16. BRICS Liderler Zirvesi ve Kazan Deklarasyonu
Ankara Üniversitesi Uluslararası İlişkiler bölümünde doktor adayı ve Avrasya İncelemeler Merkezi (AVİM) Araştırmacı ve Analist Gülperi GÜNGÖR AVİM için “16. BRICS Liderler Zirvesi ve Kazan Deklarasyonu“nu başlıklı bir yorum kaleme aldı.
Yazar: Gülperi GÜNGÖR
16. BRICS Liderler Zirvesi, Rusya Federasyonu’na bağlı Tataristan’ın başkenti Kazan’da 22-24 Ekim tarihlerinde “Adil Küresel Kalkınma ve Güvenlik İçin Çok Taraflılığın Güçlendirilmesi” temasıyla gerçekleşti. Zirveye 36 ülkenin devlet başkanları ve dışişleri bakanları düzeyinde katılım sağlandı. Kurucu üyelerden Brezilya’nın Devlet Başkanı Lula ise tıbbi nedenlerden ötürü seyahatini iptal ederek, zirveye çevrimiçi katıldı.
2000’li yıllarda küresel ekonomide hızla büyüyen Brezilya, Rusya, Hindistan ve Çin tarafından, ekonomik, ticari ve mali iş birliği ile siyasi koordinasyon ve sosyo-kültürel alışverişe vurgu yaparak, “Batı merkezli küreselleşmeye alternatif” olarak ortaya çıkan forum 2010 yılında Güney Afrika’nın katılımıyla BRICS adını almıştır. Ocak 2024’te Mısır, İran, Birleşik Arap Emirlikleri ve Etiyopya’nın da katılımıyla genişleyen BRICS’e, Arjantin, Malezya, Endonezya, Suudi Arabistan, Cezayir, Azerbaycan ve Türkiye de ilgi göstermektedir. Bu doğrultuda BRICS Plus adıyla bir diyalog platformu oluşturulmuş ve daha fazla gelişmekte olan ülkenin katılımını sağlayacak BRICS Partner Ülke Kategorisi geliştirilmiştir. Kazan’daki zirvede Putin, partner ülkelerle iş birliğini genişletmeye hazır olduklarını ve ilerleyen dönemde bu çerçevede adımlar atılacağını duyurmuştur.
BRICS, bir uluslararası örgüt olmaktan ziyade bir iş birliği forumu niteliğindedir. Somut iş birliği mekanizmaları arasında, altyapı projelerine finansman sağlayan Yeni Kalkınma Bankası yer alır. BRICS üyeleri arasında ulusal para birimlerinin kullanımı, dolarsızlaşma ve ortak para birimi gibi konular gündeme gelse de BRICS’in ortak bir merkez bankası, vergi sistemi veya gümrüksüz ticaret anlaşmaları gibi entegre yapılarının olmadığını vurgulamak gerekir. Özellikle Güney Amerika’nın ortak pazarı olan MERCOSUR’a üye olan Brezilya ve Avrasya Ekonomik Birliği üyesi Rusya diğer ticaret anlaşmaları nedeniyle gümrük vergilerini kaldırma esnekliğine sahip değildir.
Çin’in BRICS içindeki etkisi oldukça belirgindir. Ekonomik büyüklüğü, diğer BRICS ülkelerinin toplamını aşmaktadır. Bazı gözlemciler BRICS’i “Çin ve diğerleri” olarak değerlendirmektedir. Rusya açısından ise bu zirveler, uluslararası arenada varlık göstermek için bir fırsat sunmaktadır.
BRICS’e katılmak isteyen birçok ülkenin motivasyonu, Çin ve Hindistan gibi ülkelerle daha yakın ilişkiler geliştirme, yeni pazarlara açılma ve Yeni Kalkınma Bankası fonlarından yararlanma potansiyelidir. Aynı zamanda, BRICS, Batı’nın tek ses olduğu konularda alternatif bir söylem geliştirme fırsatı sunmaktadır. Nitekim bu zirve sonunda imzalanan Kazan deklarasyonunda Gazze ve Batı Şeria’daki insani kriz nedeniyle İsrail’in saldırıları kınanmış, ateşkes ve rehinelerin serbest bırakılması talep edilmiştir. Aynı şekilde, İsrail’in Lübnan’a yönelik saldırıları ve Suriye’deki İran tesislerine yapılan saldırılar da kınanmıştır.[1]
BRICS’in genişlemesi ile grup içindeki ortak zemini bulmanın zorlaşabileceği de çeşitli çevrelerce dile getirilen bir husustur. Örneğin, bu zirvede Ukrayna konusunda Rusya’ya doğrudan destek veren bir dil kullanılmamış, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi ve Genel Kurulu’nda ifade edilen ulusal pozisyonlar hatırlatılmıştır. Yine de bu forum, farklı pozisyonlara sahip ülkelerin bir araya gelmesini sağlayarak gelişmekte olan ülkeler için yeni ticaret ve yatırım fırsatları yaratabilir.
Zirve sonunda imzalanan Kazan Deklarasyonun’da eşit temsil ve küresel yönetişim hedefi tekrar vurgulanmıştır. İklim ve enerji, yeşil teknolojiler, terörle mücadele, yapay zeka, dijital kamu altyapısı ve bilim, teknoloji ve inovasyonda iş birliği gibi konuların önemine dikkat çekilmiştir. Ayrıca, eğitim, bilim ve kültür alanlarındaki halklar arası değişimin önemi de dile getirilmiştir.[2]
Sonuç olarak, BRICS’in genişlemesi, daha fazla ülkenin katılımıyla büyüyen bir iş birliği platformu olarak, hem ekonomik hem de siyasi açılardan önemli bir fırsat sunmaktadır. Bu büyümenin, tüm üyeler arasında uyumlu bir politika geliştirme konusunda zorluklar yaratabileceği de açıktır. BRICS, küresel arenada ses getiren bir aktör olma yolunda devam edecektir. Bir sonraki liderler zirvesi yeni dönem başkanlığı dolayısıyla Brezilya’da gerçekleşecektir.
[1] “XVI BRICS Summit, Kazan Declaration, Strengthening Multilateralism For Just Global Development and Security”, http://static.kremlin.ru/media/events/files/en/RosOySvLzGaJtmx2wYFv0lN4NSPZploG.pdf
[2] A.g.e.
***
Yazar hakında
Gülperi GÜNGÖR, 2015 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Uluslararası İlişkiler bölümünden mezun olmuş, 2020 yılında ODTÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden yüksek lisans derecesini almıştır.
Lisans öğrenimi sırasında Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı’nda staj yapmış, 2016 yılında ise Varşova’da Avrupa Diplomasi Akademi’sinde (Europejska Akademia Dyplomacji) diplomasi üzerine eğitime (School of Advanced Diplomatic Skills) katılmıştır.
Building Bridges For Refugee Children sivil inisiyatifinde mülteci gençlerin ve kadınların güçlendirilmesi gönüllü projelerinde çalışmalar yapmış olan Gülperi Güngör, 2018 yılında Kuzey Anadolu Kalkınma Ajansı’nda Uzman, 2018-2019 yıllarında İstanbul Tekstil ve Konfeksiyon İhracatçı Birlikleri’nde Uluslararası Rekabetçiliği Geliştirme (UR-GE) Proje Uzmanı olarak çalışmıştır. Ocak 2020’de AVİM’e katılmıştır. Güngör, Ankara Üniversitesi Uluslararası İlişkiler bölümünde doktor adayıdır.