“HDP’siz Olmaz” Efsanesinin Sonu
* HDP Haziran 2015 seçimlerinde aldığı, kendi tarihinin zirvesi olan oy oranına bir daha hiç ulaşamadı.
* Nitekim beş ay sonra yapılan 1 Kasım 2015 seçiminde 13 olan oy oranı, yaklaşık bir milyon oy kaybıyla 10,7’ye düştü.
* 2018’de alabildiği 11,5 oy ise aradan geçen beş yılda, nüfusa eklenen 6-7 milyon yeni seçmene rağmen, trajik bir düşüşle yüzde 8,8 oran ve 4,8 milyon oya indi.
UHA / İnternational News Agency
Gazeteci – Yazar Cengiz Alğan, Türkiye’nin saygın, güvenilir, bağımsız tarafsız düşünce ve yayın kuruluşu olan SETA Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı bünyesinde Prof. Dr. Burhanettin Duran’ın genel yayın yönetmenliğinde aylık periyotta hazırlanan Kriter Dergisi için “HDP’siz Olmaz” Efsanesinin Sonu” başlıklı bir yazı kaleme oldu.
Son 10 yıldır, özellikle de 7 Haziran 2015 seçimlerinden bu yana, sandığın “Kürt oyları” olmadan kazanılamayacağı yönünde yerleşik bir algı oluşmuştu. Elbette Kürt oyları olmadan seçim kazanmak zordur. Tıpkı Türk oyları, Çerkez oyları, Laz oyları, Arap oyları… olmadan seçim kazanmanın zor olması gibi. Tabii, bunu dile getiren çevrelerin kastı, terör örgütü PKK’nın kurduğu siyasi partiler olmadan seçim kazanılamayacağı idi.
Buradaki asıl amaç PKK partilerinin seçmen, toplum ve sivil siyaset nezdinde meşru kılınmasıydı. Kanıt olarak da Doğu ve Güneydoğu’daki Kürt nüfusun blok halinde PKK partilerine oy verdiği argümanı ileri sürülüyordu. 7 Haziran 2015 seçimlerinde HDP’nin yüzde 13 oy alarak meclise 80 milletvekili sokmasıyla birlikte, bu argüman neredeyse tartışmasız biçimde, her analizin temel taşlarından biri haline geldi. AK Parti’nin o seçimde ilk kez tek başına hükümet kuramayacak sayıda kalması, bu fikri pekiştirdi.
Oysa gerçek hiçbir zaman böyle değildi, bu üzerinde iyi çalışılmış bir algıydı. AK Parti’nin yıllardır Kürt seçmenin çok önemli bir bölümünün oyunu alması tek başına bu tezi çürütmeye yeter. Kaldı ki HDP Haziran 2015 seçimlerinde aldığı, kendi tarihinin zirvesi olan oy oranına bir daha hiç ulaşamadı. Nitekim beş ay sonra yapılan 1 Kasım 2015 seçiminde 13 olan oy oranı, yaklaşık bir milyon oy kaybıyla 10,7’ye düştü. 2018’de alabildiği 11,5 oy ise aradan geçen beş yılda, nüfusa eklenen 6-7 milyon yeni seçmene rağmen, 14 Mayıs 2023’te trajik bir düşüşle yüzde 8,8 oran ve 4,8 milyon oya indi.
Seçim Barajı
Bunun sebeplerini ele almaya çalışalım. Öncelikle seçim barajının yüzde 10’dan 7’ye düşürülmesi “stratejik oy” denilen, HDP’ye barajı aştırmak için oy veren seçmenin bu motivasyonunun ortadan kalkmasına yol açtı. Son iki seçimde batıda özellikle de CHP’den HDP’ye giden oylar asıl mecralarına döndü. “Her evden bir oy HDP’ye” taktiği, bu seçimde kullanılmadı. 2015’te CHP eski milletvekili Şafak Pavey’le HDP eski eş başkanı Demirtaş’ın el sıkışarak “Birlikte iyi salladık” diye özetledikleri taktik, cumhurbaşkanı adaylığında işledi ama parti oylarına yansımadı. Batıda bu oylar Türkiye İşçi Partisi’ne (TİP) yöneldi.
Terörle Mücadele
Doğu ve güneydoğu bölgelerindeki oy kaybında ise terörle mücadeledeki başarının bariz etkisinden söz etmek mümkün. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun sık sık verdiği rakamlarla, yurt içindeki silahlı terörist sayısının iki haneli rakamlara düşmesiyle örgütün bölgedeki baskıcı hegemonyası giderek gevşedi.
15 Temmuz darbesinden hemen sonra gelişen, terörle mücadeleyi sınır ötesinden başlatan yeni konseptle sınırdan sızmalar büyük oranda engellendi. Terör örgütünün Türkiye’ye girişleri kapatıldı. Böylece halkla teması azaltıldı, iletişimleri koptu. Şehirlerdeki militanlar elimine edildi ve sivil halka baskı azaltıldı.” (devam edecek-Kayyumların Etkisi)