‘İkinci yüzyılına’ başlayacak Türkiye’de siyaset nasıl şekillenecek?
Türkiye Cumhuriyeti, 29 Ekim 2023’te 100’üncü yaşına ulaşacak ve “ikinci yüzyılına” başlayacak.
Yaklaşık 58 milyon seçmen ise önemli bir karar verecek ve 21 yıl boyunca kesintisiz olarak ülkeyi yöneten Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yönetimindeki AKP iktidarı ile yola devam edip etmemeye karar verecek.
Seçimler, sadece iktidar için değil, muhalefet partileri için de bir anlamda “tamam veya devam” testi olacak.
Başörtüsü için üçüncü sandık konulabilir mi?
Yeni yılda TBMM’nin önemli gündem maddelerinden birisi başörtüsüne ilişkin anayasa değişikliği teklifi olacak.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun başörtüsü serbestisine ilişkin “yasa değişikliği” önerisini, “gollük pas” olarak gören Erdoğan’ın talebi doğrultusunda AKP, MHP desteğini de alarak hazırladığı anayasa değişikliğini TBMM Başkanlığı’na sunmuştu.
İktidarın “seçim takvimini” de dikkate alarak, Meclis’teki görüşme ve olası referandum sürecini netleştirmesi bekleniyor.
AKP’nin başörtüsüne ilişkin “anayasal güvence” önerisi, Altılı Masa’daki muhalefet partilerini sıkıştırma hamlesi olarak görülüyor.
Anayasa değişikliği teklifini Meclis’e sunmadan önce muhalefeti ziyaret eden AKP, önümüzdeki günlerde teklifle ilgili muhalefet partilerine ikinci kez gidip destek isteyecek.
İYİ Parti, iktirarın iktidarın seçimlerde “üçüncü sandık” koyma ihtimalinin yüksek olduğunu dikkate alarak, 400’ün üzerinde bir oyla kabulünün sağlanması ve bu nedenle de teklife destek verilmesi eğiliminde.
Anayasa teklifine mesafeli duran CHP dahil, bu konudaki tutumun Altılı Masa’da netleştirilmesi bekleniyor.
HDP de kararını Altılı Masa’da yer alan siyasi partilerin tutumuna göre netleştirecek.
Kılıçdaroğlu da bu konudaki tutumlarına ilişkin Altılı Masa’yı işaret ederken, “Çok güzel bir çalışma yaptıkları ve kamuoyuna açıklayacaklarını” ifade etti.
Altılı Masa’daki siyasi partiler, Erdoğan’ın 400’ün üzerinde bir oyla da kabul edilse de, seçimlerde avantaj sağlamak için yine de referanduma götürebileceğinden endişe ediyor ve bu konuda iktidar partisinden güvence istiyor.
AKP sözcüleri ise 400’ün üzerinde bir oyla kabul edilmesi halinde referanduma götürmeyeceklerini ifade ediyor.
Ancak bu konudaki nihai karar Erdoğan’da olduğu için “her koşulda referandum” seçeneği hala masada duruyor.
İmamoğlu’nun siyasi geleceği: Siyasi yasaktan sonra görevden el çektirilebilir mi?
2019’da İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanlığı’nı iki kez kazanan Ekrem İmamoğlu’nu yeni yılda zor bir süreç bekliyor.
YSK üyelerine “ahmak” dediği iddiasıyla yargılandığı davada, hakkında hapis cezası ve siyasi yasak kararı verilmesi, siyasi senaryoları değiştirdi.
Muhalefet bu karardan iktidar partisi ve daha önemlisi Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı sorumlu tutarken, iktidar kanadı da muhalefetin mağduriyet” üzerinden “oy devşirme” hesabı yaptığını savunuyor.
Ancak, istinaf ve Yargıtay süreci dikkate alındığında, henüz karar kesinleşmese de, İmamoğlu’nun “adaylık denkleminden çıktığı” yaygın kanı.
Çünkü, İmamoğlu’nun aday gösterilmesi halinde, “hızlandırılmış yargılama” sürecinin devreye sokularak, muhalefetin adaysız kalması olasılığı nedeniyle, Altılı Masa’nın bu riski göze alması beklenmiyor.
Yeni yılda İmamoğlu’nu bekleyen bir başka tehlike ise mülkiye müfettişlerinin “terörle iltisaklı kişileri işe aldığı” ididasıyla yürütülen soruşturma kapsamında görevden alınma olasılığı.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile İmamoğlu arasında polemiğe neden olan iddialarla ilgili Mülkiye Başmüfettişliği, İBB’ye bağlı kuruluş ve iştiraklerinde işe alınan personelin işe girişine yönelik raporunu 22 Aralık’ta İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na iletti.
Siyasi kulislerde Bakan Soylu’nun bu rapora dayanarak, İmamoğlu’nu görevden almak için düğmeye basacağı konuşuluyor.
Ancak iktidar partisinin, HDP’li beledilerdeki gibi kayyum atama yerine, İmamoğlu’nun görevden alınması halinde, çoğunluğu elinde bulundurduğu, belediye meclisinde seçim yaptırabileceği ve AKP’li bir ismin seçtirileceği iddia ediliyor.
Kulislerde Esenler Belediye Başkanı Tevfik Göksu’nun bu görev için adı konuşuluyor.
İmamoğlu’nun görevden alınması halinde Altılı Masa’da yer alan siyasi partilerin de seçim stratejisini yeniden planlamak zorunda kalması ve daha “eylemsel” bir tutum almasının kaçınılmaz olacak görünüyor.
Seçim için hangi tarihler öne çıkıyor?
Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili genel seçimleri normalde 18 Haziran’da yapılması gerekiyor.
Ancak bu tarihin üniversite sınavlarıyla, cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci tura kalması halinde, ikinci turun Kurban Bayramı ile çakışması nedenleriyle seçimin öne çekileceği, AKP içinde uzun süredir konuşuluyor.
AKP’de ilk başta konuşulan tarihler, Demokrat Parti’nin 1950’de ilk kez iktidara geldiği 14 Mayıs veya 21 Mayıs’tı.
Ancak Erdoğan’ın MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile Perşembe günü yaptığı görüşmede 30 Nisan seçeneğinin değerlendirildiği kulislere yansıdı.
Erdoğan’ın hem yılbaşında çalışan kesimlere yapılan zam ve iyileştirmelerin yarattığı olumlu hava hem de Altılı Masa’ya “zaman baskısı” kurmak için 30 Nisan seçeneğini tercih edebileceği yorumu yapılıyor.
‘Erdoğan seçimi öne çekme kararı alabilir’
Muhalefet partilerinde eğilim ise seçim ittifakı sisteminde değişiklik öngören yeni seçim yasasının yürürlüğe gireceği 6 Nisan’dan sonraki bir erken seçime “hayır” deme yönünde.
TBMM’nin seçim kararı alması için en az 400 milletvekilinin desteği gerekiyor.
AKP, MHP ve BBP’nin oyları 334’de kaldığı için (Meclis başkanı oy kullanamıyor), böyle bir tabloda Meclis’ten erken seçim kararı çıkması mümkün görünmüyor.
Böyle bir durumda Erdoğan’ın seçim kararı alması gerekiyor.
Ancak böyle bir karar, muhalefet “siyaseten” gündeme getirmeyeceğini belirtse de hukuki olarak Erdoğan’ın yeniden adaylığı konusunda tartışma yaratabilir.
Anayasa’ya göre bir kişi en fazla iki dönem için cumhurbaşkanı seçilebiliyor, ancak cumhurbaşkanının ikinci dönemini tamamlamadan, parlamento seçim kararı alırsa, üçüncü kez aday olabiliyor.
Bazı hukukçular, cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçmeden önceki dönemi de Erdoğan’ın görev süresi içinde yorumluyor ve 2018’de ikinci kez seçildiğini, bu nedenle de 2023 seçimlerinde üçüncü kez aday olamayacağını savunuyor.
AKP ise Erdoğan’ın 2014 yılında eski sisteme göre seçildiğini, başkanlık sistemine geçilmesi ile dönemin yeniden başladığını ve 2018’de de ilk kez yeni sisteme göre seçilmesi nedeniyle, adaylığında bir engel olmadığını savunuyor. (devam edecek-Altılı Masa’nın aday kararı: Ortak mı, çoklu aday mı?)
Gazeteci* Ayşe SAYIN
- Unvan,BBC Türkçe, Ankara
- Twitter,
[UHA Haber Ajansı, 02 Ocak 2022]