10 soru tartışması
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çarşamba günkü grup toplantısında CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’na yönettiği 10 soru 2023 seçimlerinin muhtemel tartışma gündeminin parametrelerini gösteriyor.
Prof. Dr. Burhanettin DURAN & SETA Genel Koordinatörü
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çarşamba günkü grup toplantısında CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’na yönettiği 10 soru 2023 seçimlerinin muhtemel tartışma gündeminin parametrelerini gösteriyor. Öncelikle Erdoğan’ın son sorusunda “Yüreğin yetip 2023’te cumhurbaşkanı adayı olacak mısın?” demesi Kılıçdaroğlu ve 6’lı masaya bir meydan okuma olması sebebiyle iktidarın yeni bir söylemine karşılık geliyor. Kimi yorumcular Erdoğan, on soru ile Kılıçdaroğlu’nu rakip olarak seçti diyor. Benim yorumum ise Kılıçdaroğlu ister aday olsun ister olmasın Erdoğan’ın söylemlerinde farklı bir ton ile eleştirilecek. Daha önce bu köşede Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanlığı adaylığından artık geri duramayacağı, aday olmaması durumunda bu tercihin partisine maliyet üretecek bir noktaya geldiğini yazmıştım. İşte Erdoğan’ın son sorusu Kılıçdaroğlu’nu muhalefetin ortak adayı gibi görerek eleştirme yaklaşımına dayanıyor. Elbette son günlerde diğer CHP’li aday adaylarını geri düşüren Kılıçdaroğlu isterse 6’lı masaya kendini ortak aday olarak dayatmak için bu eleştirileri kullanabilir. İktidarın hiç değinmediği “Alevi” kimliğini Kılıçdaroğlu’nun kendisinin “Benim elimde olmayan kimliğim neden siyasete konu oluyor?” şeklinde isteyerek gündem yapması da adaylık iddiasının bir uzantısı. Sanki kendi tartışarak kimliğinin sorun olmadığını CHP’ye ve 6’lı masaya göstermek istiyor gibi. Anlaşılabilir bir taktik… Ancak 2018 seçimlerinin aksine bu defa Kılıçdaroğlu aday olmaması durumunda meydandan kaçtığı ve 6’lı masa vesayeti ile arkadan yönetmeyi istediği eleştirisini karşılamakta zorlanacak.
Erdoğan’ın Kılıçdaroğlu’na yönelttiği ilk dört soru terörle mücadele, NATO, Doğu Akdeniz ve Ege bağlamında güvenlik ve dış politika hakkında. Bu sorular Türkiye’nin son üç hamlesi ile irtibatlı: Yunanistan’a karşı milli çıkarların savunulması; İsveç ve Finlandiya üyeliği vesilesiyle NATO müttefiklerine terörle mücadeledeki iki yüzlülüğün gösterilmesi ve YPG tehdidine karşı Suriye’nin kuzeyinde operasyon yapılması.
Bu üç konu yaz boyunca ve belki seçime kadar sıcak tartışma konuları. Erdoğan, bu konularda Kılıçdaroğlu ve 6’lı masanın “evet ama…” formundaki cevaplarını yeterli bulmayacaktır. Somut kararlarına bakacaktır. Muhalefet partileri, Türkiye’nin YPG ile mücadelesinde HDP’yi üzmek istemeyen bir çizgi izlerse kamuoyundan milli hassasiyetlerde zafiyet göstermemekle eleştirilecektir. Diğer sorular “yalan, iftira, hedef gösterme, tehdit” yaklaşımını terk edip etmeyeceği, dış bağlantılı siyaseti bırakıp bırakmayacağı ve partisini yolsuzluk ve terör ile iltisaklılardan temizleyip temizlemeyeceği üzerineydi.
Kılıçdaroğlu’nun cevapları terörle mücadele ve dış politikada karşı suçlama ile daha milliyetçi olduğunu göstermek üzerine kurulu. Cevaplarda teröre genel lanet var, ancak YPG ve FETÖ’den bahis yok. Sınır ötesi operasyonlar “doğru olanı destekleriz, yanlış olanı ise desteklemeyiz” gibi belirsiz bir ifade ile geçiştirilmiş. Halbuki Erdoğan’ın sorusu çok somuttu. Irak ve Suriye’de asker bulundurma hakkındaki tezkereye ‘Hayır’ diyen CHP genel başkanına uygun bir cevap. Dış politikanın iç malzeme yapıldığını söyleyen Kılıçdaroğlu, Ege’de “eğer yüreğin varsa işgal edilen, silahlanan adalar konusunda adım at” yaklaşımında. Batı başkentlerini ve YPG’yi karşısına almayan Kılıçdaroğlu, Yunanistan konusunda şahin tutum blöfü sergiliyor. İç siyaset ve partisi ile ilgili sorulara hakkında ise bildik yalan siyasetini devam ettiriyor.
10 soru atışması seçim döneminin hayli gergin ve polemikle geçeceğinin göstergesi. Dış politika-güvenlik-ekonomi-iç siyaset konularındaki argümanlar birbirinden ayrılmayacak. Siyasetin doğasındaki “biz ve onlar” ayrımı birçok konuda kendisini sergileyecek. Partiler, bir yandan mevcut oylarını konsolide etmek için kutuplaşma söylemlerini kullanacak. Diğer yandan yeni oylara (özellikle gençlere ve kararsızlar) umut vermek için pozitif dil üretecek. İkisi de aynı anda var olacak. Kimin sentezi daha başarılı olursa sandıkta daha çok oy alacak. CHP tabanı pekiştirmek için Gezi ruhuna sahip çıkarken, Cumhur İttifakı dış bağlantılı operasyonlara karşı çıkacak. Seçimlerde “gerçek milliyetçilik” bağlamında birçok partinin farklı tonlarda “Batı eleştirisi” yapacağı anlaşılıyor.
[UHA Haber Ajansı, 04 Haziran 2022]