Akşener’in pişmanlığı ve ısmarlama siyasetin sonu
STAR Gazetesi köşe yazarı Halime KÖKÇE, köşesinde ‘Akşener’in pişmanlığı ve ısmarlama siyasetin sonu‘ başlıklı yazısında, “Böyle olacağı belliydi. Muhalefet kurumunu düşürdükleri beş paralık hal için kimse hesap sormayacak gerçi ama millet seçimde diyeceğini dedi zaten” diyor.
UHA / İnternational News Agency
Halime KÖKÇE yazısında, “Demokrasinin düşüncede tasarlanabilecek en üstün özellikleri haiz olmak anlamında ‘ideal‘ bir rejim olmadığı muhakkak. Ama zaten ideal arayışı, hem demokrasinin düşmanı hem de siyaset dışı yollara kapı aralayan bir meşrulaştırıcı” olduğunu aktarıyor.
Mükemmel iyinin düşmanıdır!
“Siyaset dediğimiz kurum ise rasyonel ve optimum hedefler çerçevesinde yapılır” diye yazan KÖKÇE, “Birileri kendilerini ahlakiliğin en zirvesine konumlandırıp oradan ahkam kesmeye başlamışsa anlayın ki hiç de ahlaki olmayan işler çeviriyordur” diyor.
Siyaset arenasında makul ölçü kamu menfaatinin, ülkenin tüm kaynaklarıyla müreffeh, bağımsız ve güçlü bir şekilde geleceğe taşınmasının hedefi olduğunu ifade eden yazar Halime KÖKÇE, “Siyaset felsefesinin, siyaset düşüncesinin temel tartışma noktaları da esasen ideal olan değil mümkün olan üzerinedir. İdeale kafa yormanın bir anlamı da yoktur çünkü. Ütopyalar da iyi şeyler değildir zaten” diye aktarıyor.
“Türkiye’nin son 20 senesi ama özellikle de son 10-13 senesi ne kadar okunsa, yazılsa az. Üzerinden biraz daha zaman geçtiğinde çok muhtemel daha iyi analizler çıkacaktır” diyen KÖKÇE, şunları söylüyor:
“Akademideki ideolojik sol üretimin nasıl değerlendireceğini şimdiden tahmin etmek mümkün. Hep kazananın kolaycılığı, ya da hep kaybeden tarafın öfkeli yaklaşımıyla değil, Erdoğan doktrinini anlayabilecek, Türkiye siyasetini yeni aktörleri, kulvarları, ittifakları, milliyetçiliğin, sağın, solun, sosyal demokrasinin yeni hali ve siyaset dışı aktörlerin muhalefet üzerinden siyasete nüfuz edişi bağlamında karşımızda çok mümbit bir Türkiye tecrübesi var.
Sağlam, dişe dokunur bir okuma ve analiz yapabilmek için hem iktidar hem muhalefeti birlikte ele almak gerekir.
Evvela şunu ifade edelim, AK Parti iktidarları, özellikle de 2010’dan sonra uluslararası bir muhalefet çemberine alındı. Bu durum, siyasetteki sağlıklı eleştiri ortamını ortadan kaldırdı. Bahsettiğim, eleştiri ve hakaretin birbirine karışması değil sadece. Muhalefet kurumu, muhalefet partilerinin müktesebatları, kendi kadroları ile iktidarı denetlediği, mecliste düzelttiği, yeri geldiğinde meydanlarda vatandaşa şikâyet ettiği bir enstrüman olmaktan çıktı. Amiyane tabirle Türkiye’ye operasyon çekmenin aracısı haline geldi”.
Bu ortamın iktidar partisini güçlendirdiğini yazan STAR Gazetesi köşe yazarı Halime KÖKÇE, “çünkü bu o kadar aleni yapıldı ki halkın ekseriyeti süreci hayat memat seviyesinde ele aldı. Cumhur İttifakı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ortaya koyduğu performans, liderlik vizyonu ve çaba muhalefeti büsbütün Türkiye karşıtı aktörlerle yan yana bir yere konumlandırdı. Bu vasat bir yönüyle de Türkiye siyasetinin zaafına dönüştü” diyor.
Halime KÖKÇE, çünkü uzunca süredir muhalefet kanadının Erdoğan karşıtlığı üzerinden birleştirme stratejisinin, bir siyaset mühendisliği olarak muhalefeti güçlendirmek yerine zayıflattığına dikkat çekiyor, çünkü muhalefetin, projeleriyle, vaatleriyle ve bunları yapacak güçlü kadrolarıyla vatandaşa güven verip iktidar alternatifi olmayı hedeflemediğinin altını çiziyor.
“Bunun yerine kapalı kapılar ardından gizli işler çevirdi. Dışarıdan akıl aldı. Türkiye’nin menfaatleriyle ters düşen açıklamalar yaptı. Erdoğan’ı hafife aldı” diye yazan KÖKÇE, “Ama en önemlisi siyaset mühendisliğiyle seçim kazanacağını zannetti. Ve bu süreçte öyle bir zehirli dil kullanıldı ki seçimin kaybedilmesini sindiremeyen muhalefet seçmeni saldıracak yer arıyor. Başörtülü çalışanını AK Parti’ye oy verdiği için işten çıkartanlar bile var. Eve gelen temizlikçi kadından intikam almaya kalkan bir ‘seküler sınıf’ yarattı bu muhalefet biçimi” olduğunu dile getiriyor.
Halime KÖKÇE yazısında ayrıca, bu sürecin Meral Akşener’in CHP’den 15 ödünç vekil almasıyla başladığına değiniyor ve o günden beri her şeyi bu kafayla yaptıklarını söylüyor.
“6’lı masanın kurulması, HDP’nin masaya oturmadan sofra düzenini belirlemesi, Kılıçdaroğlu’nun aday olarak kendini dayatması ve karşılığında küçük partilere 40’a yakın vekil vermesi falan…” diyen STAR Gazetesi köşe yazarı Halime KÖKÇE, ‘Akşener’in pişmanlığı ve ısmarlama siyasetin sonu‘ başlıklı yazısını şöyle noktalıyor:
“14-28 Mayıs seçimlerinde muhalefet kaybetmedi, enkaz altında kaldı. Çünkü siyaset yapmak için bir araya gelmediler. Yıkım ekibi oluşturdular. Şimdi ellerindeki balyozları birbirlerine sallıyorlar.
Meral Akşener’in çıkışı sadece “küstüm, artık sizinle oynamayacağım” anlamına gelmiyor. CHP kurultayını da etkileyecek, İmamoğlu’nun nasıl hareket edeceği ile ilişkili bir hamle.
Demiştim ya asıl film şimdi başlıyor diye!”
***
Halime KÖKÇE
Yazar hakkında
Star Gazetesi yazarı Halime Kökçe 1974 yılında Rize’nin Karaağaç (Raşot) köyünde doğdu. İlkokulu İzmit’te, ortaokul ve lise öğrenimini İstanbul’da Fatih Kız Lisesi”nde tamamladı. 1997 yılında Mimar Sinan Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nden “Bir Sivil İtaatsizlik Örneği Olarak Başörtüsü Eylemleri” teziyle mezun oldu. Tezi Doğu Batı dergisinde yayınlandı. 1998’de Orta Doğu Teknik Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nde başladığı yüksek lisans eğitimini başörtüsü yasağı dolayısıyla ancak 11 yıl sonra tamamlayabildi ve 2009’da “Two Transformative Actors of Turkish Politics: Justice and Development Party and Kurds” başlıklı teziyle mezun oldu. 1999’da bir yıl süre ile bir kolejde felsefe grubu dersleri öğretmenliği yaptı. 2000’de Gerçek Hayat Dergisinde gazeteciliğe başladı. 2007’ye kadar Gerçek Hayat Dergisi’nde önce editör olarak sonra da yazı işleri müdürü olarak çalıştı. 2007’den bu yana Star Gazetesinin fikir eki Açık Görüş’ün editörlüğünü yürütmekte ve Star gazetesinde köşe yazarlığı ve özellikle de TRT 1’de TV yorumculuğu yapmaktadır. Aynı zamanda Marmara Üniversite Ortadoğu Araştırmaları Enstitüsü Ortadoğu Sosyolojisi ve Antropolojisi bölümünde doktora yapmaktadır. Ak Parti ve Kürtler adında bir kitabı mevcuttur. “Filistin-Kadınlar Yazdı” ve “Kadın Oradaydı” kitaplarına katkı vermiştir. Halime Kökce evli ve iki çocuk annesidir. Bu arada CNN Türk’e konuk olan Halime Kökçe 7 Eylül Çarşamba gecesi FETÖ İLE mücadele konusunda Bülent Tezcan’la birbirine girdi.