‘Düşünmenin Maliyeti’

AYDIN (Kuşadası) – UHA HABER / Şair – Yazar ve fotoğraf sanatçısı olan Gül KABACAOĞLU, Uluslararası Haber Ajansı (UHA) için kaleme kaldığı ‘Düşünmenin Maliyeti’ başlıklı yazısında, “Düşünmenin maliyeti mi olur” diye sormayın. Bu yüzyılda, bu ülkede yaşıyorsanız düşünme maliyetini karşılayamazsınız, diyor…
Şair – Yazar Gül KABACAOĞLU’nun ‘Düşünmenin Maliyeti‘ başlıklı yazısı şöyle:
Ne demiş Orhan Veli;
Bedava yaşıyoruz, bedava, / Hava bedava, bulut bedava, / Dere tepe bedava, / Otomobillerin dışı, / Sinemaların kapısı, / Camekanlar bedava, / Peynir ekmek değil ama, / Acı su bedava, / Kelle fiyatına hürriyet, / Esirlik bedava, / Bedava yaşıyoruz, bedava…
Edebiyatta garip akımı seneler içerisinde, sefiller akımı olarak ivmeyi yükseltmiş olsa da, yazarlar Victor Hugo’dan rol çalmamak adına şimdilik ilgili alanda eser vermekten çekiniyorlar. Düşünmek maliyetli iş. Sadece para değil, bazen hürriyet maliyeti. Ne demiş ünlü filazof Decartes; “Düşünüyorum, öyleyse varım.” Düşündükçe adeta şuurumuzu kaybettiğimiz bir zaman diliminde, şuurumuz yokken varlığımızdan bahsetmemiz mümkün mü? Yoksa düşünmekten yoksun bir bedenin içinde sıkışmış, fotosentez yapan bitkiler kadar kendimize fayda saylayamamamız mı varlığımızı anlamlı kılan.
“Günaydın”… İşte hayat başlıyor, düşünmeden yaşayabilir misin?
Uyuduğun ev para, ister köşkte, ister gecekonduda yaşa…Kirası var, aidatı var, vergisi var, var da var…
Yüzünü yıkadın, duşunu aldın. Suyun faturası var, sırf suyun mu elektrik, doğal gaz, lüks istersen internet vs….
Evden çıktın, işe gideceksin ya da okula ya da herhangi bir yere. Araç maliyeti var, benzin var, kasko var. Aracın yoksa otobüs, dolmuş parası var. Taksiyi unutmuşum, fazla sefil düşünmemek gerek tabi ki. Evrenin çekim yasası var sonuçta, ne diyor yaşam koçları “para beni seviyor, para bana kolayca gelir” diyerek mıknatıs etkisi yaratmalıyız. Sefiller olarak evrenle aramızı iyi tutmamamız bizim suçumuz. Yemek yemeyi unuttuk, yeme içme maliyeti, derken uyku vakti. Sosyalleşmek mi, şaka mı yapıyorsunuz, zaten şimdiden içerdesiniz. Temel ihtiyaçlarını bile karşılayamadığı için icralık olan kaç kredi kartı mağduru var bu ülkede biliyor musunuz siz? Fakirlere şükretmeyi boşuna öğretmiyorlar. Bu ülkede iç savaş çıkmamasının en önemli sebebi, şükür sahibi fakirlerdir. Çünkü şükür bedava. Akıl da bedava, ama onu kullanmayı tercih eden çok yok. Çünkü çıkar sağlamıyor. Ama şükrün çıkarı var, cennet kapısını açıyor. Oysa aklımızı kullanarak dünyayı cennete çevirseydik, yaşamak için ölmeyi beklemezdik.
Dünyanın en verimli topraklarında üretimi öldürdük. Bozkırlarda boy boy yetiştirecek alanımız varken, hayvancılığı öldürdük. Üç yanı denizlerle çevrili coğrafyamızda balıkçılıkta dünya markası olamadık. Medeniyetin beşiği Anadolu’da onca zenginlik varken, çok gelişmiş ülkeler arasında yerimizi alamadık. Düşünmenin maliyeti var evet. Parayla ölçülemeyecek maliyeti var. Nedenleri sorgularken, değiştirmek istediğimiz onca şey varken ve değiştiremediğimizden yitirdiğimiz şuurumuz var. Bu ülkede şuursuzlar ordusu var. Akıllarında prangayla dolaşan, düşünen ama düşünmekten viran olmuş.
Belki zengin, belki fakir, belki orta halli… Ama yorgun, ama bi çare… Çünkü düşünmenin bedeli ağır, düşünmenin maliyeti var. Düşünen insan değişmek, değiştirmek ister, sorunlara çözüm üretmek ister. Düşünmek devrimdir, hedeflerin, ideallerin olur ve ulaşmak için umudun…
İşte tam da bu yüzden ilk önce umudu öldürdüler. Sonra hedefler tükendi. İdealizm romantizme döndü. Devrim klavye başında racon kesmek oldu ve sonunda bizler boş boş düşünür olduk. Şair burada şunu demek istiyor. “Düşünmenin maliyeti yükseldi. Değişim yoksa, o halde iyi uykular.”
***
Yazar hakkında :
1984 şubatının 19’unda İzmir de dünya ya gelen şair daha küçük yaşlarda sanata ve edebiyata ilgi duymaya başladı. İlk okulu Özkanlar ilk öğretim okulunda tamamlayan şair daha sonra Suphi Koyuncuoğlu orta okulunda orta öğretimine devam etti. Kompozisyon derslerinde ki başarısı edebiyat öğretmenleri tarafından takdir edilmeye başlandığında, içine kapanıklığını kalemiyle giderebildiğini farkeden şair, kendini şiir ve yazılarıyla anlatmaya başladı. Suphi Koyuncuoğlu lisesi’nin süper bölümünde öğrenimine devam ederken katıldığı şiir yarışmasında ‘Gülüm’ Şiiriyle kazandığı birincilik ödülü şairin ilk derecesi oldu. Aynı zamanda müzikle ilgilenen Kabacaoğlu ‘İzmir İl Milli Eğitim Türk Sanat Müziği Korosu’ nda dört yıllık aldığı eğitim sonrasında, kendini şiirlerin yanında besteleriyle de ifade etmeye başladı. Kabacaoğlu’nun hayatında sanatın her dalı önem taşıyor, Amatör olarak yaptığı resimler, yazdığı şiirler ve bestelediği şarkılar şaire göre olgunlaşmasında ve hayat persfektifini oluşturmasında büyük rol oynuyor.
Dokuz Eylül Üniversitesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri mezunu olan şair, edebiyatla amatör olarak ilgilenmeye devam ediyor.
Şair kendini ifade edemediğine inandığı konularda kalemini eline alıyor. Duygusal şiirlerinin yanında vatan ve insana dair yazdığı şiirlerle de okurlarına mesaj vermeyi ve bir şeyler anlatmayı sürdürüyor…
[UHA Haber Ajansı, 31 Ağustos 2022]