İYİ Parti Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan, “Türkiye yeni bir Çernobil felaketiyle karşı karşıya”
* İYİ Parti Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan, TBMM Genel Kurulunda 2024 bütçe görüşmelerinin 3. Gününde partisi adına yaptığı konuşmada, “Karadeniz’le milleti oyalamayın, Akdeniz’deki gazı çıkarın” çağrısında bulundu.
* Türkkan, ayrıca Rusya, Türkiye’ye atom bombası atmak istese, hedefi Akkuyu kadar iyi tutturamazdı herhalde” diyerek eleştirdi.
UHA /Europe İnternational News Agency
UHA Haber’den Gazeteci Veysel KAVRAYAN’ın TBMM’nden bildirdiğine göre, İyi Parti Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan, 2024 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu teklifinde yer alan Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü, Nükleer Düzenleme Kurumu, Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü ve Türkiye Enerji Nükleer ve Araştırma Kurumu’nun 2024 Bütçe Teklifi üzerine söz alan İktidarın enerji politikalarını eleştirdi.
İSRAİL’İN KIBRIS’TAKİ KİRLİ OYUNU
Türkkan’ın yapıcı eleştirileri ise hem Enerji Bakanı Bayraktar’ın hem de muhalefet partilerinin dikkatini çekti.
Türkkan, konuya Gabar’daki petrol ve Karadeniz’deki doğalgazla başladı ve Bakana “Ne oldu o iş?” diye sordu. Ayrıca Türkkan, Gabar’daki petrolün abartılmamasını, bulunan petrolün Türkiye’nin 150 günlük ihtiyacını, Karadeniz gazının ise 10 yıllık ihtiyacı karşıladığını belirtti. Türkkan, konu hakkında “Meseleyi siyasete malzeme yapmak yerine, kalıcı bir devlet politikası olarak devam ettirmenin çok daha faydalı olacağını” belirterek Doğu Akdeniz’deki yeraltı kaynaklarının Türkiye’nin 572 yıllık ihtiyacını karşıladığı vurguladı.
Türkkan; “Doğu Akdeniz’deki rezervler ise Türkiye’nin tam 572 yıllık ihtiyacını karşılıyor. Doğu Akdeniz’de 8 milyar varil petrol rezervi, 7 trilyon metreküpten fazla da doğalgaz rezervi bulunuyor. Ekonomik olarak daha büyük olan, Türkiye’nin geleceğinin teminatı Doğu Akdeniz doğal gaz rezervlerini Karadeniz’deki gibi aramaya gerek yok. Bütün dünya gazın yerini, noktalarını biliyor. Hatta Doğu Akdeniz’deki ülkeler Yunanistan dahil o gazın pay edildiği masada yer alıyor. Masada Güney Kıbrıs Rum Kesimi ve İsrail de bulunuyor. Darbecisi Sisi’den tutun, 15 Temmuz’un finansörü Birleşik Arap Emirliği bile masada. Ama nedense Doğu Akdeniz’de en uzun kıyı şeridine sahip olan Türkiye masada yok. Yani bu denklemde yer almıyor.” diye konuştu.
SİYONİZM TÜRKİYE’Yİ TEHDİT EDİYOR
İyi Partili Türkkan, İsrail’in siyonist politikalarını ve KKTC’de yaşananlara da değindi. Türkkan; “Kuzey Kıbrıs parsel parsel satılıyor. Sata sata satılacak toprakkalmadı. Siyonistler Kuzey Kıbrıs’ta binlerce dönüm Türk toprağını satın alarak sessiz bir işgal sürdürüyorlar. Adadaki uzantıları sayesinde sitelerden oluşan yüzlerce konutu ve devasa arazileri satın alıyorlar. Görüyoruz ki; birileri yavru vatanı Büyük İsrail yapmanın, KKTC’de ikinci bir İsrail kurmanın derdine düşmüş. Rumlar bile yarın müzakere masasına oturmaları gerektiğinde karşılarında muhatap olarak Türkler yerine İsraillileri bulacaklarından endişeleniyor. Böylesi bir zamanda Kıbrıs konusunda yapılacak en ufak bir hata, Türkiye’ye çok pahalıya mal olacaktır. Unutmayın. Kıbrıs’a sahip olan Doğu Akdeniz’e ve Ortadoğu’ya sahip olur. Zira Kıbrıs’ı kaybedersek, başta Doğu Akdeniz olmak üzere birçok alanda Türkiye geri adım atmak zorunda kalacaktır. Tüm bu riskler ortadayken Ayşe bir daha tatile çıkabilir mi? Bu iş sadece sondaj gemilerine Piri Reis, Oruç Reis isimlerini vermekle olmaz. Mavi vatanın tarihteki kahramanları gibi cesaretle bu işin üstüne gitmeliyiz. Doğu Akdeniz’de daha çoğu varken, Karadeniz’deki gibi daha azına razı olmayacağız.” dedi.
AKKUYU BU HALİYLE BİR UTANÇ ABİDESİ
Yakında faliyete geçecek olan Akkuyu Nükleer Santrali’nin geleceğine de Meclis Genel Kurulu’nda değinen Türkkan, Bakan Bayraktar’a, “Akkuyu Türkiye için mi, yoksa Rusya için mi inşa edildi? diye sordu. Türkkan sözlerine; “Akkuyu Nükleer Santrali için Rusya’nın Türkiye’deki nükleer santrali demek yanlış olmaz. Kimse Rusya, bu santrali bir gün Türkiye’ye devredecek sanmasın. Santral ömrünü tamamlayana kadar Rusya’nın malı. Santralin ömrü 60 yıl. 20 yıl daha ömrü uzatılabiliyor. Etti mi size 80 yıl. Neredeyse bir asır. Başarıya bakar mısınız? Akkuyu Nükleer Santrali bu haliyle Rusya’nın Türkiye’ye yerleştirdiği bir atom bombasıdır. Doğu Akdeniz ve sınırlarımızın güneyinde bir şantaj silahına dönüşmek üzeredir. Bölgedeki gelişmeler doğrultusunda yarın karşımıza Ruslar, santralin güvenliği bahanesiyle askeri taleplerle gelecek, Mersin açıklarında donanma dahi bulundurmak isteyecekler.” diye devam etti.
RUSYA’NIN TÜRKİYE’DEKİ ATOM BOMBASI
Türkkan, konuşmasının sonunda ise Akkuyu’nun barındırdığı tehlikeleri gündeme getirdi. Türkkan; “Santralle ilgili önemli, en önemli problem, ki problem demek hafif kalır. Bir beladan bahsetmek istiyorum. Santral saatte 1 milyon metreküplük soğutma suyuna ihtiyaç duyuyor. Uluslararası Nükleer Standartlara göre Nükleer santrallerin denizden ya da nehirden aldıkları soğutma suyunun sıcaklığı 28 dereceyi geçemez. Örneğin Fransa’da son 3 yıldır deniz suyu sıcaklığı 28 dereceyi geçtiği dönemlerde santraller durduruldu. Peki Mersin’de deniz suyu sıcaklığı ne kadara dayandı? Tam 32 derece. O da şimdilik sadece. Çünkü küresel ısınma ve iklim krizi yüzünden deniz suyu sıcaklıklarında 2 derecelik bir artış daha bekleniyor. Peki bu şartlar altında 15 yıl elektrik alımı garantisi verdiğimiz Akkuyu Nükleer Santrali çalışabilir mi? Akdeniz’in ısınan suları Akkuyu’yu soğutamaz. Teknik olarak mümkün değil. Teknik olarak mümkün değil diyorum. Çünkü bilime kafa tutan İktidar Türkiye’yi ikinci bir Çernobil faciasına sürüklüyor. Nükleer santral, kurallara uymadığı için kuralları nükleer santrale uydurdular. Ne zaman patlayacağı belli olmayan bir atom bombasıyla karşı karşıyayız. Rusya, Türkiye’ye atom bombası atmak istese, hedefi Akkuyu kadar iyi tutturamazdı herhalde. İkinci bir Çernobil için geri sayım başlamış. Bundan sadece Türk milletinin haberi yok. Akkuyu Nükleer Santrali bu haliyle ikinci bir Ayastefanos abidesidir. Nasıl ki Osmanlı-Rus Savaşı sonrası Ruslar İstanbul Yeşilköy’e bir utanç abidesi diktiyse, Akkuyu’daki nükleer santral bu şartlar altında bir utanç abidesidir.” diyerek tamamladı. (TBMM)
Gazeteci* Veysel KAVRAYAN