Dr. Aziz ARMUTLU, bu programın temel amacının, ülkenin ekonomisini petrole olan aşırı bağımlılıktan kurtarmak, ekonomik çeşitliliği artırmak ve yeni iş alanları yaratarak ekonomiyi güçlendirmek olduğunun altını çizdi.
Vizyon 2030’un, eğitimden sağlığa, enerjiden turizme kadar birçok sektörde köklü değişiklikler yaparak Suudi Arabistan’ı 21. yüzyılın küresel ekonomisinde rekabet edebilir bir konuma getirmenin hedeflendiğini dile getiren Dr. ARMUTLU, “Vizyon 2030 sadece ekonomik değil, aynı zamanda sosyal ve kültürel alanlarda da dönüşümü amaçlamaktadır. Kadınların toplumsal hayata daha fazla katılımını teşvik etmekten, genç nüfusun eğitim ve istihdam olanaklarını geliştirmeye kadar geniş bir yelpazede reformlar planlanmıştır. Ayrıca, yabancı yatırımları çekmek ve uluslararası işbirliklerini artırmak için yasal ve kurumsal düzenlemeler yapılmaktadır” dedi.
Dr. Aziz ARMUTLU, bu analizin, Vizyon 2030 reformlarının temel hedeflerini ayrıntılı bir şekilde inceleyerek uygulama süreçleri ve bu süreçlerde elde edilen başarıları değerlendirmeyi amaçlandığını ve ayrıca, programın karşılaştığı zorluklar ve maruz kaldığı eleştirilerin ele alınarak gelecekteki potansiyel ve beklentilere yönelik bir perspektif sunulduğunu belirtti.
Dr. ARMUTLU, bu sayede, Suudi Arabistan’ın bu iddialı dönüşüm programının ülkenin geleceği üzerindeki olası etkileri ve küresel ekonomideki konumunun daha net bir şekilde anlaşılabileceğinin değerlendirildiğinin altını çizdi.
- Vizyon 2030’un Amacı ve Arka Planı
Suudi Arabistan, tarihsel olarak dünyanın en büyük petrol üreticilerinden biri olmuş ve ekonomisi büyük ölçüde bu kaynağa bağımlı hale gelmiştir. Petrol, ülke bütçesinin yaklaşık %70’ini oluştururken Suudi ekonomisinin yaklaşık %40’ını oluşturmaktadır. Ancak bu, ekonomik dengesizliklere yol açarak ülkenin dış etkilerden, özellikle de petrol fiyatlarındaki dalgalanmalardan ciddi şekilde etkilenmesine neden olmuştur. 2014-2016 yılları arasında petrol fiyatlarında yaşanan sert düşüşler, Suudi Arabistan gibi petrol ihracatçısı ülkeler üzerinde büyük baskı yaratmış ve bu ülkelere ekonomik olarak yeni yollar arama zorunluluğu getirmiştir. Bu bağlamda, 2016 yılında Veliaht Prens Muhammed bin Selman tarafından başlatılan Vizyon 2030 reformları, petrol dışı sektörleri geliştirmeyi ve küresel ekonomide daha bağımsız bir ekonomik yapıya geçmeyi hedeflemiştir.
Tarihsel arka plana bakıldığında Suudi Arabistan, 20. yüzyılın başlarından itibaren keşfedilen zengin petrol rezervleri sayesinde dünya enerji piyasalarında kritik bir aktör haline gelmiştir. 1938 yılında ilk ticari petrol üretiminin başlamasıyla birlikte, ülkenin ekonomik ve sosyal yapısı derin bir dönüşüm geçirmiştir. Petrol gelirleri, Suudi Arabistan’ın hızlı ekonomik büyümesinin temelini oluşturmuş, altyapı yatırımlarından sağlık ve eğitim hizmetlerine kadar geniş bir yelpazede kalkınmayı finanse etmiştir. Petrol sektörü, ülkenin gayri safi yurt içi hasılasının (GSYİH) yaklaşık %40’ını oluştururken devlet bütçesinin yaklaşık %70’ini finanse etmektedir. Bu durum, Suudi Arabistan ekonomisinin büyük ölçüde tek bir kaynağa yani petrole, bağımlı olduğunu göstermektedir.
Ancak, ekonominin bu denli petrole bağımlı olması, Suudi Arabistan’ı küresel enerji piyasalarındaki dalgalanmalara ve petrol fiyatlarındaki ani değişimlere karşı savunmasız hale getirmiştir. Özellikle 2014-2016 yılları arasında petrol fiyatlarında yaşanan sert düşüşler, ülke ekonomisini ciddi şekilde etkilemiş ve mali dengesizliklere yol açmıştır. Brent petrolün varil fiyatı 2014’te 115 dolar seviyelerinden 2016’da 30 doların altına düşmüştür; bu durum Suudi Arabistan’ın petrol gelirlerinde dramatik bir azalmaya neden olmuştur. Bu süreçte, bütçe açıkları artmış, kamu harcamalarında kısıtlamalara gidilmiş ve ekonomik büyüme yavaşlamıştır.
Petrol fiyatlarındaki bu dalgalanmalar, Suudi Arabistan’ın ekonomik yapısının sürdürülebilirliği konusunda ciddi soru işaretleri yaratmıştır. Küresel enerji piyasalarında yenilenebilir enerji kaynaklarının ve teknolojik yeniliklerin yükselişi, fosil yakıtlara olan talebin uzun vadede azalabileceği endişelerini artırmıştır. Ayrıca, dünya genelinde iklim değişikliğiyle mücadele çabaları ve karbon emisyonlarını azaltmaya yönelik politikalar, petrol üreticisi ülkelerin stratejik planlarını yeniden değerlendirmesini gerektirmiştir.
- Vizyon 2030’un Ana Hedefleri
Suudi Arabistan, ekonomisini çeşitlendirmek ve sürdürülebilir bir büyüme modeli oluşturmak amacıyla, petrole olan bağımlılığını azaltmayı hedefleyen kapsamlı bir reform programına girişmiştir. Bu bağlamda, 2016 yılında Veliaht Prens Muhammed bin Selman tarafından ilan edilen ‘‘Vizyon 2030’’, ülkenin uzun vadeli stratejik planı olarak ortaya çıkmıştır. Vizyon 2030’un temel hedefleri incelendiği zaman şu hususlar söylenebilir:
- Ekonomik Çeşitlendirme: Petrol dışı sektörlerin geliştirilmesi, ekonominin farklı alanlarda büyümesini sağlamak ve istihdam olanaklarını artırmak için kritik öneme sahiptir. Bu doğrultuda, turizm, eğlence, yenilenebilir enerji, bilgi teknolojileri, madencilik, finansal hizmetler ve üretim gibi sektörlere büyük yatırımlar yapılması planlanmaktadır. Özellikle turizm sektöründe, Kızıldeniz kıyısında inşa edilen Neom ve diğer mega projeler, Suudi Arabistan’ı uluslararası bir turizm destinasyonu haline getirmeyi amaçlamaktadır.
- İnsan Kaynaklarının Geliştirilmesi: Ülkenin genç ve dinamik nüfusu, ekonomik büyüme ve kalkınma için büyük bir potansiyel sunmaktadır. Vizyon 2030, eğitim sisteminin iyileştirilmesi, mesleki eğitimin geliştirilmesi ve inovasyon kültürünün teşvik edilmesi yoluyla insan sermayesinin kalitesini artırmayı hedeflemektedir. Ayrıca, kadınların işgücüne katılımının artırılması ve toplumda daha aktif bir rol üstlenmeleri için yasal ve sosyal reformlar yapılmaktadır.
- Yabancı Yatırımların Çekilmesi: Ekonomik çeşitlendirme hedeflerine ulaşmak için yabancı sermayenin ülkeye çekilmesi büyük önem taşımaktadır. Bu amaçla, yatırım ortamının iyileştirilmesi, bürokratik engellerin azaltılması ve yasal düzenlemelerin uluslararası standartlara uyumlu hale getirilmesi için adımlar atılmaktadır. Ayrıca, Suudi Arabistan Kamu Yatırım Fonu (PIF), stratejik yatırımlar yaparak ekonominin farklı sektörlerine destek olmaktadır.
- Sürdürülebilirlik ve Çevresel Duyarlılık: Küresel çevre politikalarında yer alan yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırım yaparak enerji sektörünün çevresel etkilerini azaltmak ve sürdürülebilir kalkınma hedeflerine katkıda bulunmak, Vizyon 2030’un önemli bileşenlerinden biridir. (devam edecek-Suudi Arabistan’ın “Vizyon 2030”)