Genel Kurulda, DEM Parti Grup Başkanvekili Gülüstan Kılıç Koçyiğit, kanun teklifinin Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle usul tartışması açılmasını talep etti. Bunun üzerine TBMM Başkanvekili Bekir Bozdağ, usul tartışması açtı.
TBMM Adalet Komisyonu Başkanı ve AK Parti İstanbul Milletvekili Cüneyt Yüksel, kanun teklifinin 39 maddeden oluştuğunu ve 20 farklı kanunda değişiklik veya düzenleme yaptığını söyledi.
Teklifin, hukuki güvenliğin güçlendirilmesi, temel hak ve özgürlüklerin daha etkin korunması, adalet hizmetlerinin etkinliğinin artırılması, suçla daha etkin mücadele edilebilmesi, toplumun temelini oluşturan aile kurumunun güçlendirilmesi ve Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarının oluşturduğu hukuki boşluğun doldurulması ve uygulamada yaşanabilecek tereddütlerin giderilmesi anlamında önemli düzenlemeler içerdiğini belirten Yüksel, şöyle konuştu:
“Burada Anayasa Mahkemesinin iptal kararları doğrultusunda evlenen kadının soyadına, annenin soybağının reddi davası açılabilmesine, üçüncü kişilerin soybağının reddi davası açılabilmesinin şartlarına, evlatlığın nüfus kaydına evlat edinenlerin adlarının yazılabilmesine, birden çok baronun bulunduğu illerde barolara gönderilecek adli yardım ödeneğinin oranına, ara buluculuk görüşmelerinin ilk toplantısına katılmayan tarafın sorumlu tutulacağı yargılama gideri ve lehine hükmedilecek vekâlet ücretinin miktarına gibi birçok alanda düzenlemeler bulunmaktadır.”
Kanun teklifinin, Adalet Komisyonunda 20 saati aşkın süren görüşmelerin ardından kabul edildiğini dile getiren Yüksel, teklifin Anayasa’ya aykırılığına ilişkin iddiaların Komisyon görüşmelerinde de gündeme geldiğini anımsattı.
Yüksel, “Teklifin Anayasa’ya aykırılığı iddiası, tabiri caizse, saatler süren müzakereler sonucunda Komisyonumuz tarafından kabul görmemiştir. Dolayısıyla bu aşamada gerek usul tartışmasının açılmasına gerek Anayasa’ya aykırılık iddiası nedeniyle teklifin Genel Kurul görüşmelerine başlanmasına engel bir husus bulunmamaktadır.” dedi.
AK Parti Bilecik Milletvekili Halil Eldemir de teklinin Anayasa’ya aykırı olmadığını ifade etti.
– “Teklif, Anayasa’nın en az 14 maddesine aykırı düzenlemeler içeriyor”
DEM Parti Batman Milletvekili Mehmet Rüştü Tiryaki ise TBMM’nin 27. Yasama Dönemi’nde çıkarılan birçok kanunun Anayasa Mahkemesi’nden geri döndüğünü öne sürdü.
Tiryaki, “Gerçek anlamda Anayasa’ya bir aykırılık tartışması maalesef yürütemiyoruz. Bu soyadı meselesi çok hassas bir mesele ve AKP ile MHP’nin kapalı kapılar ardında konuşarak çözebileceği bir mesele değil. Gerçek anlamda eşitlikten söz ediyorsanız, çözmeniz gereken temel meselelerden birisi. Kararlısınız, erkeklerin soyadını illa kadınlara vereceksiniz, Anayasa Mahkemesi 100 tane karar verse de bunu dinlemeyeceksiniz.” değerlendirmesinde bulundu.
CHP Kars Milletvekili İnan Akgün Alp de kanun teklifinin Anayasa’ya aykırılık taşıdığını savunarak, “CHP olarak bizim kanaatimiz, teklifin, Anayasa’nın en az 14 maddesine aykırı düzenlemeler içerdiğidir.” dedi.
TBMM Başkanvekili Bekir Bozdağ ise usulüne uygun şekilde komisyonda görüşülen ve Genel Kurul gündemine giren bir teklifin görüşmelerine Anayasa’ya aykırılık iddiasıyla başlanmamasının, İçtüzük’e uygun olmayacağını belirterek, “Başkanlığımıza bu konuda verilmiş bir yetki de bulunmamaktadır. Teklifin görüşmelerine başlama yönündeki tutumumda bir değişiklik bulunmamaktadır.” diye konuştu.
Daha sonra teklifin tümü üzerindeki görüşmelere geçildi.
TBMM Genel Kurulunda, kamuoyunda 9. Yargı Paketi olarak bilinen Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’nin tümü üzerindeki görüşmeler tamamlandı.
Teklif üzerinde Saadet Partisi grubu adına söz alan Antalya Milletvekili Serap Yazıcı Özbudun, söz konusu teklifi, mesleği hukuk olanların dahi anlayamayacağını ileri sürerek, paketin çok ciddi hukuka aykırılık sorunları içerdiğini söyledi.
Türkiye’nin uzun yıllardan beri anayasasızlaştırılma ve hukuksuzlaştırılma sürecinin içinden geçtiğini belirten Özbudun, “Bu paket de aslında bu sürece katkı sunmaktadır. Dolayısıyla, yargı sistemimizde iyileştirme, demokratikleştirme, hak ve özgürlüklerimizi güvence altına alma gibi bir hüküm içermemektedir. Biz her sabah güne başka bir Anayasa’ya aykırılık sorunuyla başlıyoruz, içimizi acıtan olaylara tanıklık yapıyoruz. Bunlara çözüm bulmamız gerekirken, maalesef, Adalet Komisyonu’nu ve Genel Kurulu Anayasa’ya aykırı çeşitli tekliflerle meşgul ediyoruz.” diye konuştu.
İYİ Parti Afyonkarahisar Milletvekili Hakan Şeref Olgun, yargının, uzun yargılamalar, yargının siyasallaşması, liyakatsiz atamalar gibi çok sayıda sorunu olduğuna dikkati çekerek, yargıda yaşanan çürümenin göstermelik yargı reformu adı altında paketlerle giderilemeyeceğini savundu.
Yargı reformlarının, yenilik getirici, geliştirici, verim sağlayıcı düzenlemeler olduğunu ifade eden Olgun, “Bu yargı paketlerini gerçekten olması gerektiği gibi halkımızın, Türkiye Cumhuriyetinin menfaatlerine uygun, bireyin haklarına saygı gösterecek şekilde yapalım.” dedi.
MHP Kırıkkale Milletvekili Halil Öztürk, kanun teklifiyle Türk hukukunda önemli değişiklikler ve düzenlemeler yapılacağını söyledi.
Öztürk, şöyle konuştu:
“Gerçekleştirdiğimiz bu düzenlemeyle temel hak ve özgürlükler güvence altına alınacak, böylece kişilerin hukuka ve devlete olan güveni artacaktır. MHP olarak hukuki zeminde yapılan çalışmalara hassas bir yaklaşım sergiledik. Bu doğrultuda, Türk hukuk sistemine katkı sunan tüm çalışmalara sonuna kadar destek vermiş, bu konuda yine anlayışla hukuk alanında iyileştirme sağlayacak çalışmaları ve teklifleri getirmiş bir parti olduğumuzu da belirtmek isterim.”
– “Bu sistemin, bu paketle de düzeleceğini düşünmüyoruz”
DEM Parti Van Milletvekili Zülküf Uçar, kanun teklifi hazırlanırken toplumun tüm kesimlerinin fikirlerinin ve acil çözüm bekleyen toplumsal ihtiyaçların esas alınmadığı savundu.
“Hangi madde toplumsal ihtiyaçlara dönük olarak hazırlandı?” diye soran Uçar, şunları söyledi:
“Hangi madde toplumun ve bireylerin temel özgürlüklerini teminat altına almak için yazıldı? Burada barolarla ilgili düzenlemeler öngörülüyor fakat hangi barolarla görüşüldü? Kadının soyadına yönelik düzenleme getiriliyor ama hangi kadınla görüşüldü, hangi kadın örgütlerinin fikri alındı? Onlarca farklı kanunda, onlarca faklı konuda değişiklik öngören torba yasa usulündeki bu teklifte demokratik hiçbir içerik olmadığı gibi bu usul de birçok sorunun sebebi olmaktadır.”
CHP İstanbul Milletvekili Turan Taşkın Özer, sözde reform vaatleri sunan torba kanun teklifinin, toplumun ihtiyaçlarından, yargının gerçek sorunlarından bir hayli uzak olduğunu savundu.
9. Yargı Paketi’ni eleştiren Özer, “Bu sistemin, daha önceki paketlerle düzelmediği gibi bu paketle de düzeleceğini düşünmüyoruz. Bu paket, ülkenin bir hukuk mezarlığına dönmüş olmasını dikkate almadan hazırlanmıştır. Pek çok hukuki sorun kanunlardan ya da Anayasa’dan kaynaklanmıyor. Sorun, kanun tanımamazlıktan, uygulayanlardan kaynaklanıyor.” dedi.
Teklifle, usul kanunlarında yapılan değişikliklerin neredeyse tamamının parasal sınırların güncellenmesiyle ilgili olduğunu dile getiren Özer, şunları kaydetti:
“Parasal sınırlardaki değişiklik bize yalnızca ekonominin geldiği kötü ahvali göstermemekte aynı zamanda çok net bir Anayasa’ya aykırılığı da gözler önüne sermekte. Parasal sınırların artırılması yurttaşın yargı masraflarını ciddi biçimde etkilediği için birçok kişi ya yargı yolunu tercih etmiyor ya da yargılama masraflarını ödeyemediği için yargı süreci sekteye uğruyor. Yurttaşa ek maddi yük getirilmesi hak arama hürriyetini ve mahkemeye erişim hakkını da zedeler. Bir hukuk devleti yargılama sürecini parasal kriterler üzerinden tanımamalıdır.”
– “Teklif, 20 farklı kanunda değişiklik içeriyor”
AK Parti Denizli Milletvekili Cahit Özkan, temel hak ve özgürlüklerin daha etkin korunması, yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığının daha da etkinleştirilmesi, yargıya güvenin artırılması, hukuk güvenliğinin güçlendirilmesi, adalete erişimin kolaylaştırılması ve makul sürede yargılama hakkının gözetilmesinin, hukuk devletin en önemli ilke ve prensipleri olduğunu söyledi.
Kanun teklifinin, 20 farklı kanunda değişiklik veya düzenleme içerdiğini aktaran Özkan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ana ve babayla çocuk arasında soybağının reddi için dava açma imkanı getirilmektedir. Diğer taraftan, ailenin huzur ve refahının korunması amacıyla baba olduğunu iddia eden üçüncü kişilerin soybağının reddi davası açabilmesi belirli kurallara bağlanmaktadır. Evlat edinenlerin adlarının, evlatlığın ana ve babası olarak soy kütüğünde yazılabilmesi sağlanmaktadır. Uzlaşma görüşmeleri sırasında tespit edilemeyen veya uzlaşmadan sonra ortaya çıkan zararlara ilişkin tazminat davası açılabilmesi sağlanmaktadır. Arabuluculuk görüşmelerinin ilk toplantısına katılmayan tarafların yargılama giderlerinden sorumluluğu ve lehlerine hükmedilecek vekalet ücretine ilişkin düzenlemeler yapılmaktadır.”
Düzenlemeyle, soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlı olan hakaret suçları bakımından şikayet süresinin her ne suretle olursa olsun fiilin gerçekleştiği tarihten itibaren iki yılı geçemeyeceğinin öngörüldüğünün altını çizen Özkan, “Özellikle sosyal medya üzerinden uzun yıllar önce yapılan bazı paylaşımlar nedeniyle vatandaşlarımız üzerinde sonradan baskı ve tehdit oluşturmasının önüne geçilmesi hedeflenmektedir.” dedi.
Özkan, sosyal medya üzerinden gerçekleştirilen hakaret suçunun uzlaştırma kapsamından çıkarılarak ön ödeme kapsamına alındığını, bu şekilde işlenen suçların ve hakaretlerin 5 yıl içinde tekrar işlenmesi halinde, fail hakkında aynı suçtan dolayı ön ödeme hükümleri uygulanmayacağı ve suç bakımından kişi hakkında doğrudan kamu davası açılabileceğini kaydetti.
Teklifin birinci bölümünün tümü üzerindeki görüşmelerin de tamamlanmasının ardından TBMM Başkanvekili Bekir Bozdağ, birleşimi, 5 Kasım Salı günü saat 15.00’te toplanmak üzere kapattı. (TBMM)