Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hakim ve savcı yardımcılığı müessesini hayata geçiriyoruz”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 2023-2024 Adli Yıl Açılış Töreni’nde yaptığı konuşmada, “Hakim ve savcı yardımcılığı müessesesiyle adalet teşkilatımızın insan kaynağının çok daha vasaflı yetişmesini hedefliyoruz” dedi.
UHA / İnternational News Agency
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:
“İhtiyaç duyulan reformları yapacağız”
Önümüzdeki dönemde, ilk derece mahkemeleri, bölge adliye mahkemeleri ve Yargıtay da dahil olmak üzere yargı kurumlarının çalışma usullerinde ihtiyaç duyulan reformları yapacağız. Bize göre yargıdaki en büyük altyapı reformu olan UYAP’a, sesli ve görüntülü bilişim sisteminden hukuk yargılamalarına ve e-duruşma imkanına kadar pek çok yenilik ekledik. UYAP sistemini yapay zeka destekli şekilde geliştirme çalışmalarımız ise devam ediyor. Dijital Dönüşüm Ofisimiz ile TÜBİTAK işbirliğinde yürüyen projemizin hizmete girmesiyle davaların sonuçlanma süresi daha da kısalacak.
Ayrıca Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru imkanı, Kamu Denetçiliği Kurumunun ihdası, Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumunun teşkili, devlet güvenlik mahkemeleri ile özel yetkili mahkemelerin kaldırılması, askeri yargının lağvedilerek yargıdaki çift başlılığa son verilmesi, vergi suçları, bilişim suçları, finansal suçlar, sendikal uyuşmazlıklar gibi birçok alanda ihtisas mahkemeleri kurulması, asılsız ihbar ve şikayetler nedeniyle oluşabilecek zararı engellemek üzere bireylerin lekelenmeme hakkının güçlendirilmesi, uyuşmazlıkların çözümünde arabuluculuk ve uzlaştırma yöntemlerinin yaygınlaştırılması… Hülasaten, vatandaşlarımızın talepleri ve günün ihtiyaçları doğrultusunda yargıya dair her alanda devrim niteliğinde pek çok adım attık.
“Hakim ve savcı yardımcılığı müessesini hayata geçiriyoruz”
Hakim ve savcı yardımcılığı müessesesiyle adalet teşkilatımızın insan kaynağının çok daha vasaflı yetişmesini hedefliyoruz. Bu önemli yeniliği, inşallah 2023 yılı sonunda yapmayı planladığımız sınavla hayata geçiriyoruz. Usta çırak ilişkisi esasına dayanan hakim ve savcı yardımcılığı müessesesinin hukuk camiamıza önemli katkısı olacağına inanıyorum. Şüphesiz adaletin kalitesi ile hukuk eğitimi arasında yakın bağ vardır. Önümüzdeki dönemde diğer çalışmalar yanında hukuk eğitiminin kalitesini yükseltmemiz ve iyi hukukçular yetiştirmemiz de gerekiyor.
Avukatların mahkeme faaliyetlerine katkısının da artırılmasında fayda görüyoruz. Kademeli şekilde belli davalar için avukat tutma zorunluluğu getirilmesi gibi birtakım yeni uygulamalar üzerinde hep birlikte çalışabiliriz. Mülkün temeli olan adaletin, sosyal barışın, refahın, istikrarın, kalkınma ve büyümenin de itici gücü olduğunu biliyoruz. Türkiye Yüzyılı’nı, sadece ekonomik, siyasi, askeri ve diplomatik değil, ‘adaletin de yüzyılı’ yapmak için çalışmalarımızı kararlılıkla sürdüreceğiz.
Adalet ise mahkeme salonlarında tecelli eder. Sokağa, televizyon ekranlarına ve sosyal medya mecralarına taşınan adalet, hukuka olan güveni zedeler ve zamanla yok eder. Eline mikrofonu veya klavyeyi alan birilerinin, mahkeme kararlarını kendi arzuları ve ideolojik aidiyetlerine göre eğip bükerek yorumlaması, hatta daha da ileri giderek hüküm vermesi doğru değildir. Bu tür şımarık hezeyanlar, hem adalet sistemine, hem de sistemin fedakar mensuplarına karşı yapılmış büyük bir haksızlıktır, saygısızlıktır. Günümüzde sayıları giderek artan “sosyal medya mahkemelerini” toplumumuzun birliği, dirliği, huzuru ve iç barışı açısından büyük bir tehdit ve tehlike kaynağı olarak görüyoruz.
“Yargı mensuplarına taammüden itibar suikastı düzenlemenin vebali çok ağırdır”
Bir toplumu bölmek ve kamplara ayırmanın en etkili yollarından biri, adalet sistemine olan inancı zayıflatmaktır. Adalet sistemine inancı zayıflamış bir toplumun, devletine ve kurumlarına güveni de örselenecektir.
Böyle bir fitnenin oluşması, yalnızca millet ve memleket düşmanlarını sevindirecek, onların işine yarayacak, Türkiye’ye ise kaybettirecektir. İster siyasetçi ister medya mensubu isterse sıradan bir vatandaş olsun, hiç kimsenin ülkeye bu kötülüğü yapmaya hakkı yoktur. Aynı şekilde oy veya rant kaygısıyla yargı kurumlarına duyulan güveni aşındırmanın, daha vahimi yargı mensuplarına taammüden itibar suikastı düzenlemenin vebali çok ağırdır.
Üstelik bunu yapanlar hem “gündem” ihtiyaçlarını yargı üzerinden karşılamaya çalışıyor hem de yargının siyasallaşmasından bahsediyor.
Yargıya olan güveni artırmanın yolu, hakim ve savcıları tehdit etmekten, baskın yapar gibi kurumların kapılarına dayanmaktan değil, hak ve hakkaniyet çerçevesinde yapıcı tespit ve tekliflerde bulunmaktan geçer. Ayarını bozduğun kantar, gün gelir seni de tartar. Hangi konumda olursa olsun herkesin, adaletle ilgili meselelere bu zaviyeden yaklaşmasını ve hassasiyetle davranmasını istiyorum.
“Milletimizin yeni bir anayasayı, anasının ak sütü gibi hak ettiğine inanıyoruz”
Darbe Anayasasının gölgesinde “Türkiye Yüzyılını” konuşmayı, ülkemiz ve demokrasimiz için zül addediyoruz. İstiklal ve istikbali için bu kadar ağır bedeller ödemiş milletimizin yeni bir anayasayı, anasının ak sütü gibi hak ettiğine inanıyoruz. Milletimize vaadimiz olan birinci sınıf demokrasi, birinci sınıf ekonomi ve birinci sınıf özgürlüklerin tamamlayıcısı, birinci sınıf anayasa olacaktır.
Türkiye Yüzyılı vizyonumuz, böyle bir Anayasayla daha güçlenecektir. Bunun için, 85 milyonun tamamının sahipleneceği ve “işte benim Anayasam” diyerek baş tacı edeceği bir metni, artık milletin takdirine sunmamız gerekiyor. Buradan, siyasi partilerimizi, yüksek mahkemelerimizi, üniversitelerimizi, devlet kurumlarımızı, barolarımızı, meslek kuruluşlarımızı, sivil toplum örgütlerimizi ve milletimizin her bir ferdini bu sürece katkı vermeye davet ediyorum. Meclis’in açılışıyla birlikte Türk demokrasisini yeni bir anayasaya kavuşturmak için girişimlerimizi tekrar başlatacağız. Yargı kurumlarımızın temsilcileri olarak sizlerden de bu sürece hazırlıklı olmanızı, destek vermenizi özellikle bekliyorum.”