İYİ Parti’yi hem kendi tabanında hem de partiye yönelmeyi düşünen insanlarda bir kez daha hırpaladı
Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi, İletişim Fakültesi, Radyo, Televizyon Ve Sinema Bölümü Dekanı Prof. Dr. Zakir AVŞAR, Türkiye’nin Ankara merkezli, saygın, bağımsız, tarafsız düşünce ve düşünce kuruluşu olan SETA Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı’nın bünyesinde aylık olarak hazırlanan Kriter dergisi için ‘İYİ Parti Ne Kadar İyi Bir Süreç Yaşadı?‘ başlıklı kaleme aldığı yazısının bugünkü bölümünde de ‘Toparladıkları Tek Tek Dağıldı‘ bölümüyle devam ediyor.
Toparladıkları Tek Tek Dağıldı
Prof. Dr. Zakir AVŞAR yazısına şöyle devam etti:
“İYİ Parti’nin önce bazı illerde önseçime girmesi, önseçimi gerekçe göstererek pek çok milletvekilini ve partinin bilinen isimlerini elemesi, milletvekili aday listelerinin kamuoyuna yansıması ve bunlarla ilgili ortaya atılan pek çok iddia, İYİ Parti’yi hem kendi tabanında hem de partiye yönelmeyi düşünen insanlarda bir kez daha hırpaladı.
Şehit yakınına küfreden bir kişinin liste başı yapılması, Ülkücü şehit Fırat Çakıroğlu’nun katiline burs verdiği ortaya çıkan bir kişinin liste başı yapılması, apaçık sinkaflı tweetler atan bir kişinin liste başı yapılması ve bunların adaylık süreçleri ile ilgili ortaya atılan iddialar, milliyetçi ve muhafazakar tabanı İYİ Parti’den soğuttu.
Meral Akşener’in pandemi döneminde dahi il ve ilçeleri dolaşarak partiye kazandırmış olduğu ivme, seçim sürecine girerken yapılan bu taktik yanlışlarla hızlı bir geriye gidişi getirdi.
Oy getireceğini düşünerek transfer ettikleri bazı isimlerin ise aday gösterildikleri yerlerde oy artırmadıkları gibi partinin mevcut oyları ile zoraki seçilmeleri ise elbette önümüzdeki süreçte yeni rahatsızlıkların ve hesaplaşmaların kapısını aralayacaktır, mamafih bu isimlerin arkasına sıralanan ve partinin kuruluşundan günümüze büyük emekler veren insanların parlamento dışı kalması, bu hesaplaşmalarda Meral Akşener’in elini bir hayli zayıflatacak gibi durmaktadır”.
Dengesiz Paylaşımlar Krizi
Prof. Dr. Zakir AVŞAR, bu süreçte bir önemli başlık ise yine medya üzerinden yürütülen CHP bünyesinde seçime katılan ve sosyal medyada seçim sürecinde görünür bir çalışmaları olmadığından ve peşinden de CHP oylarında bir katkıları olmadığı için “pasif dörtlü” olarak adlandırılan DEVA, Gelecek, Saadet ve Demokrat Parti ile İYİ Parti’nin hesaplaşması olduğuna dikkat çekerek, bunların ittifaka getirdiklerinden çok götürdüğü, sürekli talepkar oldukları gibi hususların İYİ Parti tarafından dillendirildiğinin altını çizdi.
Bir diğer önemli konunun da seçim sonrası hükümet teşekkülünde partilerin hangi bakanlıkları alacakları üzerindeki tartışmalarda yaşandığını vurgulayan Prof. Dr. AVŞAR, şunları aktardı:
“Kemal Kılıçdaroğlu’nun yakın çevresinin, ekonomi yönetimine ilişkin açıklamalarına İYİ Parti, Bilge Yılmaz üzerinden cevap vermeye çalıştı. Depremzedelere konutlarını bedava yapıp vereceğini söyleyen Kılıçdaroğlu’nu Bilge Yılmaz yalanladı, bunun mümkün olmadığını belirtti. Yine Kılıçdaroğlu’nun 300 milyar dolar bulduğu, getireceğini ifade ettiği söylemlerini de Bilge Yılmaz ile bozdu.
En son bu bağlamda Meral Akşener, hükümet teşekkülünde bakanlık dağılımının CHP ve İYİ Parti arasında olacağını, diğer partilere bakanlık verilecekse bunun CHP kontenjanından olacağını belirtti.
Tüm bunlar elbette seçmenlerin kafasındaki çok başlılığın oluşturacağı krize yönelik endişeleri pekiştiren hususlardı. Zaten insanların en önemli korkusu, bu kadar çok partinin bir araya gelmesinin örneği olmayan bir koalisyon olarak ülkeyi sıkıntıya götüreceğine dair iken; bu neviden çıkışların, kazanılmamış bir seçim öncesi rekabetlerin bu denli deneyimli siyasetçiler tarafından acemilikten kaynaklı bir şekilde yapıldığını düşünmek çok da mümkün görünmüyor”.
Seçim sürecinde Meral Akşener’in bir kadın politikacıya yakıştırılamayacak ölçüde argo yüklü, agresif bir dili benimsemiş olmasının da yine kendisine yönelme ihtimali olan kadın seçmenlerde ciddi bir tereddüt uyandırdığını hatırlatan Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi, İletişim Fakültesi, Radyo, Televizyon Ve Sinema Bölümü Dekanı Prof. Dr. Zakir AVŞAR, “Seçim sonuçları ile birlikte İYİ Parti’nin “birinci parti” olarak çıkma, güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçme, Meral Akşener’in başbakan olma düşünceleri tam bir hayale dönüştü. İYİ Parti TBMM’ye 2018 seçimlerindeki oyundan daha az oy alarak beşinci parti olarak girebildi. Seçimlerin en büyük kaybeden iki partisi CHP ve İYİ Parti oldu” dedi.
İYİ Parti’deki Sessizlik Tabanını Rahatsız Etti
“Hakkını teslim etmek lazım, Meral Akşener bir konuda haklı çıktı: Kemal Kılıçdaroğlu için açtığı parantez, “kazanamayacak aday”. Nitekim Kemal Kılıçdaroğlu, Akşener’in de belirttiği gibi kazanamadı” diyen Prof. Dr. Zakir AVŞAR, şunları söyledi:
“Kemal Kılıçdaroğlu cumhurbaşkanı olsaydı buna değecek, büyük kazanmış olacaktı ama kazanamadı, bununla birlikte İYİ Parti’nin CHP’nin klasik tabanı üzerinde büyümesinin de önüne geçti. Meral Akşener ise CHP üzerinde operasyon çekebileceğine dair düşüncelerinde yanıldı, partisine büyüme amaçlı kontrolsüz bir şekilde yapmış olduğu transferlerin aslında kendisini kontrol amaçlı partisine yönlendirildiğini acı bir şekilde gördü.
Yine CHP’nin seçim kampanyası boyunca dile getirdiği bazı hususlarda İYİ Parti’nin sessizliği tercih etmesi de ayrıca seçmende ciddi bir hayal kırıklığı doğurdu. Tüm KHK’lıların görevlerine iade edileceği söylemine, HDP’lilerin PKK’dan, terör suçlarından mahkum olanların seçim sonrası serbest kalacağı iddialarına ve bu konuda CHP ile anlaştıklarına yönelik iddia ve söylemlere, özerklik taleplerine, keza Selahattin Demirtaş’ın seçim sonrası serbest bırakılacağına dair Kılıçdaroğlu’nun meydanlardaki vaatlerine, PKK ve FETÖ üyelerinin Kılıçdaroğlu’na destek açıklamalarına sessiz kalınması, tepkisizliği, duymazlıktan gelmesi İYİ Parti’yi, tabanında sıkıntıya soktu.
Kılıçdaroğlu’nun İslamcı oyları Saadet ve Gelecek, liberal oyları DEVA, güneydoğu illerindeki vatandaşlarımızın oylarını YSP, sosyalist/komünist oyları TİP ve milliyetçi oyları İYİ Parti üzerinden kendisine çekme çabası fikir olarak güzel olmakla birlikte, her partinin kendi tabanına yönelik oy devşirme çabası, bir diğerini elbette rahatsız edecekti ki bu konuda en büyük müşkülatı İYİ Parti’nin yaşadığı açıktır.
Muhtemeldir ki, Millet İttifakı olarak bir araya gelen partiler yaklaşan yerel seçimleri de hesap ederek biraz daha birlikte devam edecekler ancak önce CHP içinde başlayacak hesaplaşmalar ve değişimler mutlaka İYİ Parti’ye de sirayet edecektir. İYİ Parti’nin ne merkez parti olma ne de milliyetçi ve muhafazakar alanda en büyük parti olma iddiası kalmamıştır.
Meral Akşener 2018 seçimleri sonrasında yaptığı gibi bir istifa süreci işletir mi, bir şey demek için erken ama şayet öyle bir girişimde bulunursa bu kez kendisine gitme diye set oluşturacak kuvvetli bir örgüt desteği bulamayacaktır. Şayet istifa sürecine gitmezse bunu gördüğü için olacaktır. Haziran ayında kongre yapacak olmasından hareketle İYİ Parti içinde Meral Akşener’e ve ekibine karşı itirazsız bir örgüt yapısı olmadığını önümüzdeki günlerde daha iyi göreceğiz”.
Gazeteci* Ataner YÜCE