Köyden kente göç ve sonuçları
Makine Mühendisi Erdoğan Kutlu, gelişmiş Avrupa ülkeleri incelendiğinde, köylerinin “Üretim – Pazarlama – Kültür – Sanat ve Turizm amaçlı” birer “İhtisas Köyleri” şeklinde planlandığını açıkladı.
UHA / İnternational News Agency
Erdoğan Kutlu, konuyla ilgili olarak da örnekler aktardı:
İsviçre’de köylerin, süt ve süt ürünleri, et ve et ürünleri üreten, bal ve reçel üreten, çikolata üreten, ünlü saat firmalarının siparişlerini üreten, tiyatrosu olan, okulu olan, festivaller düzenleyen, elektriği, suyu, yolu olan, alt yapı sorunları olmayan modern köyler olarak planlandığını görüyoruz.
Almanya’da keman üreten, piyano üreten köyler ile otomotiv ve beyaz eşya üreten sanayilerin siparişlerini üreten okulları, spor tesisleri, tiyatroları olan, köyler arası yarışmalar yapan ve altyapı sorunları olmayan modern köyler olarak planlandığını görüyoruz.
İtalya’da şarap üreten ve köyler arası festivaller ve yarışmalar düzenleyen, tekstil ürünleri üreten, deri mamulleri üreten, mobilya üreten, çeşitli aksesuarlar üreten “İhtisas Köyleri”ni görüyoruz.
Diğer gelişmiş Avrupa ülkeleri de köylerini benzer şekilde planlamıştır. 100 (Yüz) Yıllık “Din savaşları” sonucu İtalya Floransa’da Galileo Galilei’nin “Ya Güneş dönüyor ya da Dünya dönüyor” dediği için Engizisyon Mahkemesi tarafından giyotine gönderilmesi için düzenlenen mahkemenin başlaması ile bu artık papazların bardağı taşıran son damlası olmuştu. Medici ailesi Floransa’da derhal bir “Düşünce Akademisi” kurdu ve Akıl+Bilim’e inanan bilim insanlarını bu akademiye davet etti. Almanya’da da Papaz Martin Luther’in Papazlara verilen yetkilerin alınması yönündeki protestosu sonucu Rönesans ve Reform hareketleri başladı.
İnsanları dinsel iktidarların dayattığı zihinsel kalıplardan kurtarıp özgürce düşünmeye ve araştırmaya yönlendirmesi sonucu “İnsan düşüncesi ile yaratıcılığın önemi”nin ortaya çıktığını söyleyen Erdoğan Kutlu, inanç’tan düşünce’ye geçilerek bilimde, teknolojide, ekonomide, hukukta, kültür ve sanat alanlarında önemli gelişmeler yaşanmaya başlandığını belirtti.
Kutlu, sanayi devrimlerinin başladığına dikkat çekerek, Bilim ve Teknolojideki Ar-Ge çalışmaları ile bugün 4.Sanayi Devrimine (Sanayi 4.0) geçildiğini ve çok kısa bir süre sonra da (Sanayi 5.0)’a geçileceğinin altını çizdi.
Erdoğan Kutlu, şunları söyledi:
“Benzer gelişmeler ekonomi, hukuk, kültür, sanat ve turizm alanlarında da yaşanmaktadır. Özetle; insanları, dinsel iktidarların dayattığı zihinsel kalıplardan kurtarıp özgürce düşünmeye ve araştırmaya yönlendirilmesi sonucu gelişmiş Avrupa ülkeleri köylüsü ile kentlisi ile son derece mutlu ve gelecek kaygıları olmadan yaşamaktadırlar.
Ülkemizde ise; Köy Enstitüleri’nin kapatılması ve toprak reformunun yapılmaması sonucu köylere uygulamalı eğitim verecek öğretmenler yerine köyü bilmeyen üretimi bilmeyen, klasik, ezberci eğitim sistemini uygulayacak öğretmenler gönderilmeye başlandı. Köylüler eğitilemedi. Birim araziden ve birim hayvandan en yüksek verimin nasıl alınacağını, nasıl depolanacağını ve kooperatifleşmenin pazarlamanın nasıl yapılacağı konularında bilgilendirilmedi. Ayrıca, köylerin yol, su, elektrik ve altyapı sorunları da çözümlenmeyince köylerden kentlere ve Almanya başta olmak üzere diğer Avrupa ülkelerine iş ve aş için göçler başladı”.
Kentlere göç edenlerin, kentlerin etrafındaki hazine arazilerine altyapısı olmayan “Gecekondu”lar yapmaya başladıklarını ifade eden Kutlu, “Buralar önce “Ticari Rant” sonra da “Siyasi Rant” merkezleri oldular. Köyler boşalmaya başladı ve milletin efendisi olan “Üreten Köylüler”, kentlerde tüketen ve hizmet sektörlerinde çalışan insanlar oldular. Gıda ürünleri yönünde, kendine yeten ülkemiz ise artık kendine yetmeyen hatta buğdayın anavatanı olduğu halde ekmeklik buğdayını dahi ithal eden ülke durumuna düşmüştür” dedi.
Erdoğan Kutlu, sonuçta, köylerin giderek boşaldığını, üretimin de gelişen teknolojilere göre uygun yapılmadığı için yeterli olmadığını, Okulun çoğunda kapalı ama Cami’sinin ise açık ve Para ile namaz kıldıran imam orada bulunduğunu belirtti.
Kutlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Para ile namaz kıldıran imam orada. Oysa İslam’da “Ruhban Sınıfı” bulunmamaktadır. Namaz yüce Allah’ın huzuruna yalnız çıkılarak evde ve işyerinde (Sünneti de / farzı da) kılınmaktadır). İslam bunun için son din olmuştur. Rönesans’a ihtiyacı yoktur. Sadece, Kuran’a uygun uygulanması ve ruhban sınıfları ile din tacirlerinden (tarikatlardan, cemaatlerden, siyasilerden) kurtarılması yeterli olacaktır. Ayrıca, Diyanet’in konumu ile imam-hatip okullarının durumunun Kuran’a uygun olarak yeniden düzenlenmesi gerekmektedir”.
Erdoğan Kutlu, Diyanet’e ve imam-hatiplere bütçeden ayrılan meblağların da köylerimizin birer “İhtisas Köyü” olması yönünde harcanmasının ülkenin geleceği açısından daha uygun olacağının mütalaa edildiğinin ve son derece önem arz ettiğinin altını çizdi.
Makine Mühendisi Erdoğan Kutlu, konuşmasını şu cümlelerle sonlandırdı:
“Köylerimizin, üretim, pazarlama, kültür, sanat ve turizm amaçlı birer “İhtisas Köyleri” haline dönüştürülmesi halinde ülkemiz gıda ve ihtiyaç maddeleri üretimi yönünde tekrar kendine yeten bir ülke olacak, ayrıca ürettiği ürünlerle tüketimi karşılayacak ve fiyat artışlarını önleyecek, ihracat yaparak ithalatı önleyerek de dış ticaret açığının azalmasına katkı sağlayacaktır”.
Kaynak: Hidropolitika