İktidar değişse bile tefeci değişmeyecek!
Yeni Çağ Gazetesi yazarı Arslan BULUT, kaleme aldığı ‘İktidar değişse bile tefeci değişmeyecek!’ başlıklı yazısında tefecilik konusuna değiniyor.
Yazar Arslan BULUT, Time dergisinden alıntı yaparak şöyle devam ediyor:
“Time dergisine göre “önde gelen düşünürlerden” ve şu anda dünyada kapitalizmin önderliğini yapanlardan Dünya Ekonomik Forumu’nun kurucusu ve icra kurulu başkanı Klaus Schwab, “Büyük Sıfırlama” adını verdikleri proje için kaleme aldığı yazıda “Daha İyi Bir Ekonomi Mümkün. Ama Kapitalizmi yeniden tasarlamak gerekiyor” başlığını kullanmış ve şöyle demişti:
“1950’lerde ve 1960’larda Amerikan kapitalizminin altın çağında bu kadar çok refah yaratan aynı ekonomik sistem, şimdi eşitsizlik ve iklim değişikliği yaratıyor. Ve İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra küresel ilerlememizi ve demokrasimizi mümkün kılan aynı siyasi sistem, şimdi toplumsal uyumsuzluk ve hoşnutsuzluğa katkıda bulunuyor…”
Schwab, yine de “erdemli kapitalizm” olabileceği konusunda umutlu olduğunu belirtmişti… Oysa kapitalizmin erdemli olması, yapısı gereği mümkün değildir”.
Peki CHP ne yapıyor? Kapitalizmi yeniden mi tasarlıyor? Son toplantıda öne çıkardığı ekonomistlerin bugüne kadar böyle bir tasarımı olmamış. Dünyadaki mevcut kapitalist düzenin artık sürdürülemez olduğunu, yolun sonuna gelindiğini kapitalizmin önde gelen düşünürleri söylüyor. Öyleyse kapitalizm öğretisi dışında bir düşünce dünyası olmayan ekonomistleri öne sürerek Türkiye için bir umut oluşturulabilir mi?
Kaldı ki CHP, sosyal demokrat bir parti olduğunu iddia etmektedir. Sosyal demokrasi, kapitalizmin sebep olduğu adaletsizlikleri sosyal devlet uygulamaları le ortadan kaldırmak iddiasıyla ortaya atılmıştır. Sosyal demokratlar, kapitalizmin ileri bir aşamasında sosyalist ekonomiye dönüştürüleceğini söylediler… Uygulamada, sosyal demokrasinin kalesi olan İskandinav ülkelerinde de kapitalizm hâkim oldu.
Türkiye Cumhuriyeti, kuruluş yıllarında kapitalizmi uygulayamazdı; kapital yoktu. Sosyalizmi de uygulayamazdı; işçi sınıfı yoktu! Bu sebeplerle “karma ekonomi” denilen bir sistem uygulandı. Zaman içinde, yandaş kapitalizmine dönüldü…
Kanaatimce Türkiye’de hangi sistemi uygularsanız uygulayın, mevcut yapı ile ekonomik kriz hâli ortadan kaldırılamaz. Çünkü Türkiye’de siyaset, devletin ve milletin imkânlarını sadece belirli gruplara aktarmanın aracı olarak kullanılmaktadır. Bu yapılanma dağıtılsa bile yerini başka gruplar alır. Çünkü siyaset, toplumun çoğunluğu tarafından, parsadan pay kapma aracı olarak görülmektedir. Oysa herkes ülkede adaletin esas alınmasını isteseydi, ülke yabancılarla iş birliği içinde talan ettirilmez, halk refah içinde yaşardı… Bugün Türk halkı, Londra tefecilerine faiz ödemek için çalışmaktadır. Şimdi o tefecilerden alınacak yeni kredilerin, halkı daha uzun yıllar faiz borcu ödemeye mecbur edeceği ortadayken, bir de dünyayla rekabetten bahsetmek komik olmuyor mu? Tefeciyi temize çıkaracaksınız, sonra da tefeciden aldığınız krediyle, tefeciyle rekabet edeceksiniz! Tekerleme gibi oldu ama tablo bu!
Ayrıca Türkiye ekonomisi, planlı ekonomiden vazgeçtikten sona planlı olarak çökertilmiştir. Sadece tarım ve hayvancılığın nasıl çökertildiğine bakmak, faciayı görmek için yeterlidir. Türkiye’de hâlâ buğday ekene değil ekmeyene para ödeniyor…
Yem fiyatları fırlayınca büyükbaş hayvanlar kesime gitti. Şimdi süt ürünleri ateş pahası… Hayvan yetiştirenler, yüksek sesle bağırdı ama devleti idare edenler kılını bile kıpırdatmadı. Çünkü tasarlanan küresel sistemde büyükbaş hayvanların yok edilmesi gerekiyor! Hayvanlar yellenince atmosfere gaz salıyor, iklimi değiştiriyormuş… İktidar bunu resmen ilan edemiyor ama örtülü olarak uyguluyor.
Türkiye’de iktidara aday olanlardan beklenen, kıblelerini Londra-New York yönüne çevirmek değil, Ankara merkezli ekonomik bir hamle modeli geliştirmek için Türk bilim insanlarından yardım almaktır…
Yoksa iktidarın ekonomik kıblesi de zaten Londra-New York çizgisindedir…
[UHA Haber Ajansı, 06 Aralık 2022]