Türkiye İhracat Seferberliği Zirvesi’nde “Sağlık Turizmi Hizmetlerine Yönelik Yeni Teşvikler ve Sağlık Hizmeti İhracatı Vizyonumuz” konulu panel
Turkuvaz Medya Grubu’nun yazılı basındaki amiral gemisi Sabah Gazetesi tarafından Turkuvaz Medya Center’da düzenlenen Türkiye İhracat Seferberliği Zirvesi’nde “Sağlık Turizmi Hizmetlerine Yönelik Yeni Teşvikler ve Sağlık Hizmeti İhracatı Vizyonumuz” konulu panel düzenlendi.
Sabah Gazetesi Ekonomi Yazarı Feride Cem’in moderatörlüğünde gerçekleşen “Sağlık Turizmi Hizmetlerine Yönelik Yeni Teşvikler ve Sağlık Hizmeti İhracatı Vizyonumuz” konulu panele Ticaret Bakanlığı Uluslararası Hizmet Ticareti Genel Müdür Yardımcısı Alperen Kaçar, Bahçeşehir Üniversitesi Rektör Danışmanı ve Hizmet İhracatı Birliği Denetim Kurulu Üyesi Dr. Tunç Bozbura, Hizmet İhracatçıları Birliği Sağlık Hizmetleri Komitesi Üyesi İdris Sarıaydın, TOBB Uluslararası Sağlık Turizmi Meclisi Başkanı Özgür Öztan’ın katıldı.
Sağlık hizmeti ihracatına özel şube kurulacak
Ticaret Bakanlığı Uluslararası Hizmet Ticareti Genel Müdür Yardımcısı Alperen Kaçar, sağlık hizmeti ihracatının bakanlık için çok önemli olduğunu dile getirdi.
Kaçar, “Sağlık turizmini tırnak içinde söylüyorum. Sonuçta mal veya hizmet bir ürün ihracatı varsa, biz bunu eşit oranda destekliyoruz. Hizmet sektörü ihracatını ilk defa sınıflandırıp tanımladık ve kredi desteklerinden eşit ölçüde yararlanmasını sağladık. Eximbank referans kaynağı olmayınca zorluk çekiyordu, ancak şimdi var. Sağlık hizmeti ihracatında bakanlığın bakış açısı çok geniş. Medikal turizm için 100 milyar dolardan bahsediliyor. Ülkemiz termal açıdan da çok öne çıkıyor. Sağlık hizmeti ihracatının üçüncü önemli ayağı yaşlı ve engelli bakımı. Ülkemizin potansiyelini düşündüğünüzde sağlık turizminde medikalin yanı sıra esenlik bakımından 4 trilyon dolarlık ekonomiden bahsediyoruz. Bu çok büyük bir ekonomi. Yaşlı bakımında da kalış süresi artıyor. Deniz kum güneş turizmi 700-800 dolar bırakıyor. Medikalde bu rakam 6-7 bin dolara çıkıyor. Tıpkı diğer hizmet sektörlerindeki gibi sinerjiden yararlanmak gerekiyor.”
Yeni teşviklerden artık sağlık turizmi aracı kurumlarıyla sağlık kuruluşlarının eşit şekilde yararlandığına işaret eden Kaçar, “2.200 sağlık hizmeti ihracatçısının 860’ı sağlık ihracatçıları birliğine üye. Bu sayı birbirini yakaladığında optimuma ulaşacak. Desteklerden yararlananlar artarken sağlık hizmeti ihracatı da artacak. Genel müdürlüğümüzde sağlık ihracatına yönelik bir şube kurulması da söz konusu. Termal tesislerin teşvikten yararlanmasını da sağlamış bulunuyoruz” dedi.
Güveni sağlarsak katma değerimiz daha da büyüyecek
Bahçeşehir Üniversitesi Rektör Danışmanı ve HİB Denetim Kurulu Üyesi Dr. Tunç Bozbura da sağlık hizmeti ihracatının katma değerini büyütmede en önemli konunun güvenlik olduğuna dikkat çekerek şunları söyledi:
“Sağlık turizmi diğerlerinden farklı olarak parasını ödeyip almış olduğunuz hizmetten memnun olmazsanız bir daha almam demenizin ötesinde bir hizmet. Bu bakımdan bu hizmeti satacaksak, hastaya ziyaretçiye güven aşılamamız gerekiyor. O güven varsa ki, bu güven sağlıkta gelip hizmet almak ve ondan sonra ülkesine döndükten sonra bunun devamını sağlamak. Eğer bunu sağlayabilirsek ya da bu algıyı oluşturabilirsek o zaman bizim katma değerimiz çok daha büyüyecektir. Bu güven de aslında müşterinin hastanın havalimanında uçağa binmesiyle başlıyor. Çok yönlü çok farklı değişkenleri olan bir problem bu. Bu güveni oluşturmak için ana noktaları iyi belirlememiz lazım. Ana konu hastane. Hizmet sunduğunuz yeri bir üniversiteyle bütünleştirir: Bir bağ kurarsanız, gelen ziyaretçinin güven duygusu da farklılaşmaya başlıyor. Arkasında bir üniversite olması algıyı geliştiriyor. Bizim üniversiteler ile sağlık hizmetini veren yerlerin birleştirilmesi ve turizm ayağı da önemli. Paket olarak sunmak gerekiyor. Herkese görev düşüyor. 2023 yılında bu sektörden çok daha büyük katma değer bekliyoruz.”
Bakanlığın destekleri sektörde yerini buluyor
HİB Sağlık Hizmetleri Komitesi Üyesi İdris Sarıaydın, 2012 yılından önce yabancı hasta tedavisinin bir ihracat olduğunun farkında olmadıklarını, ancak artık tüm desteklerden yararlanan bir konuma geldiklerini vurguladı.
Sarıaydın, “Bu da arkadan bir rüzgârın itmesi gibi kamu ve devletin arkanızda olduğunu bilerek, kendinize güvenerek uluslararası piyasaya çıkmamızı sağladı. Çok büyük yetkinliklerimiz olduğunu gördük. Hekim kalitesi ilk başta geliyor. Sonra gelişmiş teknolojiyi takip ettiğimizi fark ettik. Türkiye’de bu kadar MR, tomografi cihazı gerekiyor mu eleştirileri vardı. Avrupa’daki bekleme sürelerini görünce iyi ki bu yatırımları yapmışız diyoruz. Tanıya ulaşma süresi en kısa ülkelerin başında geliyoruz. Bunun yanı sıra Türk insanının misafirperverliğiyle gelen servis kalitesinin çeşitliliği ve derinliği de yararlı oldu. Sağlık hizmeti ihracatı kavramının, bir hasta başına elde edilen gelirin 4 bin dolara yakın olduğu, sektörün içinde bulduk kendimizi. Daha geliştirmemiz gerekiyor. Bu noktada Ticaret Bakanlığı’nın destek ve teşvikleri sektörde yerini buluyor” dedi.
Nitelikli bir istihdam ürettiklerini de dile getiren Sarıaydın, sağlık hizmeti ihracatının gelişmesinin bir istihdam fabrikası gibi çalışmasını sağlayacağını belirtti. Sarıaydın, güven sorunun aşmak için ülkenin dünyadaki algısını yukarıya çekmek gerektiğini ve bunun için herkesin dertlenmesi gerektiğini vurguladı.
Tek bir hata yüzlerce başvurudan olmamıza neden oluyor
TOBB Uluslararası Sağlık Turizmi Meclisi Başkanı Özgür Öztan da sektörün büyük bir ivmeye sahip olduğunu, bazen kontrollü bazen kontrolsüz büyüme içinde olduğunu kaydederek, denetlemeye, eğitime, organize olmaya ihtiyaç bulunduğunu açıkladı.
Sağlık hizmetinde doktorlar ve teknoloji sıkıntısı olmadığını, yan öğelerde çok iyi eğitimler verilmesi gerektiğini dile getiren Öztan, “Nitelikli çalışana çok ihtiyaç duyan bir sektör haline geldi. Özellikle KOBİ’ler için bu çok zor. Burada bir yardıma ihtiyacımız vardı ve Ticaret Bakanlığı teşviklerle bize gizli bir yatırımcı ortak gibi hiçbir kar beklentisi olmaksızın desteğe başladı. Bununla beraber her noktada faaliyet gösterme şansına sahip olduk. Burada büyüdüğümüzü gören, bu işte bize rakip olmak isteyen birçok ülke var. Bu ülkeler negatif kampanyalar oluşturmaya başladılar. Buna karşı Turizm Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı pozitif yönlerimizi öne çıkaran karşı kampanyalar yürütüyor. Saç ekimi ve tüm branşlarda denetlenebilir kaliteli kurum ve kuruluşların olması lazım illegal oluşumlardan arınmamız gerekiyor. Bir hata bize yüzlerce, binlerce başvurunun gelmesinin önünde engel olarak ortaya çıkıyor. Bunu halledersek önlenemez bir yükseliş var” diye konuştu.
Gazeteci* Hatem VURAL
[UHA Haber Ajansı, 17 Aralık 2022]