Bakanı Pakdemirli, ‘Hububat üretimimiz son 19 yılda yüzde 20, son 3 yıllık dönemde ise yüzde 8 oranında artarak, 37 milyon tona yükseldi’
ANTALYA-UHA HABER / Tarım ve Orman Bakanı Dr. Bekir Pakdemirli, Antalya’nın Aksu ilçesi Kundu Turizm Bölgesi’ndeki bir otelde Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) ve Türkiye Un Sanayicileri Federasyonu (TUSAF) tarafından düzenlenen “Türkiye Hububat Kongresi 2021″e katıldı.
Kongrenin gıda güvenliği başta olmak üzere hububat sektöründeki politikalara yön vereceğine ve sektörün gelişmesine katkı sağlayacağına inandığını aktaran Pakdemirli, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) süreci ve iklim değişikliğiyle gıda güvenliğinin hiç olmadığı kadar önemli hale geldiğini söyledi.
Dünyada tahminen 400 bin civarında bitki türü olmasına rağmen küresel gıda arzının yüzde 75’inin 12 bitki türü ile 5 hayvandan karşılandığını belirten Pakdemirli, buğday, pirinç ve mısırın insan beslenmesinde bitkilerden alınan kalorinin yaklaşık yüzde 60’ını oluşturduğunu dile getirdi.
Hububatın Anadolu topraklarının dünyaya sunduğu en değerli hediyelerden birisi olduğunu vurgulayan Pakdemirli, medeniyetler tarihi kadar eski olan ekmeğin de tarihinin Anadolu’da yazıldığını ifade etti.
Tarım ve Orman Bakanlığı olarak tarımın, en stratejik ürünleri olan hububat ürünlerini, 19 yıldır desteklediklerini ve desteklemeye devam edeceklerini belirten Pakdemirli, şunları kaydetti:
“2050 yılına kadar dünya nüfusunun 10 milyara, Türkiye nüfusunun da 105 milyona ulaşması bekleniyor. Yapılan araştırmalar, bu nüfusu beslemek için bugünkünden yüzde 60 daha fazla gıdaya, bu gıda üretimi için de yüzde 15 daha fazla suya ihtiyacımız olacağını gösteriyor. Bu nedenle hububat, gıda ihtiyacının karşılanmasında kilit rol oynayacak. Dünyada, başta buğday, arpa, mısır ve çeltiğin yer aldığı toplam 2 milyar 290 milyon ton hububat üretimi yapılmaktadır. Bu miktarın 421 milyon tonu ticarete konu olurken, 600 milyon tonu ise stoklanmaktadır.”
Pakdemirli, hububatın bitkisel ürünleri içerisinde en fazla ekiliş alanlarına sahip olduğunu, son 19 yılda sağladıkları destekler ve önemli Ar-Ge çalışmalarıyla hububat verimliliğini önemli seviyede artırdıklarını bildirdi.
BUĞDAYDA VERİM YÜZDE 40 ARTTI
Buğdayda da verimi son 19 yılda yüzde 40 oranında artırdıklarına dikkati çeken Pakdemirli, şöyle konuştu:
“Buğdayda yaşadığımız bu başarıyı, çeltik ve mısır üretimindeki artışla taçlandırdık. Mısır ve çeltikte verimde sağladığımız gelişmeler ve üretime yönelik aldığımız tedbirler sayesinde geçen yıl 6,5 milyon ton mısır ve 1 milyon ton çeltik üretimiyle Cumhuriyet tarihinin üretim rekorunu kırdığımızı gururla söylemek istiyorum. Verimlilikteki artışla hububat üretimimiz son 19 yılda yüzde 20, son 3 yıllık dönemde ise yüzde 8 oranında artarak, 37 milyon tona yükselmiştir. İnşallah desteklerimiz ve yeni projelerle hububat üretimimizi daha da yukarılara taşıyacağız.”
Türkiye’nin mevcut potansiyelini etkin kullanmak, planlı üretime geçmek ve tarımsal yeterliliği üst seviyelere çıkarmak için Havza Bazlı Destekleme Modeliyle hububat grubundaki 21 stratejik ürüne destek sağladıklarına değinen Pakdemirli, bu doğrultuda hububat fark ödemesi desteğini ton başına 50 liradan 100 liraya, sertifikalı tohum desteğini 8,5 liradan 16 liraya çıkardıklarını kaydetti.
Ayrıca gübre desteğini de son dönemdeki fiyat artışları nedeniyle bu yıl 20 liraya çıkardıklarını, gelecek yıl için ise 32 lira olarak belirlediklerini aktaran Pakdemirli, hububat grubunda sertifikalı tohum desteklerini ise gelecek yıl üretim sezonu için dekara 24 liraya çıkardıklarını söyledi.
Bu yıl yaşanan tarımsal kuraklığa karşı da üreticilere destek olmak amacıyla hububat ürünlerine yönelik önemli tedbirler aldıklarını anlatan Pakdemirli, yüzde 30 ve üzeri verim kaybı yaşayan çiftçilere dekara 30 ila 100 lira arasında doğrudan destekleme ödemesi yapacaklarını dile getirdi.
Pakdemirli, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile daha etkin regülasyon politikaları yürütmeye başladıklarını, bu politikaların hem üreticiyi memnun ettiğini hem de sürdürülebilir üretime önemli katkı sağladığını ifade etti.
Buğdaya da ayrı bir önem verdiklerine değinen Pakdemirli, “2018 yılından beri buğday için yaptığımız pozitif yaklaşım, çiftçilerimiz tarafından memnuniyetle karşılanmaktadır. Sadece buğday alım fiyatlarında, 2019 yılında yüzde 29, 2020’de yüzde 22, 2021’de ise yüzde 36 artışla, son 19 yılın en yüksek artış oranını sağladık.” diye konuştu.
Dünyada salgın ve küresel ısınmanın etkileri nedeniyle girdi maliyetlerinde önemli dalgalanmalar yaşandığını aktaran Pakdemirli, üreticinin endişelenmesine gerek olmadığını, hasat zamanı geldiğinde ürünlerin değerinde bir fiyat bulacağını söyledi.
Çiftçinin bir karış dahi yeri boş bırakmamasını isteyen Pakdemirli, devlet olarak her zaman desteğe hazır olduklarını bildirdi.
LİSANSLI DEPO KAPASİTESİ 4,5 KAT ARTTI
Pakdemirli, üretim kadar üretilen ürünlerin muhafaza edilmesinin de önemli olduğunu, lisanslı depoculuğun tarım ticaretinin hızla değiştiği dünyada üreticiye, sanayiciye, tüccara kolaylık sağladığını belirtti.
Bakanlık olarak lisanslı depoculuk çalışmalarına büyük hız verdiklerini vurgulayan Pakdemirli, “Sağladığımız teşvikler sayesinde bugün Türkiye genelinde lisanslı depo kapasitesi, son 3,5 yılda 4,5 kat artışla 8,2 milyon ton seviyesine ulaştı.” dedi.
Lisanslı depoculukla Ürün İhtisas Borsalarını birbirinden ayrılmaz bir parçası olarak gördüklerini aktaran Pakdemirli, şöyle devam etti:
“Ürün İhtisas Borsaları, lisanslı depoculuk sisteminin işlerliğini artıran, ürünlerin kayıt altına alındığı, alım satımının yapıldığı, hareketlerinin takip ve kontrol edildiği bir yapı. Bu sisteme dahil olan üretici, ürününü lisanslı depoya teslim ettiğinde kendisine Elektronik Ürün Senedi, kısa adıyla ELÜS veriliyor. Üreticilerimiz bu belgeyle ürünlerini Borsadan istediği zaman satabiliyor, Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatiflerinden 5 milyon liraya kadar sıfır faizli kredi kullanarak, finansman ihtiyacını karşılıyor. Borsalar sayesinde üreticiler mahsullerini sadece yerel piyasaya değil, ulusal ve uluslararası pazarlara da ulaştırabiliyor. Bu durum, hem rekabeti, hem de kazancı beraberinde getiriyor.”
42 BUĞDAY ÇEŞİDİ VE 19 ARPA ÇEŞİDİ GELİŞTİRİLDİ
Pakdemirli, çiftçinin verim oranı yüksek ürün üretmesi ve sanayicinin de istediği kalitede ürün temin etmesi için son 19 yılda tarımsal Ar-Ge’ye gereken önemi verdiklerini belirterek küresel ısınma, iklim değişikliğinin etkilerini en aza indirmek için kuraklığa dayanıklı çeşitlerin geliştirilmesi amacıyla çalışmalar yaptıklarını bildirdi.
Tarımsal Ar-Ge altyapıyı güçlendirerek, kuraklığa toleranslı 42 buğday çeşidi ve 19 arpa çeşidi geliştirdiklerini anlatan Pakdemirli, tarla bitkileri alanında üretilen sertifikalı tohumluk üretiminin yaklaşık yüzde 40’ının bakanlık tarafından geliştirilen çeşitlerden olduğunu söyledi.
Hububatta yapılan ıslah çalışmalarında da önemli bir noktaya geldiklerini aktaran Pakdemirli, şu değerlendirmede bulundu:
“Milli ve yerli imkanlarla dünya ve ülkemiz pazarında değişen taleplere uygun, kaliteli çeşitler geliştirerek pazarlıyoruz. Son 19 yılda yaptığımız bitki ıslah çalışmalarıyla verimli, buğday üretiminde yüzde 40, mısır üretiminde yüzde 123, kırmızı mercimekte yüzde 24 ve çeltik üretiminde ise yüzde 30 artırdık. Tabii bu ıslah çalışmalarını yaparken birçok gelişmiş ülkede kullanılan en son teknolojileri kullandığımızı da bilmenizi isterim. Bu teknolojiler sayesinde hedeflediğimiz ıslah çalışmalarını hızlı ve doğru tespitler yaparak kısa sürede tamamlıyoruz. Dünyanın en büyük üçüncü tohum bankasına sahip bir ülkeyiz.”
[UHA Haber Ajansı, 18 Kasım 2021]