‘Parlamenter Ruhlu’ Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi!
Muhalefet, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın temsil ettiği güçlü ve etkin liderlik karşısına “koordinatör” iddialı bir aday ve “masa desteği” ile çıkma niyetinde. Bu kişi siyasi tabanı olmayan birisi olursa parti başkanları arasındaki çekişmeden bunalacak bir sekretere döner.
Prof. Dr. Burhanettin DURAN & SETA Genel Koordinatörü
6’lı masanın seçimi kazanması durumunda iktidar paylaşımını nasıl yapacağı tartışmaları hayli ilgi çekiyor. İktidar cenahı masanın belirsizlik ve kaosu önerdiğine dikkat çekerken, muhalefet cenahı açıklamalarındaki muğlaklığı gidermeye çalışıyor. Ancak mesele tartışıldıkça muğlaklık azalmıyor, aksine artıyor. Bunun temel nedeni de 6’lı masanın çok zor ve çelişkilerle dolu bir arayış içerisinde olması. Babacan masanın tüm çalışmalarının amacını “Parlamenter sistemin ruhunu mevcut anayasa ile yaşatmaya nasıl başlayacağız?” sorusuna cevap bulmak olarak açıkladı. İşte bu amacın gerçekleşmesi yolunda iç içe geçmiş formüllerle mühendislik faaliyeti yürütüyorlar. Yani dışı cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi, içi ise parlamenter sistem olan bir yapı üzerinde çalışıyorlar.
***
Bu yapının ne gibi anayasal sorunlar üreteceği bir kenara, çalışacak bir model olduğu hususunda muhalefet medyası bile henüz tatmin olmuş değil. Zira 6’lı masanın tartıştığı model ne başkanlık sistemine ne de parlamenter sisteme uyuyor. Bırakın yasama ve yargı ile ilişkilerini sadece yürütme erkinin kendi içinde nasıl işleyeceği bile çok sorunlu. Bir soru formülün ne kadar problem yüklü olduğunu göstermeye yetiyor: Halkın doğrudan seçtiği cumhurbaşkanı kime karşı sorumlu? Halka mı, yardımcıları ilan ederek yetkilerini paylaştırdığı parti başkanlarına mı, Meclis’e mi, hepsine birden mi? Anlaşılan o ki, halka karşı sorumlu olan Cumhurbaşkanı Meclis’e değil ancak yardımcıları olan genel başkanlara karşı da sorumlu olacak. Peki parti başkanlarının Meclis’i temsil vekâletine sahip olması hangi sistemde var? Soruları çoğaltabiliriz ancak bu vesileyle 6’lı masa bileşenlerinin “parlamenter ruhlu” modelinin yaman bir çelişkisine değineyim. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu sistemde genel başkan olmasını eleştirenler şimdi 6 ismin hem cumhurbaşkanı ve cumhurbaşkanı yardımcısı olmasını hem de partilerinin başında kalmasını tartışıyor.
6’lı masanın mühendisleri olarak gördüğüm Babacan ve Davutoğlu’nun açıklamaları Kılıçdaroğlu’na “Masadaki her genel başkan eşittir ve cumhurbaşkanı yardımcısı olacak” dedirtti. Ancak başka bir sorun hâlâ masada. Akşener’in cumhurbaşkanı adaylığından feragat etmesinin açıklaması başbakan olacağı idi. Bunun formülü de seçilen cumhurbaşkanının ilk yardımcısına başbakan kadar yetki vermesiydi. Böylece masada sadece adaylıklar değil iktidar paylaşımına dair iki rakip formül yarışıyor.
- A- Cumhurbaşkanı adayı olamayan genel başkanların eşit yetkilerde cumhurbaşkanı yardımcısı olduğu model .
- B- İlk cumhurbaşkanı yardımcısının başbakan kadar yetkilendirildiği formül. Kılıçdaroğlu, alacağı oya bakmadan genel başkanları eşit ilan ederken Akşener’in talebine hayır demiş oldu mu?
Masadaki program, kurul ve yol haritası gibi bütün mühendislik çabaları cumhurbaşkanı adaylıkları netleştiğinde oluşacak hareketlenmeyi yönetmek için yapılan tahkimatlar. Asıl yarış adaylar netleştiğinde başlayacak ve yapılan tahkimatların bir işe yarayıp yaramadığı görülecek. Muhalefet, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın temsil ettiği güçlü ve etkin liderlik karşısına “koordinatör” iddialı bir aday ve “masa desteği” ile çıkma niyetinde. Bu kişi siyasi tabanı olmayan birisi olursa parti başkanları arasındaki çekişmeden bunalacak bir sekretere döner. Aday masadaki parti başkanlardan birisi olursa kaçınılmaz şekilde kendisini ve partisini diğer parti başkanları ve partileri aleyhine güçlendirir. Yani “adayın kim olduğu değil geçiş süreci ve ortak politikalar önemli” argümanının karşılığı yok. Kılıçdaroğlu mu, Akşener mi, Yavaş mı, Babacan mı pekâlâ çok fark eder? Son bir husus da 6’lı masanın koordinatör adayının Herkül gibi bir güç ve kabiliyete sahip olması gerektiği. Öyle ya, stratejik kararlarda eşitleri arasında sürekli bir konsensüs üretebilecek, genel başkanların egosunu koordine edebilecek ve dahası 6 partinin rakip politika ve çıkarlarını ortaklaştıracak.
[UHA Haber Ajansı, 15 Ocak 2023]