliğinden bu ölçüde benimseme, bu ölçüde sahiplenme görülmüş değildir. Bizim Cumhuriyetimizin bir farkı, bir ayrıcalığı da budur.
Cumhuriyet; egemenliğin millete ait olduğu, devlet başkanı da dâhil ülkeyi yönetecek kadroların belirli dönemler için seçimle belirlendiği bir rejimdir. Seçim mekanizması devrede olmasına rağmen cumhuriyetlerin çoğu otoriter bir rejim olarak sahneye çıkmışlardır. Bununla birlikte cumhuriyet her türlü monarşinin zıddıdır ve demokrasiye geçişin de en uygun zeminidir.
Teoride bir cumhuriyetin en göze batan yanı, hangi toplumsal kesime mensup bulunursa bulunsun, hangi hiyerarşik statüye sahip olursa olsun bütün bireyleri vatandaşlık ortak paydasında eşit kabul etmesidir. Kamu yararını birey yararından önde tutmasıdır. “Ben yokum, biz varız” demesidir.
Atatürk’ün bir fazilet rejimi olarak ifade edip kurduğu Cumhuriyete Türk milletinin hiç itirazı olmamıştır. Cumhuriyet kurulduğundan bu yana cumhuriyetçilik bütün Türk milletinin ortak paydası olmuştur. Cumhuriyetin ilanından kısa bir süre sonra kurulan (1924) ilk muhalefet partisinin adı “Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası”dır. Birkaç yıl sonra kurulan (1930) ikinci muhalefet partisinin adı ise “Serbest Cumhuriyet Fırkası”dır. Başlangıçtan bu yana hiçbir siyasal hareket cumhuriyet karşıtı bir tutum benimsememiştir. cumhuriyetçilikte bir tereddüt göstermemiştir. Buna ilk mecliste çok etkili muhalefet yapmış olan ve liberal görüşleriyle tanınan “İkinci Grup” da dâhildir.
Her zaman her ülkede görülebilecek marjinal kişi ve gruplar hariç, Türk halkının cumhuriyetle hiçbir zaman bir problemi olmamıştır.
Türkiye Cumhuriyeti şanslıdır; çünkü altı yüz yıllık uzun bir mazisi ve derin kökleri olan bir imparatorluğun mirası üzerine kurulmuş olmasına rağmen o mirasın varisleri veya eski rejim yanlıları tarafından da dişe dokunur bir reaksiyonla karşılaşmamıştır.
Kurulduğundan bu yana cumhuriyeti yıkmayı, monarşiyi diriltmeyi ciddi bir ideoloji haline getiren ne bir akım ne de bir hareket görülmüştür. Dünyada kurulan birçok cumhuriyet, monarşi veya eski rejim yanlılarının veya eski rejim varislerinin tehditleriyle karşılaşmış; en azından taciz edici iddia ve eylemlere maruz bırakılmıştır.
Cumhuriyetin kurucuları tarafından yurt dışına çıkarılan Osmanlı hanedanı mensupları, Cumhuriyeti rahatsız etmek bir yana, yaşadıkları sürgün hayatına rağmen yeni rejimin başarılarıyla mutlu olmuşlardır. Bu, bizim cumhuriyetimizin ne kadar geniş kesimlerce ne kadar gönülden benimsendiğinin açık bir ifadesidir.
Nice 100 yıllara erişmesi dileğiyle Cumhuriyetimizin ilk yüz yılı kutlu olsun!
İsmail ÖZCAN & Eğitimci Yazar
Yorumlar