24 Kasım 2022 Öğretmenler Günu Kutlu Olsun!

Eğitimci – Yazar İsmail Özcan, 24 Kasım 2022 Öğretmenler Günü dolayısıyla mesaj yayımladı.
Eğitimci – Yazar İsmail Özcan’ın mesajı şöyle:
“Biz, “Bana bir harf öğretenin 40 yıl kölesi olurum” anlayışının mirasçısı bir kültürün mensuplarıyız. Bu kültürde Tanrı’dan, ana-babadan sonra hürmet edilecek, eli öpülecek ilk kişi öğretmendir. Bizim toplumumuzda öğretmen en samimi sevginin, en derin saygının ve vefanın muhatabı yapılacak başkişilerden biridir. Öğretmenlik bu yüzden bu toplumda kutsal bir meslek olarak görülür. Hemen her toplumun kültüründe öğretmen önemlidir, ayrıcalıklıdır; ama bizim kültürümüzde öğretmen bütün bunlarla birlikte ne yapılsa hakkı gereği gibi ödenemez bir şahsiyet, öğretmenlik de makamların en yücesi olarak görülür.
Çünkü öğretmenlik insanı eğitme, insanı yetiştirme mesleğidir; başka bir ifadeyle insan yetiştirme sanatıdır. Bunun özü ve ruhu da insana hizmettir. Dünyadaki bütün bilgelerin gözünde en kutsal iş insana hizmettir. Hizmetin en üstünü de insanları eğitmek, öğretmektir.
Ünlü Alman şair ve yazarı Goethe’nin Faust adında bir eseri var. Faust, Batı edebiyatının şaheserlerinden biri. Faust aynı zamanda eserin kahramanı. Faust, hayatta bütün mutlulukları tatmış. Aşkın verdiği mutluluğu, iktidar olmanın verdiği mutluluğu, zengin olmanın verdiği mutluluğu vb. Faust, tattığı bu mutluluklar bir gün kendisini terk ederken hiçbirine yalvarmamış. “Çok güzelsin, ne olur beni terk etme, ben sensiz yapamam!” dememiş. Ama insanlara hizmet etmenin verdiği mutluluk o kadar etkili, o kadar sürekli olmuş ki, bir gün diğerleri gibi o da kendisini terk ederken yalvarmış: “Çok güzelsin, gitme, dur!”
Şairlerin, yazarların, aydınların, düşünürlerin 21. yüzyıldan beklentisini, bu yüzyılla ilgili hissiyatlarını, bir anlamda da insanlığın ortak rüyasını çok iyi ifade eden bir hikâye var.
Şöyle:
Büyük bir bozkır şehrinde yaşayan bir bilge, bir yaz günü öğrencilerini kırlara götürüp orada ders yapmış. Bu ders sırasında öğrencilerine şöyle bir soru sormuş:
-Var sayalım sürekli böyle kırsal bir alanda yaşıyorsunuz. Elinizde zamanı belirlemek için uygar bir araç yok. Gecenin, karanlığın tam olarak bittiğini, sabahın, aydınlığın başladığını nasıl anlarsınız?
Bir öğrenci şöyle cevap vermiş:
-Uzaktan otlağa yayılmış sürüye bakarım. Koyunu keçiden ayırabildiğim zaman anlarım ki gece bitmiş, sabah olmuştur.
Bir başka öğrenci,
-Uzaktan baktığımda zeytin ağacını incir ağacından ayırt edebildiğim zaman karanlığın bittiğini, aydınlığın başladığını anlarım, demiş.
Buna benzer birkaç cevap daha verilmiş; bilge hiçbirisine “doğrudur”, “yanlıştır” dememiş. Öğrenciler bilgeye sormuş:
-Peki, hocam siz nasıl anlarsınız?
Bilge şöyle demiş:
-Diyelim bir yolda yürüyorum. Tanımadığım bir adamla karşılaştım. Bu adama, zenci mi, beyaz mı; Yahudi mi, Hıristiyan mı, Müslüman mı; İngiliz mi, Rus mu, Arap mı olduğuna bakmadan “kardeşim!” diyebildiğim zaman; yine bu şekilde karşılaştığım ve hiç tanımadığım bir kadına, güzel mi, çirkin mi; yaşlı mı, genç mi; şu ırktan mı, bu dinden mi olduğuna aldırmadan “bacım” diyebildiğim zaman anlarım ki, gece bitmiş; sabah olmuş; aydınlık başlamıştır!
Hiç şüphesiz bu güzelliğe, bu ideale ulaşmada en büyük rolü öğretmen oynayacaktır.
[UHA Haber Ajansı, 25 Kasım 2022]
Yorumlar