Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Bölgeyi görenler verilen mücadelenin ve gösterilen gayretin büyüklüğünü çok iyi biliyor”
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısı’ndaki konuşması sırasında deprem bölgelerinde yapılan çalışmalara ilişkin bir video izletti.
Daha sonra konuşmasına devam eden Erdoğan, şöyle konuştu:
“Siz birilerinin asker üzerinden, çeşitli kurumlarımız üzerinden, insanımızın acısı üzerinden kısır tartışmalar açmaya kalkmasına bakmayın. Bölge halkının, devletin tüm unsurlarıyla depremin ilk anından itibaren harekete geçtiğini, 85 milyonun fiilen ve kalben yanında yer aldığını bizzat yaşayarak görüyorum. Buradan bir kez daha depremin ilk anlarından itibaren sahada canla başla çalışan herkese, bakanlarımızla birlikte milletvekillerimizin ve belediye başkanlarımızın her birine şahsım, milletim adına teşekkür ediyorum. Ülkemizin yardım çağırısına destek veren dost ve kardeş ülkelere de aynı şekilde yine şahsım ve milletim adına şükranlarımı sunuyorum.”
Bölgeyi görenlerin verilen mücadelenin ve gösterilen gayretin büyüklüğünü çok iyi bildiğini vurgulayan Erdoğan, daha önce eşine benzerine rastlanmamış bu felaketin ilk anından itibaren yaşanan her şeyi takip ettiklerini, muhasebesini yaptıklarını belirtti.
Erdoğan, “Sorulması gereken hesapları da adli, idari, siyasi olarak sormak boynumuzun borcudur. Öyle de davranıyoruz. Bugün yavru muhalefet çıkmış yargıyı bizim yönlendirdiğimizi, yargıya bizim adeta yön verdiğimizi… Ya ayıptır, Türkiye’de Erdoğan’ın bu konuda nasıl davrandığını Rabbim bilir, sen anlamazsın. Sen önce kendini düzelt. Şunu iyi bilin ki bu millet, inşallah vakti geliyor, 14 Mayıs’ta gereğini yapacaktır. Asla bu tür kuru sıkı atanlara da prim vermeyecektir.” ifadelerini kullandı.
Birileri için oturdukları yerden atıp tutmanın, esip gürlemenin, frensiz bir şekilde konuşmanın, ağzına geleni söylemenin kolay olduğunu dile getiren Erdoğan, “Bunlar deprem bölgesine gidecek sadece konuşacak, sadece poz verip dönecek; sadece kameralar önünde yaşanan acıların istismarını yapacaktır. Çünkü bunların sırtında ülkenin yükü, milletin sorumluluğu, insanların vebali yoktur. Biz söylediğimiz her şeyi yapmakla, yaptığımız her şeyin hesabını vermekle mükellefiz. Pek çok konuyu aynı anda düşünmek, planlamak, uygulamak ve neticelendirmek mecburiyetindeyiz.” diye konuştu.
Enkazları kaldıracaklarını, yaraları saracaklarını vurgulayan Erdoğan, yıkılanların yerine daha iyisiyle yenisini yapacaklarını, gönülleri alacaklarını, insanların önüne yeni bir gelecek, yeni bir hayat sereceklerini söyledi.
Erdoğan, şöyle devam etti:
“Eksikleri söylemek, helallik istemek bizim zafiyetimiz değil, milletimizle aramızdaki samimi muhabbetin ifadesidir. Milletimizle böyle bir gönül bağı olmayanlar adete deprem turisti edasıyla bölgeden gelip geçenler, bu hasbi muhabbetin manasını kavrayamaz. Onun için, dikkat ederseniz deprem anından beri kifayetsiz muhterislerin hiçbirini muhatap almadık, cevap vermeye tenezzül etmedik. Şu anda biz can derdindeyiz, onlar ise mal derdinde. Aramızda böyle bir fark var.
Tüm vaktimizi, enerjimizi, imkanımızı milletimizi bu büyük felaketin önce yıkıntılarının sonra yol açtığı sıkıntıların altından kurtarmak için kullandık, kullanıyoruz. Bunları yaparken söylenen her şeyi, takınılan her tutumu, oluşturulmak istenen her algıyı şimdilik, rahatsız oluyorlar gerçi ama söyleyeceğim, not ediyoruz. Vakti gelince bu notları açıklayacağız. Ama şimdi tek gündemimiz depremdir. Depremin yol açtığı acılardır, bunların telafisidir. Kulağımızı sadece milletimize veriyoruz, sözümüzü sadece milletimize söylüyoruz. Acımızı sadece milletimizle paylaşıyoruz. Vatandaşlarımızın tamamının mağduriyetini giderene kadar da başka gündemlerle kendimizi meşgul etmeyeceğiz.
Adaylık kavgasından, bakanlık paylaşımından, koalisyon hesaplarından, birbirlerine laf yetiştirmekten, ülkenin ve milletin dertleriyle dertlenmeye fırsat bulmayanları kendi sığ dünyalarıyla baş başa bırakıyoruz. Bu zor günlerde bile iç hesaplaşmadan başlarını kaldırıp ülkenin gerçek gündemine dönmeyi beceremeyenleri milletimize havale ediyoruz.”
Depremde yıkılan ve ağır hasar alan şehirlerde arama kurtarma çalışmalarının bittiği her yerde enkaz kaldırma faaliyetlerine başladıklarının bilgisini veren Erdoğan, son ziyaretinde binlerce iş makinesinin harıl harıl şehirleri enkazdan temizlediğini müşahede ettiklerini vurguladı.
Şehir merkezlerinde ticaretin devamı için geçici ticari alanlar da yaptıklarını söyleyen Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:
“Güncel tespitlere göre deprem bölgesinde 392 bin 350 konut ve 75 bin 681 köy evinden oluşan toplam 468 bin 31 hane inşa etmeyi planlıyoruz. Ey muhalefet biz dertliyiz, bizim derdimiz var. Ama dedim ya not ediyoruz. Bütün bu illeri bitireceğiz; bir yılımız var. Bu bir yıl içinde bunları tamamıyla inşa edeceğiz, ihyaca edeceğiz. Benim vatandaşım köy evinde hem evine yerleşecek, yanında ahırı olacak. Buralarda da işini gücünü yürütecek. Bütün bunların illere göre dağılımını da şu şekilde:
Hatay’da 145 bin 650 konut ve 15 bin 224 köy evi, Kahramanmaraş’ta 83 bin konut ve 18 bin 681 köy evi, Malatya’da 62 bin konut ve 16 bin 714 köy evi, Adıyaman’da 43 bin 400 konut ve 11 bin 400 köy evi, Gaziantep’te 30 bin 150 konut ve 8 bin 162 köy evi, Osmaniye’de 11 bin 600 konut ve bin 598 köy evi, Diyarbakır’da 6 bin konut ve 634 köy evi, Elazığ’da 4 bin 500 konut ve 588 köy evi, Şanlıurfa’da 3 bin konut ve 700 köy evi, Adana’da bin 800 konut ve 293 köy evi, Kilis’te bin 250 konut ve bin 681 köy evi yapacağız. Etüt çalışmaları biten yerlerde hemen yeni yerleşim yerlerinin inşasına geçmiş bulunuyoruz. Durmak yok, yola devam ediyoruz.
Birileri gibi fırsatçılığın peşinde değiliz. Mart ayının ilk günleri itibarıyla 21 bin 244 konutun inşası için bismillah deyip kazmayı vurmuş oluyoruz. Önümüzdeki 3 ay içinde bu rakamı 244 bin konuta ve 75 bin köy evine çıkartacağız. Hasar tespiti çalışmaları bittiğinde bu rakamlar daha da yükselebilecektir. Geçmişte birçok afette Van, Elazığ, Malatya, İzmir depremlerinde, Antalya ve Muğla yangınlarında Kastamonu, Sinop, Bartın Giresun sel afetlerinde, çukur eylemlerinde enkaza dönen il ve ilçelerimizde bunu yaptık. Biz yaparız. Biz laf üretmeyiz iş üretiriz. Bunu zaten yatıklarımızla ispat ettik. Her seferinde bize ‘yapamazsınız, başaramazsınız’ dediler ama vatandaşlarımıza verdiğimiz sözleri yerine getirdik. Şu anda benim vatandaşlarım artık buralarda oturuyor. İnsanımızın bize olan inanç ve güvenini asla boşa çıkarmadık. Şimdi de Allah’ın izni, sizlerin ve aziz milletimizin desteğiyle 6 Şubat depreminin izlerini kısa sürede inşallah sileceğiz.”