Trump’ın Yemin Töreni Konuşmasından Ekonomik Notlar!

Donald Trump, 47. ABD Başkanı olarak 20 Ocak 2025 tarihinde Başkan Yardımcısı J.D. Vance ile yemin ederek görevine başladı. Demokrat rakibi ve eski Başkan Yardımcısı Kamala Harris ile seçimde karşı karşıya gelen Trump, 2016-2020 yılları arasında sürdürdüğü 45. Başkanlık görevinden sonra ikinci kez başkanlık koltuğuna oturdu.
-Arda AKGÜL-
UHA / İnternational News Agency
Uluslararası Diplomatik İlişkiler, Akademik Araştırmalar ve Eğitim Derneği (UDİAD) Araştırma Asistanı Arda Akgül, UDİAD için kaleme aldığı “Trump’ın Yemin Töreni Konuşmasından Ekonomik Notlar” başlıklı yazısında, son yıllarda ABD’nin uluslararası ekonomik, politik ve askeri etkisinin Asya merkezli yeni aktörlerin yükselişi ile göreceli olarak zayıfladığı bir dönemde, Trump’ın seçim kampanyası boyunca vurguladığı ana hedefin, ABD’yi yeniden küresel gücün zirvesine taşımak olduğuna dikkat çekti.
Arda Akgül, yemin töreninde de bu vaadine uygun ekonomik mesajlar verdiğinin altını çizerek, Biden-Harris yönetimini eleştiren Trump’ın, ABD ekonomisinin yeniden kalkınma sürecine gireceğine dair bir vizyon sunduğunu ve yemin töreninde de çeşitli konulardan bahseden Trump’ın, konuşmasında Biden-Harris yönetiminin kararlarını da referans alarak birçok ekonomik konudan bahsettiğini dile getirdi.
(UDİAD) Araştırma Asistanı Arda Akgül, Beyaz Saray internet sayfasına dayandırdığı yazısına şöyle devam etti:
“Amerika geri geldi. Her gün, vücudumdaki her nefesle sizin için savaşacağım. Çocuklarımızın hak ettiği ve sizin de hak ettiğiniz güçlü, güvenli ve müreffeh Amerika’yı teslim edene kadar dinlenmeyeceğim. Bu gerçekten Amerika’nın altın çağı olacak.”
Amerika Yeniden Üreten Bir Ülke Olacak
“Başka hiçbir üretim ülkesinin sahip olamayacağı bir şeye sahibiz: Dünyadaki herhangi bir ülkenin sahip olabileceği en büyük petrol ve gaz miktarı. Ve bunu kullanacağız. Fiyatları düşüreceğiz, stratejik rezervlerimizi tekrar dolduracağız, Amerikan enerjisini tüm dünyaya ihraç edeceğiz. Tekrar zengin bir ülke olacağız. Ve bunu yapmamıza yardımcı olacak şey ayaklarımızın altındaki o sıvı altındır.”
Trump’ın bu ifadeleri, Biden-Harris yönetimi ve Almanya gibi ülkelerin benimsemiş olduğu yeşil enerji politikalarının tersine, fosil yakıt odaklı bir enerji stratejisinin benimsenmesi anlamına gelmektedir. Özellikle küresel ısınma ve etkilerine yönelik kuşkulu yaklaşımıyla bilinen Trump, Biden döneminde ihracatı sınırlandırılan sıvılaştırılmış doğal gazı (LNG) yeniden dünyaya sunmayı planladığını ifade etti. Bu durum, ABD’nin enerji sektörü üzerindeki mevcut düzenlemeleri gevşeterek ekonomik büyümeyi artırmayı hedefleyen bir strateji olarak değerlendirilebilir. Öte yandan, bu politikanın çevresel sürdürülebilirlik ve küresel iklim hedefleri üzerinde yaratabileceği olumsuz etkiler de mutlaka tartışılacaktır.
Statista. ABD’de 2020-2030 yılları arasında senaryoya göre farklı enerji kaynakları için öngörülen kapasite ekleme ve azaltmaları (gigavat cinsinden)
2020 Aralık ayına ait bir senaryoda enerjide en büyük kapasite artışının güneş enerjisinde, en büyük kapasite azaltışının da kömürde olduğu görülmektedir. Ancak, Trump yönetiminde fosil yakıtın kapasite azalışından ziyade tam tersini, fosil yakıtın artışını görmemiz mümkün olacaktır.
Yeşil Yeni Anlaşma
“Elektrikli araç zorunluluğunu iptal edeceğiz, otomotiv endüstrimizi kurtaracağız ve büyük Amerikan otomotiv işçilerimize olan kutsal sözümü yerine getireceğiz. Başka bir deyişle, istediğiniz arabayı satın alabileceksiniz. Amerika’da otomobilleri, birkaç yıl önce kimsenin hayal bile edemeyeceği bir hızla yeniden üreteceğiz.”
Trump tarafından elektrikli araçlara yönelik devlet desteklerinin azaltılması ve otomobil endüstrisinin yeniden canlandırılmasını hedeflenmektedir. Trump’ın otomotiv sektörüne yönelik bu öngörüsü, dünyadaki yeşil enerji trendine ters düşecek bir nitelik taşımaktadır. Özellikle elektrikli araçların çevresel faydaları göz önüne alındığında, fosil yakıt odaklı bir yaklaşımın ekonomik büyüme ile çevresel sürdürülebilirlik arasında yeni tartışmalara yol açacağı söylenebilir. Bu bağlamda, Trump’ın politikaları otomobil endüstrisinin üretim kapasitesini artırmayı hedeflerken, küresel otomobil piyasasında özellikle Çin gibi aktörlerin elektrikli araçlarının yükselen hakimiyetini ne şekilde etkileyeceği merak konusudur. Son dönemlerde ABD, Çin’in ardından dünyanın en büyük 2. araç üreten ülkesi olmakla beraber otomotiv üretimiyle beraber gelecek diğer yatırımlar da düşünülürse büyük bir ekonomik kalkınmaya sahne olacaktır.
Ticaret Sisteminin Yenilenmesi
“Diğer ülkeleri zenginleştirmek için vatandaşlarımıza vergi koymak yerine, vatandaşlarımızı zenginleştirmek için yabancı ülkelere tarife uygulayacağız ve vergi koyacağız. Bu amaçla, tüm tarifeleri, vergileri ve gelirleri toplamak için Dış Gelir İdaresi’ni kuruyoruz. Hazinemize yabancı kaynaklardan gelen büyük miktarda para akacak.”
Bu yeni sistem, ABD ekonomisinin ihracat ve ithalat dengesi üzerindeki etkisini artıracak ve ülkedeki çalışan sınıfı desteklemeyi hedefleyen politikaların uygulanacağına işaret etmektedir. Trump, dünya ticaret sistemi içerisinde özellikle ABD lehine olacak önlemleri öne çıkarmayı planlamaktadır. Ancak bu politikaların, ticaret ilişkileri üzerinde yaratabileceği gerginlikler ve olası ticaret savaşları riski göz önünde bulundurulmalıdır. Ayrıca, bu tür politikaların kısa vadede yerli üretimi teşvik etme potansiyeline rağmen, uzun vadede tüketici maliyetlerini artırabileceği ve küresel ticaretin serbest akışını sınırlandırabileceği de değerlendirilmektedir.
Enerji Fiyatları
“Emrindeki güçleri harekete geçirerek rekor seviyedeki enflasyonu yenmek ve maliyetleri ve fiyatları hızla düşürmek. Enflasyon krizi, büyük çaplı aşırı harcamalar ve artan enerji fiyatları yüzünden ortaya çıktı. Ve bu yüzden bugün ulusal bir enerji acil durumu ilan edeceğim. Deleceğiz, bebeğim, deleceğiz.”
ABD Enerji Bilgi İdaresi. “Uluslararası Enerji İstatistiklerimize göre, ABD son altı yıldır üst üste herhangi bir zamanda herhangi bir ülkeden daha fazla ham petrol üretti.”
Trump, enerji fiyatlarını düşürmek amacıyla fosil yakıt rezervlerinin kullanımını artırma ve enerji piyasalarında ABD’nin etkisini yeniden artırma yönünde adımlar atılacağını belirtti. Böylece ABD’nin enerji üretimini arttırmak, enerji fiyatlarına bağlı artışa geçen enflasyonu düşürmek ve uluslararası enerji piyasasındaki gücünü yeniden tesis etmek amaçlanmaktadır. Ayrıca, enerji fiyatlarının düşürülmesi hedefi, enerji sektörü dışındaki sektörler üzerindeki dolaylı etkilerle ve enflasyonla birlikte analiz edilmelidir. Özellikle tarım, lojistik ve sanayi sektörlerinde enerji maliyetlerindeki düşüşlerin nasıl bir ekonomik etki sağlayacağı üzerinde durulabilir.
ABD Yeniden Kalkınan Bir Ülke Olacak
“Amerika Birleşik Devletleri bir kez daha kendisini büyüyen, zenginliğini artıran, topraklarını genişleten, şehirlerini inşa eden, beklentilerini yükselten ve bayrağını yeni ve güzel ufuklara taşıyan bir ulus olarak görecek. … Amerikalı atalarımız küçük bir koloni grubunu Dünya’nın en sıra dışı vatandaşlarından oluşan güçlü bir cumhuriyete dönüştürdüler. Kimse ona yaklaşamaz. Amerikalılar, vahşi doğanın engebeli topraklarında binlerce mil yol kat ettiler… demiryollarını döşediler, gökdelenleri yükselttiler, büyük otoyollar inşa ettiler, iki dünya savaşı kazandılar, faşizmi ve komünizmi yendiler ve karşılaştıkları her zorluğun üstesinden geldiler.”
Trump, ABD’nin tarihsel başarılarına yapılan bir gönderme yapmasının yanı sıra ekonomik ve altyapısal kalkınmanın yeniden canlandırılmasını hedefleyen politikaların altını çizmektedir. Trump’ın, geçmişteki ekonomik başarıları bugünün politik ihtiyaçlarıyla ilişkilendiren bu söylemi seçmenlerine ve aslında ülkeye bir motivasyon kaynağı olarak sunulmuştur. Ayrıca bu vizyonun ekonomik kalkınma ile birlikte sosyal ve teknolojik yeniliklere de odaklanacağı ifade edilebilir.
Örneğin, altyapı projelerinin hızlandırılması, yapay zeka gibi yeni nesil teknolojilerin benimsenmesi ve sanayi sektörünün gelişmesi gibi hedefler ABD’nin küresel rekabet gücünü artırmayı amaçlayan politikaların bir parçası olarak değerlendirilebilir. Ancak bu hedeflerin finansmanı ve uygulanabilirliği konularında ortaya çıkabilecek zorluklar da dikkate alınmalıdır. Özellikle yüksek kamu harcamaları ve borçlanma gereksinimi, ekonomik sürdürülebilirlik açısından önemli bir problem oluşturabilir ancak bu para farklı harcama kalemlerinin azaltılması ile sağlanabilir.
Kaynakçalar
CBS News. (2025, January 20). Transcript: Trump inauguration speech 2025. Retrieved January 22, 2025, from https://www.cbsnews.com/news/transcript-trump-inauguration-speech-2025/
Statista. (n.d.). U.S. energy capacity change by scenario. Retrieved January 22, 2025, from https://www.statista.com/statistics/793370/us-energy-capacity-change-by-scenario/
The White House. (n.d.). Official website of the White House. Retrieved January 22, 2025, from https://www.whitehouse.gov/
U.S. Energy Information Administration. (2024, March 11). United States produces more crude oil than any country, ever. https://www.eia.gov/todayinenergy/detail.php?id=61545
World Population Review. (n.d.). Car production by country. Retrieved January 22, 2025, from https://worldpopulationreview.com/country-rankings/car-production-by-country