Beyaz çadırda her sabah yeni bir umut
UHA HABER / Evlat nöbeti başlayalı 527 gün oldu. Onlar, kurulan beyaz çadırda evlatlarının döneceği günü bekliyor. Diyarbakır anneleri için her yeni gün yeni bir umut demek… TRT World’den Güray Ervin’in haberi.
Ceylan’ın annesi Türkan Mutlu, Fatih’in babası Abdullah Demir, Songül’ün annesi Fatma Akkuş…
Bursa’dan, Mardin’den, İstanbul’dan, Van’dan, Kocaeli’nden, Gaziantep’ten yani Türkiye’nin her köşesinden katılan anne ve babalar, Diyarbakır HDP İl Başkanlığı önünde kurulan çadırda evlatlarının döneceği günü bekliyor.
Onlar için güneşin doğduğu her sabah, beklenen güzel habere dair bir umut demek.
Her fotoğrafın altında umuda dair cümleler var…
Çadırın içinde büyük bir Türk bayrağı var. U şeklinde dizilmiş masaların etrafında oturan anne babaların ellerinde de evlatlarının fotoğrafları. Fotoğraflar, geride kalan güzel günlerden. Çoğu çocuk yaştaki kızlar, erkekler neşeli bir anlarında fotoğrafı çekene gülümsemiş ve o gülümseme şimdi bir fotoğraf çerçevesinde çadırdaki yerini almış. Her fotoğrafın altında umuda dair cümleler var.
Şimdi geriye gidelim. Tarih; 22 Ağustos 2019.
Diyarbakır’da yaşayan Hacire Akar, daha önce evlat acısı yaşamış bir anne. Oğlu Fırat, PKK tarafından 1994 yılında kaçırıldı. Oğlunun serbest bırakılması, dağdan eve dönmesi için çalmadık kapı bırakmayan Akar, oğlunun örgüt içinde infaz edildiğini öğrendiği 2017 yılına kadar ondan haber alamadı. PKK, Fırat’a sarılmanın hayaliyle yıllarını geçiren Hacire Akar’a, oğlunun cenazesini dahi vermedi.
Aradan yıllar geçti. Bu sefer de 20 gün sonra evlenecek olan küçük oğlu Mehmet ortadan kayboldu. Mehmet henüz nişanlanmıştı. Düğün için bütün hazırlıklar tamamdı. Takılar alınmış, ev döşenmiş ve salon da tutulmuştu. Oğlunun evde bıraktığı telefonundaki mesajları okuyan Hacire anne, HDP tarafından gönderilen çok sayıda mesaj ve çağrı olduğunu görünce soluğu HDP Diyarbakır temsilciliğinde aldı.
4 gün boyunca yerinden kalkmadı, oğlunu bekledi
Herkesin şaşkın bakışları arasında, elindeki çekiçle HDP Diyarbakır İl binasının camlarına vuran 70 yaşındaki Hacire Akar, ‘Oğlum Mehmet’i alana kadar buradan ayrılmayacağım’ diyerek olduğu yere çöktü. O görüntüler de herkesin aklına kazındı.
Parti binasının önünde böyle bir eylem yapılması, HDP’nin yöneticilerini de şaşırtmıştı. Bir grup partili, Akar’a saldırıp göndermek isteseler de bunu başaramadılar.
Hacire anne dediğini yaptı. Gece gündüz 4 gün boyunca çöktüğü yerden kalkmadan oğlunun getirilmesini bekledi. Evladının peşinde koşan annenin eylemi, kısa sürede sadece Diyarbakır’da değil, bütün Türkiye’de gündem oldu. 4 gün süren eylemin ardından, müjde Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü’nden geldi, Mehmet Akar bulunmuştu.
Mehmet evlendi, düzenini kurdu. Şimdi bir çocuğu var. Oğluna kavuşan Hacire anne cesaretiyle, farkında olmadan bir hareket de başlatmış oldu.
Hacire annenin eylemi örnek oldu
Hacire Akar’ın eylemi, diğer anne ve babalar için de örnek oldu. Birbirlerini tanımayan çok sayıda anne ve baba, herhangi bir organizasyon olmadan, kendiliğinden, gözyaşları içinde aynı kapının önündeki merdivenlerde oturma eylemine başladı. Onlara, şehit anneleri de destek verdi. Katılım o kadar arttı ki Diyarbakır Valiliği bir çadır kurdu.
Eyleme, Diyarbakır başta olmak üzere çevre illerden ve Türkiye’nin farklı bölgelerinden 200 aile katıldı. Aileler, geldikleri şehirde bıraktıkları eşleri ve diğer çocuklarına hasret Diyarbakır’da kalıyorlar. Her sabah çadıra gelip, zaman zaman da HDP’li yönetici veya partililerin sözlü tacizlerine maruz kalarak eylemlerine devam ediyorlar. Onlar için her gün zor geçiyor. Küçük kızıyla gelen de var, yakınlarından destek görememekten şikayet eden de…
“Allah, kimseye evlat acısı yaşatmasın…”
500 günden fazla süredir devam eden eylem sayesinde, İbrahim H. K., Hüseyin E., Volkan A., Mehmet Emin A., Veysi B., Halise A., Cafer C., Hüseyin A., Mekiye K., Ramazan E., Haşim A., Tekoşin D., Tayfur F., Erkan A., Erdal Ç., Cuma K., Ferdi F., İbrahim C., Yasmin Y., Yusuf B., Pelda A., evlerine döndü.
Yıllardır evlat hasreti çeken anne babaların, çocuklarını karşılarında gördükleri anda yaşananlar, en katı insanı bile insafa getirecek hissiyattaydı. Çekilen sıkıntılar, hasret, karanlık günler sanki bir anda unutulmuştu. Kavuşma sevincine dayanamayıp bayılan anneler oluyordu. Çocuklarına kavuşan anne babaların duyguları aynıydı; ‘Allah, kimseye evlat acısı yaşatmasın. Evladından ayrı bırakmasın…’
Beyaz renk için çoğu kaynakta cesaretin, yeni başlangıçların, eşitlik ve birliğin, ferahlamanın rengi olduğu yazılı. Diyarbakır’da kurulu o ‘beyaz çadır’ sadece içinde bekleyenler için değil, evlat hasreti çeken bütün anne ve babalar için bir umut oldu. Evine dönen her bir çocuk onlar için yeni bir başlangıç, umutların da tazelenmesi demek.
Yaşayıp yaşamadığını dahi bilmedikleri, senelerdir seslerini dahi duymadıkları, bir haber bile alamadıkları evlatlarını, her gün beklemeye devam ediyorlar. Akşamın kasveti çadırın içine düştükçe, onlar umutlarını bir sonraki güne bırakarak ertesi gün tekrar gelmek üzere kaldıkları yere doğru yola çıkıyorlar.
[UHA Haber Ajansı, 12 Şubat 2021]