Baskılara karşı koymak!..
Emekli Tümgeneral ve Yeniçağ Gazetesi yazarı Armağan Kuloğlu, Türkiye’nin, Sovyetlerin dağılmasıyla bir noktada ortada kalan ve nereye savrulacağı belli olmayan ülkelerin ittifaka alınmasıyla Avrupa güvenliğinin daha istikrarlı bir duruma gelebileceğini düşünerek, NATO dokümanlarında da yer alan genişlemeyi prensip olarak kabul ettiğini, hatta bunu desteklediğini ve ittifaka girecek ülkeler için kolaylaştırıcı rol oynadığına dikkat çekiyor.
Genişleme amacı dışına çıkıyor
Emekli Tümgeneral Armağan Kuloğlu, kaleme kaldığı ‘Baskılara karşı koymak!..‘ başlıklı yazısında, “Ancak genişlemede, Avrupa güvenliğinin istikrara kavuşması düşüncesinin aşıldığı, Rusya’nın manevra alanını daraltmaya, ABD’nin kontrol alanını genişletmeye yöneldiği görülmüştür. Bu durum, beklenenin tam aksine Avrupa güvenliğini riske sokmuştur. ABD’nin bunu yaparken, yeni üyelerin kendisine olan ihtiyacını istismar ederek siyasi kazanç sağlamaya çalışması da dikkat çekmiştir” diyor.
Genişlemeyle sıkıştırıldığını gören Rusya’nın Ukrayna’ya saldırmasının, konunun doyum noktasına geldiğini gün yüzüne çıkardığını ifade eden Armağan Kuloğlu, ABD/NATO’nun, yine de bu hedefinden geri adım atmadığını dile getiriyor.
“ABD/NATO, bugüne kadar NATO’ya katılmayı, politikalarına ters geldiği düşüncesiyle istemeyen İsveç ve Finlandiya’yı, Rusya’nın Ukrayna saldırısını işaret ederek ittifaka katılmasını teşvik etmiş ve fırsatın kaçmaması için de hızlandırmıştır” diyen Emekli Tümgeneral Kuloğlu yazısında, “Ukrayna’ya da olağanüstü destek sağlayarak Rusya’yı yıpratıp, amacına ulaşma yolunda ilerlemektedir” diyor..
Türkiye ikilem içinde
Armağan Kuloğlu, şunları söylüyor:
“Aslında Türkiye, genişlemenin doyum noktasına geldiğini, bundan sonrasının Avrupa’nın güvenliğine değil, istikrarsızlığına sebep olacağının farkındadır. Ancak NATO’ya katkısı oldukça fazla olan, güvenilir ve NATO hedeflerinin gerçekleşmesine özen gösteren bir üye olmanın bilinciyle hareket ederek, bu ülkelerin ittifaka kabulüne itiraz etmenin doğru olmayacağını değerlendirip, katılımlarını desteklemek durumunda kalmıştır.
Fakat bu ülkelerin, Sovyetlerden ayrılıp kendilerini ittifakın içine atarak kurtulmaya çalışan diğer ülkeler gibi masum olduklarını kabul etmek mümkün değildir. Üstelik gelişmiş ve kendilerine yeterli olan ülkelerdir. En önemli özelikleri ise, Türk ve Türkiye düşmanlığıdır”.
“İsveç ve Finlandiya’nın, bölücülere/teröristlere destek vermesi, himayesi, propagandalarına imkân tanıması, ülkelerinde rahatça hareket etmeleri ve suçluları barındırması görmezden gelinemez” diyen Emekli Tümgeneral Kuloğlu yazısında, “Finlandiya’nın, AB dönem başkanıyken verdiği sözleri tutmamasını, GKRY’nin AB’ye kabulüne destek ve onay vermesini hatırlamamız ve hatırlatmamız gerekir” diyor.
Kuloğlu, İsveç’in, “sözde Ermeni soykırımının” meclislerinde kabulüne, Suriye’de PYD/PKK’ya destek vermesine, her iki ülkenin de Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki hak ve çıkarları karşısındaki tutumlarına da bakmak gerektiğini belirterek, bu iki ülkeye onay vermenin, Türkiye’nin Rusya’yla olan ilişkilerini sıkıntıya sokacağının da hesaba katılması gerektiğini hatırlatıyor.
Armağan Kuloğlu, şunları söylüyor:
“Türkiye, İsveç ve Finlandiya’nın ittifak üyeliğine prensipte olur vermesine rağmen, bunu onaylamasının kendisine getireceği dezavantajları da düşünmek zorunda olduğundan ve bugün kendilerinden istenen hususları gerçekleştirseler de, onaydan sonra tekrarlamamalarının garantisi de olmadığından ikilem içinde kalmıştır”.
ABD, F-16 konusunu bilerek uzatıyor
Emekli Tümgeneral ve Yeniçağ Gazetesi yazarı Armağan Kuloğlu, “ABD’nin, Türkiye’ye F-16 uçakları ve modernizasyon kitleri satışını şarta bağlanmasını Kongre onay taslaklarından çıkarmasına rağmen, bu konudaki görüşmeleri uzatarak zamana yaymaya çalıştığını fark etmemek mümkün değildir. Bunu İsveç ve Finlandiya’nın üyeliklerinin onaylanması için ellerinde bir koz olarak bulundurmaya devam edecekleri de anlaşılmaktadır” diyor.
Armağan Kuloğlu, Onay vermeyen diğer bir ülke olan Macaristan’ın da, Aralık ayında bu onayı vereceğini beyan etmesiyle Türkiye üzerindeki baskının arttığının anlaşıldığını hatırlatıyor ve Türkiye’nin, Finlandiya’nın durumunu, İsveç’e nazaran “kötünün iyisi” olarak tanımlamasının, onaya kademeli onay vereceğini çağrıştırmış ve ortak çıkarları olan bu ülkeleri tedirgin ettiğini, bu nedenle her iki ülkenin de, ittifaka birlikte girmekte ısrar ettiğine vurgu yapıyor.
Emekli Tümgeneral Armağan Kuloğlu, yazısını şöyle noktalıyor:
“Önümüzdeki dönemde NATO yetkililerinin, İsveç ve Finlandiya Başbakanlarının Türkiye’ye ziyaret trafiğinin artacağı, bir an önce onay vermesi için çaba gösterecekleri anlaşılmaktadır.
Türkiye’nin kendi çıkarlarını ön planda tutarak bu süreci yürütmesi, önceki örneklerinde görüldüğü üzere, NATO ve diğer ülkelerce verilen sözlerin, sonradan tutulmadığını dikkate alması yararlı olacaktır”.
[UHA Haber Ajansı, 05 Kasım 2022]