enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
SON DAKİKA
07:08 Avrupa Güvenlik Mimarisi ve Türkiye
07:04 Analiz: Mayın Tarlalarıyla Mücadele: Azerbaycan’ın Deneyimi ve Karşılaştığı Zorluklar
00:53 Kadıköy’de bıçaklı saldırıda hayatını kaybeden Minguzzi’yi öldüren sanıkların yakınlarının maktulün ailesini tehdit ve hakaret etmesine ilişkin soruşturma başlatıldı…
00:46 Cumhurbaşkanı Erdoğan: Endonezya’nın Filistin meselesiyle ilgili tutumunu takdirle karşılıyoruz
00:39 Bakan Kacır,  Van’da “19. TÜBİTAK Ortaokul Öğrencileri Van Bölge Yarışması Ödül Töreni”ne katıldı…
00:24 Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, “Türkiye’nin Kıbrıs Türk halkının yanında yer alan tarihi duruşu asla değişmeyecek”…
00:09 Efkan Ala, özel bir televizyon kanalında katıldığı programda soruları yanıtladı, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu…
22:45 Antalya’da 11-13 Nisan’da yapılacak 4. Antalya Diplomasi Forumu için Antalya’da hazırlıklar tamamlandı….
10:09 Türk Dış Politikası Araştırma Merkezi’nin (TUDPAM) ‘Dış Bakış’ dergisinin 3. sayısı yayınlandı
07:45 Türk Dünyasında “Türk Faktörü” Üzerine Bir Değerlendirme
07:16 Dışişleri Bakanı Fidan, “örgüt tıpkı kendi liderinin talep ettiği gibi kongreyi toplar, kendini feshetme ve silahları bırakma kararı alır.”
06:45 İstanbul’da bir yapının inşaatında hileli beton kullanıldığı ortaya çıktı…
00:01 Aydın Adnan Menderes Üniversitesi’nde (ADÜ) bir akademisyen, başörtülülere hakaret ettiği iddiasıyla görevden uzaklaştırıldı…
23:31 İstanbul Büyükşehir Belediyesine (İBB) yönelik terör soruşturması kapsamında tutuklu bulunan Mahir Polat hakkında ev hapsi kararı verildi…
22:54 Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gezi olayları vari provokasyon girişimleri sahiplerinin ellerinde patlamıştır”
22:32 Irak’ın kuzeyindeki Pençe-Kilit Harekatı bölgesinde yürütülen arama tarama faaliyeti sırasında teröristlere ait mağara tespit edildi…
22:24 Türkiye’den Dominik Cumhuriyeti’ne taziye mesajı
22:19 Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’yi ziyaret eden Endonezya Cumhurbaşkanı Prabowo Subianto’yu Esenboğa Havalimanı’nda karşıladı…
10:28 Su Güvenliğinde Doğal Çevrenin Önemi Çok Büyük
08:54 Parkinson hastalığının tedavisinde etkili yöntemler ve düzenli kontrollerin rolü
TÜMÜNÜ GÖSTER →

ABD’nin Ukrayna Politikası: Quo Vadis?

ABD’nin Ukrayna Politikası: Quo Vadis?
17 Ekim 2022
243
A+
A-

Rusya’nın kısmi seferberlik ilanı, Ukrayna güçlerinin her zamankinden daha emin ve kararlı bir şekilde savaşması ve zorlu kış şartlarının Avrupa’nın kapısında olması göz önünde bulundurulunca insan savaşın geleceğini düşünmeden edemiyor. Savaş uzun bir süre daha devam edecek mi? Batı fikir birliğini koruyabilecek mi? ABD Rusya’ya karşı tutumunu aynı düzeyde sürdürebilecek mi?

Gloria Shkurti Özdemir (@Gloria_Shkurti) / TwitterSETA bağımsız, tarafsız düşünce ve yayın kuruluşu, Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı’dan Araştırmacı-Yazar Gloria Shkurti Özdemir, “Rusya-Ukrayna Savaşı’yla ilgili öngörülebilir tek nokta, öngörülemezliğidir!” dedi.

Gloria Shkurti Özdemir, bu cümlenin, devam eden Rusya-Ukrayna Savaşı için kısa bir bakış açısı sunduğunu hatırlatarak şunları söyledi:

“Rusya’nın 24 Şubat 2022’de Ukrayna’ya karşı askeri operasyona başlamasından bu yana, şaşırtıcı birçok durum ve olay ile yüzleştik. İlk olarak, Rusya’nın sadece birkaç gün içinde Ukrayna’yı tamamen işgal edeceğine dair tahminlerle karşılaştık. Aynı zamanda, Ukrayna’nın Rus ordusu karşısında hızla teslim olacağına dönük yorumlara şahit olduk. Bunlar bir yana, Avrupa ile ABD arasındaki anlaşmazlıklar (özellikle Trump yönetimi sırasında ortaya çıkan) ve Avrupa’nın Rus gazına bağımlılığı göz önüne alındığında, yeni bir Transatlantik entegrasyonun çok zor olacağı söyleniyordu. Yine de savaşın başlamasından bu yana yedi ay geçti ve bu beklentilerin hiçbiri gerçekleşmedi.

Son gelişmelere bakıldığında, Batı’nın, bünyesinde bulundurduğu farklılıklara rağmen, savaşın başlangıcından itibaren birliğini koruyabilmiş bir yapı oluşturabildiği görülüyor. Bu bakış açısına bir örnek mahiyetinde; ABD ve Avrupa Birliği (AB) Rusya’ya karşı ortaklaşa birçok yaptırıma imza attı ve aynı zamanda NATO, iki aday ülkeyle genişleme yoluna girdi.”

ABD, Ukrayna'ya devredilen silah ve teçhizatın tam listesini yayınladı | Ukrhaber

AB Ekonomik Baskıyla Sonuç Peşinde

Rusya ile doğrudan askeri bir karşılaşmadan kaçınan ABD, savaş boyunca Ukrayna’yı mali ve askeri teçhizat dahilinde desteklediğini ve bunu hala sürdürdüğünü söyleyen Araştırmacı Gloria Shkurti Özdemir, bu bağlamda, ABD Kongresi’nin, Mart ve Mayıs’ta 13,6 milyar dolar ve 40 milyar dolarlık iki acil yardım paketini onayladığını, şu an Beyaz Saray’ın, toplam 12 milyar dolarlık üçüncü bir askeri ve ekonomik yardım paketi için Kongre’ye baskı yaptığına dikkat çekti.

“AB ise Rusya üzerinde, enerji ticaretindeki kısıtlamalarla, ekonomik bir baskı kurmaya çalışıyor” diyen Özdemir, “AB 5 Aralık 2022’den itibaren Rus ham petrolünün boru hattı dışında, deniz yoluyla ithalatını yasaklayacak ve 5 Şubat 2023’ten itibaren petrol ürünlerinin ithalatını tümüyle durdurmuş olacak. Benzer şekilde, AB kömür ithalatına da yaptırım getirmişti. AB tarafından doğal gaz ticareti konusunda herhangi bir yaptırım gerçekleşmemiş olmasına karşın, karşı yaptırım niteliğinde olarak Rusya AB’ye doğal gaz akışını durdurdu” dedi.

Ukrayna güçleri TürkAkım'ı havaya uçurmayı denedi" | Gazete Manifesto

Dünya Öngörülemez Bir Bekleyişin İçinde

Gloria Shkurti Özdemir, Rusya’nın kısmi askeri seferberlik ilan etmesinin, Ukrayna güçlerinin her zamankinden daha emin ve kararlı bir halde savaşması ve zorlu kış şartlarının Avrupa’nın kapısında olmasının göz önünde bulundurulunca insanın savaşın geleceğini düşünmeden edemediğini dile getirdi.

“Savaş uzun bir süre daha devam edecek mi? Batı fikir birliğini koruyabilecek mi? ABD Rusya’ya karşı tutumunu aynı düzeyde sürdürebilecek mi?” diye sorgulayan Özdemir, “Hiç şüphesiz, savaşın uluslararası sistem üzerindeki etkisi düşünüldüğünde, dikkatlerin bu sorulara odaklanması anlaşılabilir bir durum. Yukarıda da belirtildiği gibi Rusya-Ukrayna Savaşı öngörülemezliğini korumaktadır ve bu yüzden, bu soruların cevaplarını verebilmek hiç de kolay değildir. Ancak bazı gelişmeler dikkate alındığında savaşın uzama ihtimalinin yüksek olduğu söylenilebilir. Bu noktada Batı’nın birliği sınanacaktır. Rusya’ya karşı birliğin son dönemdeki gibi sürekli yüksek seviyede kalamayacağı düşünülüyor ama ABD’nin Rusya’ya karşı izlediği agresif tutuma devam etmekten başka da bir seçeneği bulunmuyor” şeklinde konuştu.

Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy, çevrimiçi oturumda
Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy, çevrimiçi oturumda bağlandığı ABD Kongresi’ne savaşla ilgili son durumu ve savunma noktasındaki taleplerini anlatmıştı. (EPA/SCOTT APPLEWHITE/POOL-AA, 16 Mart 2022)

İşte Nedeni…

Araştırmacı-Yazar Gloria Shkurti Özdemir, Avrupa’nın, Rus enerji kaynaklarına en bağımlı olan bölgeler arasında bulunduğunu belirterek, “Bunun sonucunda, yaptırımlar ve doğal gazda yaşanılan kesintiler ile Avrupa’yı zorlu bir kış bekliyor. Bir noktadan sonra, Avrupalı hükümetler, “bu dönemde Avrupa’nın desteklediği ABD liderliğindeki Batılı liberal düzen” ile “kendi milli çıkarları” arasında bir seçim yapmak zorunda kalacaklardır ki bu durum ideoloji ve gerçeklik arasındaki ikilem olarak özetlenebilir” dedi.

Rusya'nın olası bir saldırısında Avrupa'nın enerji kaynakları nasıl etkilenir? | Euronews

Kış gelmek üzere iken Avrupa kamuoyundan hükümetlere yaptırımları terk etmeye veya hafifletmeye dönük baskıların gözlemlenebileceğinin altını çizen Özdemir şunları aktardı:

“Bahsedildiği gibi Avrupa doğal gaz veya boru hatları ile iletilen ham petrol ithalatları üzerinde yaptırım kararları almamıştı ve gelecekte bu kararları alıp almayacakları belirsizliğini koruyor. Bunun yanında, Avrupa Rusya’dan ithal ettiği kömürde bazı kolaylaştırmalara başvurdu. Özellikle, 21 Eylül’de Avrupa Komisyonu, Rus kömürüne yönelik yaptırımların Rusya’dan üçüncü ülkelere kömür sevkiyatını engellemeyeceğini belirterek, Rusya’ya karşı ekonomik yaptırımların uygulanmasına ilişkin direktifini güncelledi. Bu gelişmelere bakıldığında, gelecek aylarda, aynı söylem ve retoriği kullanmaya devam etse bile, Avrupa Rusya’ya karşı yaptırımlarını hafifletmeye başlayabilir. Bu durum Avrupa ve ABD politikalarında bir bölünmeye neden olacaktır ve bu bölünme Avrupa üzerinde farklı ikincil bir siyasi baskı meydana getirecektir.

Ancak, Avrupa böyle bir politika değişimine gitse bile, ABD, Rusya’ya karşı izlediği agresif tutumunu sürdürecektir. Bu durumu daha iyi anlayabilmek için iki farklı perspektiften bakmak gerekiyor. Bunlar, (i) uluslararası düzen ile ABD hegemonyasının devamı meselesi ve (ii) ABD’nin kendi içindeki dengeler. Şu anki Batılı dünya düzeni derin bir krizin içindedir ve aynı zamanda, ABD’nin hegemonyası çok daha fazla sorgulanmaktadır. Süper güç çekişmesi ve Batı sonrası yeni düzen temel bir tartışma haline gelmiştir. ABD yalnızca Rusya ile değil, aynı zamanda hegemonyasını direkt olarak zorlayan Çin ile de bir çekişme içerisindedir”.

Analiz: Çin, Pelosi'nin ziyaretine nasıl karşılık verecek? Tayvan krizi savaşa dönüşebilir mi? - M5 Dergi

Amerika’nın Hegemonya Hesabı

Bu noktada, Obama’nın çekilmeci ve Trump’ın izolasyonist politikalarından farklı olarak, Biden müdahaleci bir siyasi ajanda izlediğini açıklayan Araştırmacı-Yazar Gloria Shkurti Özdemir, Özellikle, ABD, Rusya-Ukrayna Savaşı’na dolaylı olarak dahil olduğu sırada, ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi’nin Tayvan’a yaptığı ziyaret ile ABD kendisini Çin karşısında içinden çıkılmaz bir problemler yumağında bulmuştur” dedi.

Özdemir, Biden’ın, ziyaretin gerçekleştiği günlerde “Tek Çin” politikasına bağlılığını belirtirken, sonrasında Çin’in Tayvan’a karşı askeri bir operasyon yürütmesi durumunda ABD’nin askeri müdahaleden geri durmayacağını belirttiğini hatırlatarak, bu tür politikaların iki devlet arasındaki gerilimi daha da artırdığına dikkat çekti.

Türkiye- Yunanistan gerilimi - Bursa.com

“Benzer şekilde, Doğu Akdeniz’de Türkiye ile Yunanistan arasındaki gerilimler tırmanırken, Biden yönetiminin politikaları, Yunanistan’ı askeri olarak destekleyerek coğrafyadaki gerginliği daha da artırmakta ve Yunanistan’a Türkiye’ye karşı düşmanca bir politika izlemesi için gerekli güveni vermektedir” diyen Gloria Shkurti Özdemir, “ABD, Rusya-Ukrayna Savaşı’na karşı izlediği politikalar dahil olmak üzere, ele alınan diğer örnekler ile, müttefiklerini tüm tehditlere karşı koruyabilecek kapasiteye ve iradeye sahip, vazgeçilmez bir dünya lideri imajı çizmeye çalışmaktadır. Bu bakış açısıyla durum incelendiğinde görülecektir ki ABD’nin Rusya karşısında geri adım atması veya tarafları müzakereye davet etmesi, Rusya’nın ABD hegemonyası için bir rakip olarak algılanmasına neden olabilir. Dahası, bu algı Çin-ABD rekabeti üzerinde de bir etki oluşturabileceği ve Çin’in ABD’ye karşı daha agresif politikalar takip etmesine neden olabileceği tahmin edilebilir bir durumdur” şeklinde anlattı.

Joe Biden kimdir, Trump'ı yenip ABD Başkanı olabilir mi?

“ABD’nin kendi içindeki dengelere bakıldığında ise görülecektir ki ABD iç siyaseti hem sosyal hem de politik anlamda her zamankinden çok daha fazla bölünmüş durumda” olduğunu ifade eden Araştırmacı-Yazar Özdemir, şöyle dedi:

“Dahası, Biden’a sağlanan destek azalıyor ve ara seçimler yaklaşıyor. Bu gibi derin siyasi ayrışmalara rağmen, Çin ve Rusya’ya karşı sert ve kararlı bir duruş sergileyebilmek, akabinde kongre üyeleri tarafından Biden’a büyük bir potansiyel destek getirecektir. Bunun yanı sıra, ABD siyasi gündemini Rusya-Ukrayna Savaşı veya Çin ile rekabet gibi uluslararası meselelerle meşgul etmek, Biden yönetimine iç problemlerin gün yüzüne çıkmaması için büyük bir yardımcı etken olmaktadır. Rusya-Ukrayna Savaşı bağlamında yapılacak bir söylem veya politika değişimi, Biden yönetimini olumsuz etkiler.

Yani, Avrupa’da gözlemlenebilecek herhangi bir politika değişikliğinde, büyük bir olasılıkla, ABD agresif politikalarını ve Ukrayna’ya sağladığı askeri desteği sürdürmeye devam edecektir. Şu gözden kaçırılmamalıdır ki Biden yönetimi bu dönemde, Ukrayna’ya yapılan askeri ve mali yardımlardan dolayı cumhuriyetçilerden yükselen bir muhalefetle karşılaşabilir. Ancak bu, şimdilik politika ve söylem değişikliği için yeterli değildir”.

SETA bağımsız, tarafsız düşünce ve yayın kuruluşu, Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı’dan Araştırmacı-Yazar Gloria Shkurti Özdemir, Dünya, Batı sonrası düzene doğru ilerlerken, ABD dünya sistemindeki hegemonyasını sürdürmek ve kanıtlamak için büyük bir meydan okuma ile yüzleşmektedir” dedi.

Gloria Shkurti Özdemir, “Bu dönemde, ABD iki farklı cepheye odaklanmış durumda: Rusya ve Çin. Eğer ABD politikaları ilk cephede başarısızlığa uğrar ise kazanan Çin olur” şeklinde kaydetti.

Gazeteci * Ataner YÜCE

***

Gloria Shkurti Özdemir

Araştırmacı
Lisans öğrenimini Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde Arnavutluk’ta tamamlamıştır. Sh Özdemir yüksek lisans derecesini Sakarya Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde “A Lethal Weapon that Became the Cure-all for Terrorism: Discursive Construction of the U.S. Dronified Warfare” başlıklı teziyle almıştır. Halihazırda Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde doktorasına devam eden Özdemir “Yapay Zekanın Askeri Alanda Uygulamaları ABD-Çin Rekabeti” başlıklı tez çalışmasını sürdürmektedir. Çalışma alanları arasında Amerikan dış politikası, SİHA’lar ve yapay zeka bulunmaktadır. Shkurti Özdemir SETA’da araştırmacı olarak çalışmakta ve aynı zamanda SETA tarafından yayımlanan Insight Turkey dergisinde editör asistanı olarak görev yapmaktadır.

[TÜHA Haber Ajansı, 17 Ekim 2022]

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.