Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’na (KCDP) kapatma davası
‘Pelin Çift ile Gündem Ötesi’ her Cumartesi günü “Gönül Dağı”dan sonra saat 00.15’te TRT 1 Ekranlarında..
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nu (KCDP) kapatma davasının ikinci duruşması bugün Çağlayan’daki İstanbul Adalet Sarayı’nda bulunan İstanbul 13. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülecek.
Mahkeme başkanı, 1 Haziran’da yapılan ilk duruşmada 36 baro ve 280 avukatın müdahillik talebini reddetmişti.
“Yetkililer kadın katillerinin peşine düşsün”
Emine Bulut’tan Pınar Gültekin’e, Dilek Kaya’dan Aleyna Çakır’a, Şule Çet’ten Özgecan Aslan’a, Ceren Damar’dan Tuğba Arslan’a birçok şüpheli kadın ölümü ve kadın cinayetini takip eden, takipsizlik verilen dosyaları yeniden açtıran KCDP’nin kapatılma istemine öldürülen 107 kadının aileleri karşı çıkıyor.
107 imzayla Pazartesi günü yayınlanan açıklamada, “Platform aileyi bozuyormuş diyorlar. Ailemiz esas canımız bir erkek tarafından öldürüldüğünde gitti. Onlar bize aile oldular. Bizler kaybettiğimiz canlarımızın ardından bu platforma tutunduk. Başka ailelerle buluştuk, başka kadın cinayeti davalarına gittik, eylemler yaptık. Yetkililer yoktu. Biz birbirimize her zaman sahip çıktık. Mücadelemizde platform biz oldu, biz platform olduk. Asla yalnız yürümedik. Şimdi de biz platformumuza sahip çıkıyoruz. Asla yalnız yürümeyecekler. Çocuklarımızla, kardeşlerimizle, bizle uğraşmayı bıraksınlar. Yetkililer kadın katillerinin peşine düşsün, onları yakalasın, yargılasın” ifadeleri kullanıldı.
Hüsniye Yıldırım: “Dosyamız kapatıldığında alabora olduk, bizi kör kuyulardan platform çıkardı”
Metnin imzacılarından biri de 2018 yılının Şubat ayında kızı Aysun Yıldırım’ı kaybeden Hüsniye Yıldırım’dı. Kızının dosyasının “intihar etti” denilerek kapatıldığını söyleyen Yıldırım, KCDP’nin ısrarlı takibiyle yeniden açıldığını dile getirdi.
VOA Türkçe’nin konuştuğu Hüsniye Yıldırım, “Bizi derin kuyulardan platform çıkardı. Bizim dosyamız kapatıldığında alabora olduk. Bize başvurduktan sonra ‘yanınızdayız’ dediler. ‘Aysun’un adaleti sağlanacak’ diye bize güç verdiler. Bu tutumu olumsuz değerlendiriyorum. Platform olmasaydı biz mücadele de veremezdik Aysun’umun hakkını da arayamazdık. Aile yapısını bozuyor diye söylüyorlar. Bizi bir araya getiren, birleştiren Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu oldu. Biz onlara minnettarız. Kapatılmaması için de elimizden gelen mücadeleye de devam edeceğiz. Ve her zaman yanlarındayız” dedi.
Avukat Süren: “Hukuka inanıyoruz, bu davanın reddedilmesini bekliyoruz”
İddianamede KCDP aile ve toplumu parçalamakla, ahlaka ve kanuna aykırı davranmakla suçlanıyor. Platformun avukatlarından Rukiye Leyla Süren, davanın açılma sürecinin dahi hukukla bağdaşmadığını savunuyor.
VOA Türkçe’nin konuştuğu Süren, “2016 yılında kendine ‘nafaka mağduru’ diyen ama aslında kadınların 200-300 lira nafakalarını ödemediği için hapis cezası yatan erkeklerin BİMER’e yaptığı şikayetle başlıyor bu süreç. 2016’dan 2021 yılına kadar beş yıl boyunca bize hiçbir tebliğde bulunmadan, hiçbir şekilde haber verilmeden, ifademiz alınmadan ve hiçbir delil olmadan platforma kanuna ve ahlaka aykırı olmaktan dava açılıyor. Biz üstü kapatılan dosyaların aslında birer cinayet olduğunu kanıtlıyoruz. Kuran kursuna giden çocukların tecavüz davalarını takip ettik. LGBTQ+’ların öldürülme davalarını takip ettik. Bütün bu faaliyetlerimizin bizim kanuna ve ahlaka aykırı olduğu iddiasıyla bize dava açıldı. Bu nedenle Türkiye’de muhaliflerin ve ötekilerin uğradığı zulme ve hukuksuzluğa uğruyoruz biz. Bugüne kadar biz öldürülen, intihar süsü verilen kadınların haklarını korumak için mahkemelerde biz o ölen kadınların sesi oldu. 5 Ekim’de de mahkemede Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun sesi olacağız. Hukuka inanıyoruz, bu davanın reddedilmesini bekliyoruz” dedi.
“Bu ayıbın Türkiye’de yerleşmesini istemiyoruz”
Rukiye Leyla Süren’e göre, KCDP’ye kapatma davası açılması Türkiye’nin hukuki olarak gerilediği noktayı da gösteriyor.
“Dünyada mücadele ödülü verilmiş bir Türk derneğinden bahsediyoruz. Finlandiya, bize Uluslararası Toplumsal Cinsiyet Eşitsizliği Ödülü mücadele ödülü verirken kendi ülkemizde kanuna ve ahlaka aykırı olduğu için kapatılmak isteniyor aynı platform. Bu ayıbın Türkiye’de yerleşmesini istemiyoruz. Oya gibi işlenen bir hukuk hükümranlığı yaşıyoruz. Anayasada yazdığı gibi hukukun üstünlüğü değil, üstünlerin hukukunu yaşıyoruz şu an. Sayın Ekrem İmamoğlu’na açılan, Sayın Canan Kaftancıoğlu’na açılan davalar ne ise İstanbul Sözleşmesi’nin bir yıl önce sabaha karşı tek bir imza ile çekilmesi neyse Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’na açılan kapatma davası bundan çok ayrı değil” diye konuştu.
Ataselim: “Köhnemiş fikirlerini de çürümüş kurumlarını da göndereceğiz”
KCDP’nin kapatılma girişimini kadınların hak arayışına bir saldırı olarak niteleyen platform genel sekreteri Fidan Ataselim ise her koşulda mücadeleye devam edeceklerini söyledi.
Ataselim, “Şimdiye kadar hiç olmadığı kadar kadın cinayetleri artıyor. Şüpheli kadın ölümleri katlanarak artıyor. 6284 sayılı kanun hiç olmadığı kadar kadük edilmeye çalışıyor. İran’da Mahsa Amini kardeşimiz dövülerek öldürüldü devlet tarafından. İran’da bütün meydanlar doluyor. Laikliğin ne kadar önemli olduğunu görüyoruz. Bu gerici yobaz fikirlerin sonuçların neye mal olduğunu gösteriyor, Mahsa kardeşimizin öldürülmesi. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu derneğimizi kapattırmamak da hepimize tüm muhalefete umut ve güç verecektir. Hep beraber mücadelemizle bütün bu köhnemiş fikirlerini de çürümüş kurumlarını da göndereceğiz. Kapımızın zilini çaldılar bir kere hiçbir yere kaçamayacaklar” dedi.
HABER : Hilmi HACALOĞLU, Umut ÇOLAK (VOA)
[UHA Haber Ajansı,05 Ekim 2022]