BM raporlarına göre bugün dünyada 2,7 milyar insanın henüz bankacılık ve finans kesimi ile tanışmıyor
* Turkuvaz Medya Grubu’nun düzenlediği “İstanbul Finans Merkezi Zirvesi” alanında öncü isimlerin katılımlarıyla gerçekleştirilen panel sona erdi.
* A Para Araştırma Müdürü Erdoğan Turan’ın moderatörlüğünde gerçekleşen Zirve’nin ikinci panelinde ise “Finansın Kalbinde Bankacılık Dışı Finans” tartışıldı.
UHA / İnternational News Agency
İFM FİNANS DIŞININ PAYINI ARTIRACAK
A Para Araştırma Müdürü Erdoğan Turan’ın moderatörlüğünde gerçekleşen Zirve’nin ikinci panelinde ise “Finansın Kalbinde Bankacılık Dışı Finans” tartışıldı.
Panele FKB Yönetim Kurulu Başkanı Ali Emre Ballı ve Phillip Capital Yönetim Kurulu Üyesi Oğuz Yılmaz katıldı.
Ballı, dünyada finansın sadece bankacılıktan oluşmadığını vurgulayarak İFM’nin açılmasıyla İstanbul ve Türkiye’nin bir üst lige çıkacağına herkesin inancının tam olduğunu vurguladı. Ballı, banka dışı kesimin finans sektöründe payının New York’ta yüzde 71, Londra’da yüzde 49’ken Türkiye’de yüzde 14 civarında olduğunu dile getirerek İFM ile pazar payının artacağını düşündüklerini söyledi. Ballı, “Yeni oyuncuların sektöre katılacağını düşünüyorum. Tek durak büro uygulamasıyla bizim birliğimize üye olanlar hem bankacılıkla hem fintech ile dirsek teması olarak aktif çalışacakları için, bankacılık dışı finans sektörü, buradaki regülasyona hızlı şekilde ayak uyduracak ve pazar payını yukarıya çekecektir. Sağlanan avantajlarla iş gücü artacak ve fintech şirketleriyle beraber entegrasyon yaparak yüzde 14 olan pazar payını yukarıya çekeceğine inancımız tam” diye konuştu.
İFM’de teknolojik bir market olacağını düşündüklerini söyleyen Ballı, en önemli avantajı ise yurtdışına yapılacak finansal kiralamanın sağlayacağını ifade etti. Ballı, fintech ve finansman şirketlerinin iyi bir birliktelik yaptığı zaman pazar oranının yükseleceğini kaydederek “Hem finansal teknolojik ürün hem de birliğimizdeki firmaları bir araya getirdiğimizde pazar payımızı önümüzdeki yıllarda yüzde 20-22’ye çıkaracağımızı düşünüyoruz” dedi.
ASYA’DAN MÜŞTERİ ÇEKMEK DAHA KOLAY OLACAK
Yılmaz ise küresel ekonomide batı bloğu diye tarif edilen ülkelerin payının yüzde 60, doğu bloğunun ise yüzde 17 olduğunu söyledi. Ancak bu durumun değiştiğini ve Asya’ya doğru kaydığını belirtene Yılmaz, şunları söyledi. “Mevcut rakamlara baktığımızda Doğu’nun payının yüzde 44’e çıktığını görüyoruz. Bu nedenle Asya’dan daha fazla pay almak gerekiyor. Batı ve doğunun birleşme noktasında olmamız çok önemli. Türkiye yatırım yapmak için çok uygun bir ülke, Asya olan bağlarımızın bize çok büyük avantaj sağlayacağını düşünüyorum” dedi.
Türkiye’nin Avrupa’daki birçok borsa ile rekabet edebilecek durumda olduğunu vurgulayan Yılmaz “Doğrudan yatırım için bizim sektörümüzde bankaların bir önderliği var, bağımsız banka dışı aracı kurum olarak çok az yabancı aracı kurum var. Bence kendimizi doğru anlattığımız sürece bu sayıyı da artıracağımızı düşünüyorum” diye konuştu.
Doğu ve batı arasındaki rekabetin artmasının Türkiye’ye yarayacağını söyleyen Yılmaz, finans sektöründe bir başkent olabilecek kapasitede bulunduklarını ve rekabetin de her geçen sene daha ileriye gideceğini dile getirdi.
İFM’NİN İSLAMİ FİNANS MERKEZİ DE OLMASINI İSTİYORUZ
“İstanbul Finans Merkezi Zirvesi” Vakıf Katılım Yönetim Kurulu Başkanı Öztürk Oran’ın konuşmasıyla sona erdi. Oran, BM raporlarına göre bugün dünyada 2,7 milyar insanın henüz bankacılık ve finans kesimi ile tanışmadığını dile getirerek, ülkemizde bu rakamın dünyaya göre iyi konumda ve yüzde 1,5 civarında olduğunu kaydetti. Katılım finansın 1980’li yıllarda Türkiye’de faaliyet göstermeye başladığını söyleyen Oran, şöyle konuştu: “1985 yılında katılım finans kurumları açıldı. İnançlarından dolayı bankacılıkla tanışmayan kesim için bu ülkenin ekonomisine bir tuğla nasıl koyabiliriz hesabıyla faaliyete başladı. İzin verildi sonra pişman olundu, büyümesine şubeleşmesine geçit verilmedi. 90’lı yıllarda kamu işin içine girdi. 1996’da başladığımızda kamuya katılım finans kurulması fikri vardı, irade yoktu. İnananların paralarını enflasyona ezdirmemek için ne yapabileceğimize baktık. Bir asır sisteme alışmış milleti alıştığı sistemden yeni sisteme alıştırmak da kolay olmadı. Geldiğimiz noktada bugün bu sistemin 1391 şubesi, 18 bin 500 çalışanı, 4 milyon 700 bin müşterisi var. Bu sistem bankacılık sisteminden yüzde 8,5 pay alıyor. Dünyada aldığımız pay yüzde 3 civarında daha fazla artırmak bu merkezleri doldurarak olur. İFM’nin İslami finans merkezi de olmasını arzu ediyoruz.”
Sistemin hem mevzuatı hem de bankacılık sistemi içinde yeri olduğunu dile getiren Oran, katılım finans sistemine uygun araçların da artık tek bir şemsiyede toplandığını ve bundan sonra önlerinin de çok açık olduğunu vurguladı. Katılım finans kurumlarının ülkenin özüne çok uygun olduğunu belirten Oran, “Dünyanın başkenti çalışırsak, anlatırsak olur. Türkiye bankacılıkta da batının çok ilerisinde katılımda da batının, Orta Doğu’nun Asya’nın çok ilerisinde… Biz inanıyoruz ki katılım finans bu ülkenin ekonomisini büyütmede öncü bir rol oynayacak. Çünkü bu sistem projesi olan, fikri olan ama sermayesi olmayanlara destek olan bir sistem. Şu anda Türkiye’de 3’ü kamu olmak üzere 8 katılım bankası var. Kamu işin içine girince işin rengi değişti, katılım finans şu anda daha hızlı büyüyor. Gençlere sesleniyorum projeniz fikirleriniz varsa katılım finans kurumlarına başvurun. Kurumlar kapılarını sizlere açmış durumda” dedi.
Yabancıların ev alması, vatandaşlık alması, iş kurmasının ülkenin ekonomisinin güçlü olduğunu gösterdiğini ifade eden Oran, ancak bunun yeterli olmadığını büyümek için yatırımlara devam etmek gerektiğini söyledi. Dolar ve Euro’nun bypass edilip yerel paralarla yapılan ticaretin artması durumunda, daha hızlı büyüme yaşanacağını kaydeden Oran, bu durumda Türkiye ekonomisinin tutulamayacağını söyledi. Oran, 2025 yılında 2 trilyon TL büyüklük ve yüzde 25 pazar payı hedeflediklerini dile getirerek, bankaya alternatif kurulan sistemi tüm paydaşların geliştirmesi gerektiğini vurguladı.
HABER: Dila KORKMAZ