MİT’in terörle mücadelede ‘sınır ötesi’ başarısı
UHA HABER / MİT, terör örgütüyle mücadelesini sınır ötesinde de sürdürüyor. Son olarak FETÖ’nün kritik isimlerinden Orhan İnandı Türkiye’ye getirildi. Uzmanlar, terör örgüt mensuplarının artık yurt dışında da kendilerini güvende hissetmediği görüşünde.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Milli İstihbarat Teşkilatının (MİT) terör örgütleriyle mücadeleyi Türkiye sınırlarının ötesine taşıdığını söyledi; “Yapılan operasyonlar sayesinde PKK’nın üst kadrosu tarihinde ilk kez toplanamaz, hareket edemez, örgütü yönetemez hale gelmiştir” dedi.
Erdoğan, “MİT, DEAŞ ile mücadelede çok sayıda örgüt mensubunun yakalanmasını sağlamıştır” ifadesini kullanırken, FETÖ ile mücadelede yurt dışındaki örgüt mensuplarına yönelik çalışmalar kapsamında pek çok ülkeden 100’ün üzerinde kişinin Türkiye’ye getirildiğini belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, son olarak FETÖ’nün sözde üst düzey yöneticilerinden Orhan İnandı’nın MİT operasyonuyla yakalanarak Türkiye’ye getirildiğini açıkladı.
Peki, MİT geldiği noktada nasıl bir operasyonel etki alanı oluşturdu? MİT’in terör örgütleriyle mücadeleye katkısı neler? Doç. Dr. Hasan Basri Yalçın, TRT Haber canlı yayınında değerlendirdi.
“Edindiği tecrübeler ve geliştirdiği kabiliyetlerle başarı kaçınılmaz hale geliyor”
“Bu başarı aslında genel bir vizyonun Türkiye adına ürettiği bir başarıdır” diyen Doç. Dr. Yalçın, Milli İstihbarat Teşkilatının nasıl bir operasyonel etki alanı oluşturduğunu şöyle anlatıyor:
“Biz İstihbarat teşkilatımızdan bahsederken, yıllar boyu Milli İstihbarat Teşkilatı’nın bırakın sahadaki uygulamalarını kurumsal olarak bile çeşitli sıkıntıları olduğunu biliyorduk. Uluslararası operasyonlar yapmak veya sadece operasyonu değil analizi yapmak gibi meselelerden devamlı bahsediliyordu. Özellikle 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında FETÖ’cülerin çeşitli kurumlardan ayıklanması gibi Milli İstihbarat Teşkilatından da ayıklanmasının ve çeşitli kanuni düzenlemelerin ardından MİT, hem yurt içinde hem yurt dışında daha işler hale, daha bu Türk istihbarat operasyonlarını kendi yapabilir hale geldi. Tabii bu tek başına bir başarı için yeteli değildir. Aynı zamanda MİT, bu süre zarfında birçok alanda tecrübeler edindi, yeni imkan ve kabiliyetler geliştirdi. Bütün bunları bir araya getirdiğinizde başarı bir şekilde kaçınılmaz hale geliyor.”
“Terör örgütü liderleri 2 geceyi aynı merkezde geçiremez hale geldi”
“Türkiye’nin terörle mücadelede uzun yıllar hep bir reaksiyoner tavır geliştirmek mecburiyetinde kaldığına” değinen Doç. Dr. Yalçın, örgüt liderlerinin 2 geceyi aynı merkezde geçiremez hale geldiğini vurguladı:
“Her hafta bir terör örgütü mensubu ele geçiriliyor ve terör örgütündeki üst kadrolar kendi başına ne tür operasyon yapacaklarına dair ortak bir planlama bile yapamaz hale geldiler. Terör örgütü liderleri 2 geceyi aynı merkezde geçiremez hale geldiler. Çünkü ciddi anlamda ürküntü ve korku içerisindeler. Kendilerinin de bir şekilde renkli listelerden her hafta bir kişi imha ediliyor. O listelerin içerisinde olduklarını ve başlarına bunun gelebileceğini biliyorlar. Çünkü MİT özellikle Suriye’nin ve Irak’ın kuzeyinde oldukça etkin bir hale geldi. Bütün bu başarıyı genel olarak Türkiye’nin dış politika ve güvenlik politikalarındaki başarının sonucu olarak okuyorum. Özellikle hendek-çukur operasyonlarıyla başladı, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra güvenlik kurumlarımızdaki FETÖ’cülerin temizlenmesiyle devam etti. Suriye’deki 3-4 askeri operasyonumuzla tecrübe kazanarak da ilerledi. Bu başarının birinci kaynağı yeni bir güvenlik vizyonuna geçiş yapılmış olması.”
“Yurt dışında bile güvende olmamaları psikolojik kırılmaya, sonrasında da çözülmeye neden oluyor”
FETÖ’ye yönelik yurt dışındaki operasyonların nasıl sonuçlar verdiği ve yakalanan üst düzey isimlerin FETÖ içindeki yansımasına dair görüşlerini de paylaşan Doç. Dr. Hasan Basri Yalçın, örgüt mensuplarının yurt dışında da güvende olmadıklarını bilmelerinin psikolojik kırılmayı ve bunun da örgütün çözülmesini sağladığını söylüyor:
“FETÖ artık Türkiye’den daha ziyade yurt dışında örgütlenen bir yapı haline geldi. FETÖ, özellikle ABD, Almanya, Kırgızistan, Arnavutluk, Güney Afrika gibi ülkelerde oldukça örgütlü halde bulunuyor. Başka bir sorun da FETÖ’nün uluslararası kamuoyu tarafından Türkiye’ye karşı kullanılıyor ve korunuyor olması. Bütün bunlara rağmen MİT ilk defa bu kadar kapsamlı bir şekilde yurt dışı operasyonlarını gerçekleştirebilir hale geldi. En önemli lider kadrolarından kişiler Türkiye’ye yavaş yavaş getirilmeye başlandı. FETÖ liderinin yeğeni veya başka akrabaları hem dünyanın dört bir tarafında hem de Türkiye’nin içerisinde açık şekilde kovalanıyor ve bir şekilde yakalanıp güvenlik kurumlarına teslim ediliyor. Önemli olan şu ki örgüt mensuplarının yurt dışında dahi güvende olmadıkları, hatta FETÖ’nün ailesinin mensuplarının bile güvende olmadıkları ve Türk İstihbarat Teşkilatı tarafından yakalanıp Türkiye mahkemelerine teslim edilebilir olmalarını görmeleri onlarda psikolojik kırılmaya neden oldu. Ve bu kırılma, örgütün çözülmesi adına da önemli bir adım.”
[UHA Haber Ajansı, 07 Temmuz 2021]