Aziz Sancar ve Müslüman Kadını!

Aziz Sancar, Nobel almış ilk ve tek Türk bilim insanı. Bütün dünyada bu alandaki övüncümüz. Sözleri ve davranışlarıyla baştan ayağa akıl, ölçü, olgunluk, ılımlılık örneği bir şahsiyet. Her türlü fanatizmden uzak bir bilge. Bir vatandaşı olarak ABD’de yaşamasına rağmen anavatanı Türkiye’yle güçlü bağlarını hep koruyor. Tabulardan, kalıplardan, bağnazlıklardan kurtulması gereken Türk toplumuna her fırsatta yol göstermeye, ufuk açmaya çalışıyor.

“Kız ve erkek çocuklarımıza aynı eğitim fırsatı vermeliyiz. Bunun bütün Türk toplumlarında, özellikle de Türkiye Cumhuriyeti’nde bir sorun olduğunun farkındayım. Bunu çözemezsek, toplumumuzun yarısını oluşturan kadınlarımızın potansiyelinden kalkınma yolunda yararlanamayız, bu potansiyeli değerlendiren toplumlarla yarışamayız.”
Aziz Sancar’ın konuşmasının özü, ruhu, püf noktası bu maddeydi. Müslüman ülkeler; zamanımızın şartları, zorunlulukları bakımından hiçbir değeri ve tutarlılığı olmayan ilkel, gelenekçi, bağnaz gerekçelerle kadını ülke ve toplum hizmetinden uzak tutmaktadır. Kadınların çoğu zaman erkekleri bile yaya bırakan zekâsından, dehasından, vizyonundan yararlanamamaktır. Gelişmiş bütün ülkeler bunu yapabilen ülkelerdir. Ülkesine büyük hizmetler sunabilen kadınlar ancak böyle bir iklimde var olabiliyorlar.
Günümüzün Müslüman toplumlarının en büyük sorunu, en önemli açmazı budur. Yani eğitimde kadın-erkek eşitliğinin sağlanamaması; kadınların eğitim hakkının büyük ölçüde kısıtlanmış olmasıdır. Erkekler istediği alanda, istediği derecede eğitim alabilirken kadınların sadece okuma yazma bilecek kadar eğitim görebilmeleri, daha ötesine izin verilmemesidir. Daha ötesine izin verilen bazı Müslüman ülkelerde ise kadınların gerek kamu gerekse özel sektörde profesyonel bir görev alamaması, kamu hizmetlerinden uzak tutulmasıdır. Daha da beteri Suudi Arabistan’da olduğu gibi bazı Müslüman ülkelerde kadınların yakın zamanlara kadar çağdaş bir gereklilik olan sürücü belgesi almalarına bile izin verilmemiş olmasıdır.

Bunlar gösteriyor ki, Cumhuriyet reformlarını yaşamış Müslüman Türkiye’de bile kadının özgürlüğü, eşitliği ve ülkenin gelişmesi ve kalkınmasında rol üstlenmesi için aşması gereken engeller, alması gereken mesafeler var. Aziz Sancar’ın isteği de toplumun yarısını oluşturan kadının önündeki engellerin kaldırılması; onun zekâsından, yeteneğinden ve becerisinden yararlanılmasıdır. Eğer Müslüman toplumlar bunu başaramazlarsa tek kanatla uçmak, tek kolla yüzmek gibi zor, hatta imkânsız bir eyleme bile bile kendilerini mahkûm etmiş olurlar.
İsmail ÖZCAN & Eğitimci Yazar
Yorumlar