Analiz: Finlandiya ve İsveç’in Muhtemel NATO Üyelikleri (2)
ANKARA – UHA HABER / SETA bağımsız, tarafsız düşünce ve yayın kuruluşu, Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı Araştırmacı – Yazar Rıfat Öncel, ‘Finlandiya ve İsveç’in Muhtemel NATO Üyelikleri’ konusunda yapmış olduğu analizinde dün genel bir değerlendirmesini yapmıştık..
Araştırmacı – Yazar Rıfat Öncel, bugün de analizinde Finlandiya ve İsveç’in muhtemel NATO üyelikleri ve üyeliklerinin muhtemel sonuçlarını ele alacağız.
FİNLANDİYA
Finlandiya Soğuk Savaş döneminde büyük ölçüde zorunlu bir tarafsızlık politikası benimsemiştir. Sonraki süreçte herhangi bir askeri ittifaka dahil olmasa da özellikle İsveç, ABD ve NATO ile yakınlaşarak güçlü ilişkiler tesis etmiştir.
Soğuk Savaş sonrasında silahlı kuvvetlerini ve genel manada savaşma kapasite ve kabiliyetini muhafaza etmiştir. Finlandiya ordusu ulus aşırı misyonlara katkı sağlamaktan ziyade ulusal savunmaya dönük doktrinini benimsemeyi sürdürmüştür.
Bu doktrin silahlı kuvvetlerin yanında Fin toplumunu da ulusal güvenliğin sağlanmasına katkı sunan asli unsurlardan biri olarak görmektedir. 2017’de yapılan bir çalışmaya göre Finlandiya nüfusunun yüzde 75’i ülkelerinin herhangi bir saldırıya karşı iyi bir şekilde hazırlıklı olduğunu düşündüğünü belirtmiştir.
Rusya’nın 2014’te Kırım’ı yasa dışı ilhakından sonra Finlandiya, İsveç’le ortak tatbikat ve eğitimlere katılmış ve iki ülke ordularının birlikte çalışabilirliği artırılmaya gayret edilmiştir.
Bu anlamda kara, hava ve deniz unsurları arasında sinerji oluşturularak Baltık bölgesinde caydırıcılığı güçlü ortak bir savunma gücü oluşturulmaya çalışılmıştır.
Finlandiya’nın İsveç ile derinleştirdiği askeri iş birliğinin halk tarafından desteklenme oranı rekor düzeydedir. Bununla birlikte ülkenin güvenlik ortağı olarak AB’den de çok büyük destek görmektedir. Fin halkı arasında İsveç ile gerçekleştirilen askeri iş birliği yüzde 94 oranında rekor bir destek bulmuştur.
Yine farklı bir çalışmaya göre ise NATO ile iş birliğine gösterilen destek yüzde 61, ABD ile iş birliğine gösterilen destek ise yüzde 59 oranlarında kalmıştır.
Askeri iş birliğinden ziyade direkt üyelik olarak bakıldığında ise destek oranları daha düşük seviyelerde seyretmiştir. 2021’de Finlandiya halkı arasında yapılan ankete göre halkın yalnızca yüzde 28’i NATO üyeliğini desteklerken yüzde 42’si ise buna karşı çıkmıştır.
Bu oran 2019’da yapılan ankete göre yüzde 8’lik bir destek artışı ortaya koysa da oldukça düşük bir seviyede kalmıştır. Ancak 28-30 Mart 2022 arasında gerçekleştirilen ankette NATO üyeliğine destek yüzde 61, karşıtlık ise yüzde 16 olarak belirlenmiştir. Aynı zamanda anketten önceki 7-12 günlük zaman dilimine göre de destek oranı yüzde 7 artarken karşıtlık oranı ise yüzde 5 azalmıştır.
Finlandiya hükümeti 13 Nisan 2022’de “güvenlik ortamındaki değişim” üzerine resmi bir rapor yayımlamıştır.
Rapor NATO’ya üye olunması durumunda elde edilecek caydırıcı kabiliyetin belirgin şekilde daha güçlü olacağını ve Baltık Denizi’nde askeri güç kullanma eşiğinin yükselerek bölgesel istikrarın artacağını belirtmektedir.
Bu belge üzerinden Finlandiya Parlamentosunda NATO üyeliği üzerine tartışmalar başlatılmıştır. Nisan’ın ortaları itibarıyla Finlandiya Parlamentosunda 109 vekil NATO üyeliğini desteklerken yalnızca 12 vekilin buna karşı çıktığı ifade edilmektedir.
İSVEÇ
İsveç Soğuk Savaş’ın ardından savunma doktrininde ciddi bir değişime giderek silahlı kuvvetlerini
kayda değer oranda küçültmüştür. Öyle ki İsveç ordusu savaş zamanı büyüklüğüne göre kara kuvvetlerini yüzde 95 azaltırken hava ve deniz kuvvetlerinde ise yüzde 70 oranında azalmaya gitmiştir.
1990’da 800 bin olan silahlı kuvvetler personel sayısı 2015’te 50 bine inmiştir.12 Ülkenin 1990’da gayrisafi yurt içi hasılasının (GSYH) yüzde 2,6’sına denk gelen savunma bütçesi ise 2016’da yüzde 1’e
düşmüştür.
Bölgesel ve ulusal tehdit algılamasının Soğuk Savaş sonrasında yetersiz bulunması, ulus aşırı askeri misyonlarda destek görevinde bulunacak seviyede bir askeri yapılanmanın yeterli olacağı sonucuna ulaşılmasına yol açmıştır. Ancak Rusya’nın Kırım’ı işgalinden sonra İsveç bu yönelimini radikal bir şekilde gözden geçirmek durumunda kalmıştır.
2017’de zorunlu askerlik hizmeti tekrar uygulamaya konulurken Finlandiya, ABD ve NATO arasında savunma iş birlikleri hızlandırılmıştır. Yine de kendi iç askeri kabiliyetlerini somut bir şekilde artırmak için gerekli ekonomik kaynakların ayrılması hususunda ülke ciddi engellerle karşılaşmıştır.
2017’de yapılan bir çalışmaya göre İsveç halkının yalnızca yüzde 13’ü ülkelerinin herhangi bir saldırıya karşı “iyi şekilde hazırlıklı” olduğunu düşündüğünü belirtmiştir.
Daha önce belirtildiği gibi bu oran Finlandiya’da yüzde 75’tir. İsveç ve Finlandiya başbakanları 13 Nisan
2022’de Stockholm’de bölgedeki güvenlik durumunu ve olası NATO üyeliklerini tartışmıştır.
Düzenlenen ortak basın toplantısında Finlandiya Başbakanı Sanna Marin ülkesinin NATO’ya katılma kararını haftalar içerisinde vereceğini ifade ederken İsveç Başbakanı Magdalena Andersson
da ülkesinin gerekli değerlendirmeleri bir an önce gerçekleştirmek istediğini belirtmiştir.
İsveç Başbakanı Andersson ülkesinin NATO başvurusunu fazla geciktirmeden gerçekleştireceğini zira bu şekilde Eylül’de yapılacak genel seçimlerle çakışmasının önüne geçileceğini dile getirmiştir. İsveç hükümeti ülkenin güvenlik politikası üzerine bir tartışma başlatmış ve tüm parti üyelerinin buna katılmasını istemiştir.
İsveç’in Haziran sonunda NATO’ya üyelik başvurusunda bulunacağı düşünülmektedir. Bu şekilde söz konusu husus 29-30 Haziran arasında Madrid’de gerçekleştirilecek NATO zirvesinde
ele alınabilecektir.
RUSYA’NIN TEPKİSİ
Rusya’nın eski devlet başkanı ve halihazırda Rusya Güvenlik Konseyi yardımcı başkanı olan Dimitri Medvedev, Finlandiya ve Norveç’in NATO’ya katılmaları durumunda Baltık bölgesinin nükleer
silahsız kalamayacağını ve dengenin tekrar yerine getirilmesi gerekeceğini ifade etmiştir.
Buradan hareketle Finlandiya ve İsveç’in yanı başında nükleer silahlarla donatılmış Rus gemilerinin ortaya çıkacağı uyarısını yapmıştır.
Bunun yanı sıra Finlandiya’nın NATO’ya katılması halinde ise Rusya’nın Finlandiya sınırında daha fazla
asker ve silah konuşlandırmak durumunda kalacağını belirtmiştir.
Rusya’nın Finlandiya ve İsveç’in NATO’ya üyelik başvurularını engellemede yetersiz kalacağı görülmektedir.
İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya katılması halinde Rusya ile NATO arasındaki sınırların iki katından fazlasına yükseleceğini belirten Medvedev doğal olarak bu sınırların güçlendirilmesi gerekeceğini ifade etmiştir.
İsveç’in NATO’ya katılması üzerine yaptığı değerlendirmede Finlandiya Körfezi’nde Rusya’nın ciddi bir biçimde kara güçleri ile hava savunmasını güçlendirebileceği ve çok miktarda deniz platformunu bölgeye konuşlandırabileceği uyarısında bulunmuştur. (Devam edecek)
***
Rıfat Öncel
[UHA Haber Ajansı, 12 Mayıs 2022]