ref: refs/heads/v3.0
enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
SON DAKİKA
12:44 Bazı CHP milletvekillerinin Meclis’te İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’yı engellemeye yönelik provokasyonuna tepkiler sürüyor
12:15 Bakan Yerlikaya: Yasa dışı bahisle ilgili 9 bin 780 tutuklama yaptık
12:07 Türkiye, yağışlı sistemin etkisine giriyor
11:57 ‘Yenidoğan çetesi’ davasında savunmalar sürüyor
09:57 ABD’ye iş ve yeni hayat hayaliyle gelen Türkler arasında kayıp vakaları dikkat çekiyor
06:48 Erdoğan: “Trump’ın savaşları bitirme söylemine inanmak istiyor, adımlar atmasını bekliyoruz”
06:23 AB’nin 5 büyük üyesinden Ukrayna’ya destek: “ABD yardımı azaltırsa mali ve askeri yardıma hazırız”
00:47 Kongo’nun İstanbul Fahri Konsolosu İlyas Keskin
00:32 Suriye: “İsrail’in Palmira kentine düzenlediği saldırıda 36 kişi öldü”
00:26 Yunanistan’da hayat pahalılığını protesto için işçiler 24 saatlik genel greve gitti, halk sokağa indi
00:15 ABD Temsilcisi Hochstein Hizbullah’la ateşkes sağlamak üzere İsrail’e gidiyor
00:13 ABD Ukrayna’ya 275 milyon dolarlık yeni askeri yardım açıkladı
12:46 Nizip Ticaret Odası, Gaziantep Oda/Borsaları ortak meclis ve istişare toplantısına katıldı
12:02 Nizip TOBB Ortaokulu ile eğitimde yeni bir adım atıyor
11:44 TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu’ndan Nizip Ticaret Odası’na ziyaret 
11:25 Sosyal medya platformları karşılıklı küfür ve hakaret arenası olmamalıdır
09:29 Ukrayna ilk kez Rusya topraklarına ABD’nin verdiği uzun menzilli füzeler fırlattı
09:27 Zeynep Sönmez: ‘Kupayı kaldırırken yaptıklarımın mutluluğu kadar vazgeçtiklerimin duygusallığını da yaşıyorum’
08:09 Rusya’daki Kuzey Kore askerleriyle ilgili neler biliniyor?
07:16 Türkiye, AB’nin Ege ve Kıbrıs haritalarına neden tepki gösterdi?
TÜMÜNÜ GÖSTER →

Sadist bir toplu katliamcı maalesef yatağında öldü

Sadist bir toplu katliamcı maalesef yatağında öldü
1 Aralık 2023
43
A+
A-

TRT Yönetim Kurulu üyesi ve SABAH Gazetesi köşe yazarı Hilal KAPLAN, Amerika Birleşik Devletleri’nin en tartışmalı ve etkili dışişleri bakanlarından olan ve 100 yaşında hayatını kaybeden Henry Kissinger’in ardından “Sadist bir toplu katliamcı maalesef yatağında öldü” başlıklı bir yazı kaleme aldı.

UHA / İnternational News Agency

Yazar Hilal KAPLAN’ın Hilâl Kaplan (@hilal_kaplan) / XSadist bir toplu katliamcı maalesef yatağında öldü” başlıklı yazısının detayı şöyle:

“Yasadışı olanı derhal yaparız, anayasa dışı olan biraz zaman alır.”
Henry Kissinger öldü. Sıcak yatağında, 100 yaşında, yerleşik medyanın “dünyanın en büyük diplomatı” olarak andığı bir isimken ve evindeki ödüller rafında Nobel Barış Ödülü varken öldü. Cehenneme inanmayan biri olsaydım kalbim kırılırdı; ama onun çektiği azaptan emin olduğum için bildiklerimi yazabilecek kadar öfkemi kontrol edebiliyorum.

Öncelikle insanlık tarihinin en büyük toplu katliamcılarından biri olması, onun istisnai olduğunu size düşündürtmesin. Kissinger, ABD başkanları Nixon ve Ford ile dolaysız, kalan diğer tüm ABD başkanları ile dolaylı olarak “çalışmış” bir ölüm makinesiydi. ABD yerleşik düzeninin bir yansımasıydı. Kissinger neyse ABD odur, ABD neyse Kissinger odur. Yazının kalanının bu çerçevede anlaşılması elzem.

Almanya’da bir Yahudi olarak dünyaya gelen Kissinger, 1938’de ailesiyle birlikte ABD’ye göçtü. 1943’te ABD ordusunda görev aldı. Harvard’da yüksek öğrenimini tamamlayıp akademik kariyerini inşa ederken, CIA’in Avrupa İstihbarat Okulu’nda da eğitim verdi.

Yani ABD, Avrupa ve Japonya’da taş üstünde taş bırakmazken, Kissinger CIA ajanlarını eğitmekle meşguldü. 1960’ta siyasete girdi.  New York Valisi Nelson Rockefeller’in 1960, 1964 ve 1968 yıllarındaki başkanlık kampanyalarında “kıdemli dış politika danışmanlığı” yaptı.

ABD Başkanı Nixon tarafından Ulusal Güvenlik Danışmanı olarak atandığında takvim yaprakları 1969 yılını gösteriyordu. Kissinger 1973 yılından itibaren ABD’nin Dışişleri Bakanlığı görevini de üstlendi. Bu iki görevi 1975 yılına kadar sürdürdü.

Kissinger’ın ABD dış politikasına getirdiği anlayış basitti: “Dış politikasının testi olarak kendisinden ahlaki mükemmellik talep eden bir ülke, ne mükemmelliğe ne de güvenliğe ulaşabilir.” Kissinger, “mükemmel bir ahlaksız”dı.

Vietnam’da ABD’nin işlediği bütün savaş suçlarına rağmen kazanamayacağını anlayınca ülkesinin askerlerini geri çekti. Yıllar önce yapılabilecek bir barış anlaşmasını geciktirdiği için Nobel Barış Ödülü’ne layık görüldü! Bu sırada Kamboçya’da ölü sayısı 500 bine ulaşan seri bombalama emirlerinin her birinin altında imzası vardı. Laos’a 270 milyon parça tesirli bomba atılması onun eseriydi.

Kissinger, bir Siyonist olarak İsrail’in çıkarlarına hizmet etmekten geri durmadı ve bununla da övündü. İsrail’in 1967 yılında işgal ettiği bölgelerden çekilmemesini sağladı.

1973 Arap-İsrail Savaşı sırasında Mısır’ın mevzi kazanmaya başlaması üzerine Amerikan tarihinde İsrail’e en büyük silah yığınağını gönderdi.

Bir yandan Mısır’ı Birleşmiş Milletler kararıyla ateşkese zorladı, diğer yandan İsrail’i defalarca ateşkesi bozup saldırmaya teşvik etti. ABD ordusunun, İsrail’in kazanması için Sovyetler Birliği ile çatışmayı göze alacak bir alarm durumuna geçmesini sağladı.

Kissinger, ABD’nin İsrail’e verdiği desteğin ardından Arap ülkelerinin başlattığı petrol ambargosuna karşı koymak için bu ülkelere baskı yaptı. Bu baskının sonunda Suudi Arabistan’ın Filistin dostu şehit Kralı Faysal’ın, yeğeni tarafından öldürüldüğünü de hatırlatalım. Kissinger’ın kanlı eli sadece Güney Asya ve işgal altındaki Filistin’de değildir. 1973 yılında Şili’de Latin Amerika’nın seçimle iktidara gelen ilk sosyalist devlet başkanı olan Salvador Allende’nin General Pinochet tarafından devrilmesini ve başkanlık konutunda öldürülmesini organize etti.

Kissinger’e göre Allende hükümeti bir virüstü ve durdurulması gerekiyordu. Bu düşüncesini hayata geçirmek için Şili’de on binlerce insanın öldürülmesinin fikir babası oldu.

Sovyetler Birliği’nin güçlenmemesi bahanesiyle ellerini masum insanların kanlarıyla yıkamaktan hiç vazgeçmeyen Kissinger, Çin ile ABD arasındaki diyalog kapısını açan adam olmayı da ihmal etmedi. Arjantin, Uruguay, Bangladeş’teki suçlarını anlatmaya yerim kalmadı. Amerikan dış politikasının 60 yıllık kanlı tarihinde özel yeri olan bir canavar, leş olup gitti.
Azabı çetin olsun.

***

Hilal KAPLAN

Yazar hakkında

Çankırılı bir ailenin kızı olarak 1982 yılında İstanbul’da doğdu. Anadolu Lisesinden mezun olduktan sonra ÖSYM bursu ile kazandığı Bilgi Üniversitesi Psikoloji bölümünde lisansını dereceyle tamamladı. Boğaziçi Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nde yüksek eğitimine devam etti. TÜBİTAK bursuna layık görülerek yüksek lisansını dereceyle tamamladı. Türkçeye tercüme edilen yüksek lisans tezi “Türkiye’nin Ölmeyen Babası: Atatürkçü Gençliğin İmkânsız Yası” ismiyle 2011 yılında, “Ailenin Adı Yok ya da Neden Feminist Değilim” başlıklı kitabı ise 2021 yılında yayınlandı. Sabah ve Daily Sabah gazetelerinde köşe yazarlığının yanı sıra Al Jazeera ve Al Araby gibi mecralarda da yayınlanmış makaleleri bulunmaktadır. Russia Today ve France5 gibi kanallara da yorumcu olarak katkı sunmuştur. Anadolu Medya Ödülleri “Yılın Köşe Yazarı” ve “Yılın Kitabı”, Sezai Karakoç Sosyal Medya Ödülleri “Milli Gazeteci Ödülü” sahibidir. İleri derecede İngilizce bilmektedir. İki çocuk annesi, dört çocuk teyzesidir.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.