Budapeşte’ye ‘Geliştirilmiş Stratejik Ortaklık’ Ziyareti
* Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın heyetiyle dün (18 Aralık 1923) Budapeşte’deydik. Bu ziyaret Erdoğan’ın 2023’te Macaristan’a ikinci ziyareti.
* Önceki ziyaret 20 Ağustos’ta Macaristan’ın kuruluş günü kutlamalarına katılım için yapılmıştı. Yine, Macar Cumhurbaşkanı Novak ve Başbakan Orban da bu yıl Türkiye’yi ziyaret etmişlerdi.
* Dünkü ziyaret 18 Aralık 1923’te Türkiye ile Macaristan arasında imzalanan Dostluk Anlaşması’nın yüzüncü yılına denk geldi…
UHA / İnternational News Agency
Türkiye’nin, saygın, güvenilir, bağımsız, tarafsız düşünce ve yayın kuruluşu SETA Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı Genel Koordinatörü Prof. Dr. Burhanettin DURAN yaptığı değerlendirmede, ziyarette Erdoğan’ın Novak ve Orban ile ikili görüşmelerinin yanı sıra 8 bakanın katılımı ile 6. Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konsey toplantısının gerçekleştirildiğini söyledi.
Prof. Dr. Burhanettin DURAN, 2024 Türk-Macar Kültür Yılı’nın açılışının da yapıldığını belirterek, Macar tarafının at, Türk tarafının da Togg hediyesi sunduğunu açıkladı.
2013’teki ilk YSDK Toplantısı’ndan itibaren Ankara ile Budapeşte arasında birçok konuda güçlü bir işbirliği perspektifinin öne çıktığına vurgu yapan Prof. Dr. DURAN, ikili Türk-Macar ilişkilerinin “geliştirilmiş stratejik ortaklık” aşamasına vardığını dile getirdi.
Türkiye’nin, Macaristan’ın NATO, OECD ve DTÖ’ye girişini desteklerken; Macaristan’ın, Türkiye’nin AB üyeliğinin önde gelen savunucularından olduğunu ifade eden Prof. Dr. Burhanettin DURAN, şunları söyledi:
“Ayrıca Macaristan, 2018 yılından beri Türk Devletleri Teşkilatı’nın gözlemci üyesi durumunda. Erdoğan- Orban arasındaki lider diplomasisi iki ülkenin bazı kritik konularda dayanışmasını beraberinde getirdi. AB’nin geleceği, terörle mücadele, göçmenler, enerji güvenliği ve Rusya ile ilişkiler gibi.”
Mayıs 2023 seçimleri öncesinde “Erdoğan’ın kazanması için dua ediyorum” diyen Orban’ın, Erdoğan’ın seçim zaferini ilk tebrik eden ve yemin törenine katılan hükümet başkanları arasında olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Burhanettin DURAN, Orban’ın, Türkiye’nin Avrupa (AB) için öneminin en fazla farkında olan Avrupalı siyasetçilerin başında geldiğini açıkladı.
Prof. Dr. DURAN, “Nitekim birçok Avrupa başkentinin aksine Budapeşte, 2019 Barış Pınarı Harekâtı’na destek vermişti. Bu harekâtın Avrupa’ya daha fazla düzensiz göçü engelleyeceği fikrini savunan Orban, AB’den Suriye’nin kuzeyinde altyapı oluşturması için Türkiye’ye finansal destek vermesini istemişti. Yine İsveç’in NATO’ya katılımı konusunun Türkiye ve Macaristan parlamentolarında olması da bir tesadüf sayılmamalı” dedi.
Ankara ile Budapeşte arasındaki ileri stratejik ortaklığın alanları olarak savunma, enerji ve ticaretten bahsedilebileceğinin altını çizen SETA Genel Koordinatörü Prof. Dr. Burhanettin DURAN, Macar ordusunun modernizasyonunun 2026’ya kadar tamamlanmasının beklenildiğini ve bunun da iki ülke arasında savunma ortaklıklarının daha ileri taşıma fırsatı sunduğunu anlattı.
“Ejder Yalçın zırhlı araçlarının Macaristan’da üretilmesi kararlaştırılırken SİHA satışı da bir süredir gündemde” olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Burhanettin DURAN, bu ziyarette ikili ticaret hacmini 6 milyar dolara taşıyacak anlaşmaların da imzalandığına dikkat çekti.
Prof. Dr. DURAN, enerji konusuna gelince, bu yıl BOTAŞ ve MVM arasında doğalgaz ihracatının (300 milyon metreküp) anlaşmasının da imzalandığını, ayrıca, Türkakım’ın iki ülke enerji denklemine daha güçlü şekilde katılımının ve genişletilmiş LNG ihracat anlaşmalarının da söz konusu olabileceğini dile getirdi.
İkili ilişkileri daha ileri taşıyan bu ziyaretin, Türkiye ve Macaristan arasındaki giderek ortaklaşan bir siyasi perspektife de işaret ettiğine vurgu yapan SETA Genel Koordinatörü Prof. Dr. Burhanettin DURAN, Türkiye’nin stratejik otonomisinin Macaristan tarafından örnek alındığının söylenebileceğini anlattı.
“Budapeşte’nin AB içindeki muhalif konumu ve “Doğu açılımı” bunun bir işareti olarak görülebilir” diyen Prof. Dr. Burhanettin DURAN, “Son BM Genel Kurulu’ndaki Gazze oylamasında Macaristan’ın çekimser konuma geçmesi de en farklı davranılan bir politikada yakınlaşma olarak görülebilir” diye kaydetti.
Gazeteci* Ataner YÜCE