Türkiye’nin saygın, güvenilir Ankara merkezli bir düşünce Türkiye’nin saygın, güvenilir Ankara merkezli bir düşünce kuruluşu olan SETA Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı Genel Koordinatörü ve Siyaset Araştırmaları Direktörü Doç. Dr. Nebi MİŞ, “Suriye’de Denge Kimden Yana?” başlıklı bir yazı kaleme aldı.
Doç. Dr. Nebi MİŞ, yaptığı değerlendirmede, “Şu anda, muhalefet Halep’te bir statüko oluşturabilmek, rejim güçleri ise Şam’ın güvenliği için Hama’da bir hat oluşturmaya çalışıyor. Rejim, muhalefeti geri püskürtmeye çalışsa da, İran ve Rusya’nın beklenen desteği vermediği bir denklemde bunu başarması zor. Her iki taraf için operasyon üstünlüğünün kimde olduğu değişkeni, sahayı belirleyeceği gibi siyasi çözüme yönelik parametreleri de etkileyecek” değerlendirmesinde bulunuyor.
İsrail’in Lübnan’a saldırılarını devam ettirmesinin, Tahran’ın Trump dönemine hazırlanma zorunluluğunun, Irak yönetiminin, milislerin Suriye’ye geçmesine gönülsüz davranmasının İran’ın Suriye’de etkinlik kurmasını zayıflattığına dikkat çeken Doç. Dr. Nebi MİŞ, Rusya’nın Suriye’deki düşük kapasitesi ile sahayı tamamen değiştirecek bir askeri operasyona dahil olmasının rasyonel gözükmediğini ve Körfez ülkelerinden bazılarının Esad’a desteğini açıklasa da bu bir askeri operasyon desteği anlamına gelmediğinin altını çiziyor.
SETA Genel Koordinatörü ve Siyaset Araştırmaları Direktörü Doç. Dr. Nebi MİŞ, şunları söylüyor:
“Halep’in muhalefetin elinde kalması, burada bir statüko oluşturması, hatta hem Suriye içinden hem de Türkiye’den belirli bir nüfusun buraya dönmesi muhalefetin elini güçlendirir. Böyle bir statükonun oluşmasında, Astana Formatı çerçevesinde Halep’i de içeren yeni bir çatışmasızlık bölgesinin oluşturulması gereklidir. Bu bağlamda cuma günü Doha’da yapılacak Astana Toplantısı’ndan çıkacak sonuç önemli”.
Doç. Dr. Nebi MİŞ, yeni bir çatışmasızlık bölgesinin oluşturulması durumunda, HTŞ’nin, Suriye’nin geleceği için kendisini yeniden konumlandırma ve yapılandırma arayışına gideceğini belirterek, bunun aynı zamanda terör örgütü listelerinden çıkmak için kullanacağını ifade ediyor.
Nebi MİŞ, ancak muhalefet için en büyük meydan okumanın, farklı sahaların kontrolünün kimde olacağına yönelik iç çatışmanın yaşanma ihtimali bulunduğunu ve bu konuda şimdiden gerginliklerin başladığını dile getiriyor.
Doç. Dr. Nebi MİŞ, devam eden askeri hareketliğin yönünün nereye giderse gitsin artık Suriye’de tüm taraflar için yeni bir denklemin bulunduğunu ve bu yeni denklemde, sürdürülebilir ve adil bir çözüm için en fazla diplomatik çaba gösteren ülkenin de Türkiye olduğunu hatırlatıyor.
“Türkiye, bir taraftan PKK ve PYD terör örgütünün -sahadaki hareketlilikten faydalanarak- yeni alan kazanmasını istemiyor” diyen Doç. Dr. MİŞ, şunları aktarıyor:
“Tel Rıfat terörden temizlendi. Terör örgütünün Münbiç’e giden lojistik hattı kesildi. Önümüzdeki günlerde buraya da bir operasyonun olma ihtimali yüksek. Bu bağlamda Türkiye’nin sahada eli daha da güçlendi. Diğer taraftan da, diplomatik temaslarını yoğunlaştırmış durumda. Suriye’de siyasi bir çözüme ulaşmak için ilgili tüm taraflarla görüşüyor. Türkiye’nin diplomatik çabalarıyla, muhatap ülkeler Esad’ı siyasi bir çözüm konusunda en azından masaya oturtabilirse mevcut çatışmalar daha da derinleşmez”.
Ancak Esad yönetimi, farklı ülkelerin baskısı ile ya da onların desteğine güvenerek askeri çatışmayı sürdürmeyi seçerse, bu hem rejim için hem Suriye’nin geleceği, hem de bölge ülkelerinin istikrarı açısından en kötü senaryo olur. Suriye meselesinden dolayı, Irak’ta yaşanacak bir darbe girişimi, tüm bölgeyi etkiler. Şu an için Suriye’de mevcut denklemin nereye evrileceğini kestirmek zor. Sahada dengeler bir anda değişebilir. Belirsizlik devam ediyor. Sahadaki dengelerin ne yöne gideceğinde Trump’ın Suriye konusunda alacağı tutum da belirleyici bir değişken olacak.
***
Yazar hakkında
Lisans (2003) ve yüksek lisans (2005) eğitimini Sakarya Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde tamamlayan Nebi Miş doktorasını (2012) “Türkiye’de Güvenlikleştirme Siyaseti 1923-2003” başlıklı teziyle tamamlamıştır. Doktora sürecinde bir yıl süreyle Belçika Katholieke Universiteit Leuven’de araştırmacı olarak bulunmuştur. Siyasal sistemler ve kurumlar, demokratikleşme, Kürt meselesi, sivil-asker ilişkileri, Türkiye’de güvenlik siyaseti, İslamcılık ve Ortadoğu’da demokratikleşme konuları üzerinde çalışmaktadır. Ayrıca bu konularda Türkçe ve İngilizce makaleleri yurt içinde ve yurt dışında farklı akademik dergilerde yayımlanmıştır. Demokrasi Nöbetleri: Toplumsal Algıda 15 Temmuz Darbe Girişimi, Türkiye’de Siyasal Sistemin Dönüşümü ve Cumhurbaşkanlığı Sistemi, AK Parti’nin 15 Yılı: Siyaset, Turkey’s Presidential System: Model and Practices ve AK Parti ve Türkiye’nin Dönüşümü kitaplarının ortak yazar ve editörüdür. Halen Sakarya Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü’nde ve Sakarya Üniversitesi Ortadoğu Enstitüsü’nde dersler vermektedir. Aynı zamanda SETA Genel Koordinatörü görevini yürütmektedir.