Kürt petrolü beklemede!
SABAH Gazetesi köşe yazarı Dilek GÜNGÖR, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan‘ın Irak ziyaretinde gündeme gelmesi beklenen başlıklardan birisinin de Irak-Türkiye Petrol Boru Hattı olduğunu yazıyor.
UHA / İnternational News Agency
Dilek GÜNGÖR yazısında, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar‘ın, Irak ziyareti öncesinde, 4 Ekim 2023 tarihinden bu yana Irak-Türkiye Petrol Boru Hattı’nın teknik olarak çalışmaya hazır olduğunu belirttiğini hatırlatıyor.
“Öğrendiğim kadarıyla, Türkiye hem Bağdat’a hem de Erbil’e gerekli mesajları verdi. Ancak henüz Bağdat-Erbil hattında ilerleme sağlanamadı” diyen yazar GÜNGÖR, “Esasasında düğümü Irak hükümeti, Kürt Bölgesel Yönetimi ve kuzeyde üretim yapan uluslararası petrol şirketlerinin çözmesi gerekiyor.
Hatırlarsınız, Kürt Bölgesel Yönetimi ile uluslararası petrol şirketleri arasında o dönemde üretim paylaşım sözleşmeleri yapılmıştı. Bu şirketler üretim maliyetini karşılıyor, projeden elde edilen kârın bir kısmını da Kürt yönetimine aktarıyordu. Bağdat ise bu sözleşmelerin Irak Anayasası’nı ihlal ettiğini belirtiyordu. İhracatın sürmesi için bu sözleşmelerin dönüştürülmesini istiyordu” diyor.
SABAH Gazetesi köşe yazarı Dilek GÜNGÖR, Kürt, Iraklı ve Türk yetkililer arasındaki birçok görüşmeye rağmen ihracat devam etmeyince birçok uluslararası petrol şirketinin üretimi askıya aldığını hatırlatıyor ve şöyle devam ediyor:
“Günde 1.4 milyon varil kapasiteli Irak-Türkiye boru hattı geçen yılın mart ayından bu yana devre dışı. Kapanmadan önce günde yaklaşık 450 bin varil pompalıyordu. Hattın çalışmaması nedeniyle 11 milyar doların üzerinde gelir kaybından söz ediliyor”.
Konunun ABD’nin de gündeminde olduğuna dikkat çeken GÜNGÖR, Zira, Exxon, Chevron, DNO, Genel Energy, Gulf Keystone gibi birçok Batılı şirketin olduğunu ve hatta uluslararası petrol şirketlerinin, Biden yönetiminden Irak’a baskı yapmasını bile istediğini dile getiriyor.
Dilek GÜNGÖR, “Bu şirketlerin Irak hükümeti ve devletin petrol şirketi SOMO ile iş yapması, bunun için de yeniden müzakereler ve sözleşmeler oluşturması bekleniyor” diyor.
Türkiye’nin Ceyhan limanına giden boru hattının çalışmamasının, küresel piyasalardan günde neredeyse yarım milyon varil petrolün dışarı çıkmasına neden olduğunu ifade eden GÜNGÖR, bu durumun da Bağdat ve Erbil’i ekonomik açıdan zor durumda bıraktığını yazıyor.
Dilek GÜNGÖR, “Bağdat yalnızca Körfez üzerinden ihracat yapabiliyor, bunu yapamazsa onlar da sorun yaşayacak. Bu nedenle de ihracat seçeneklerini inceliyor. Irak’ın kuzeyinden Kerkük çevresinin petrolünü, Suriye, Baniyas limanına ulaştıran, Kerkük-Banyas Petrol Boru Hattı’nın değerlendirildiği belirtiliyor. Ancak ilk seçenek Türkiye hattı olarak öne çıkmaya devam ediyor” diyor.
“Bu arada petrol gelirlerindeki kayıp, Kürt Bölgesel Yönetimi’nin ekonomisini kötüleştirmeye devam ediyor” diyen GÜNGÖR kaleme aldığı “Kürt petrolü beklemede!” başlıklı yazısını şöyle noktalıyor:
“Analizler, bu süreçte Erbil’in daha önce reddettiği bütçe kanunu kapsamındaki düzenlemeleri kabul etmeye mecbur kalacağını gösteriyor. Fakat bu durum, petroldeki gelir kaynağı üzerindeki kontrolü kaybetmesini sağlayabilir. Bu da özerklik kaybı anlamına gelebilir.
Dolayısıyla petrol konusu hem Bağdat hem Erbil’in önünde büyük bir sorun olarak durmaya devam ediyor.”
Dolayısıyla petrol konusu hem Bağdat hem Erbil’in önünde büyük bir sorun olarak durmaya devam ediyor.”
Gazeteci* Ataner YÜCE, TRT
Yorumlar