Uluslararası Suç ve Ceza Film Festivali, Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda ‘Herkes için Adalet‘ ilkesiyle 14’üncü kez sinemaseverlerle buluştu.

İstanbul’un iki yakasında, üç farklı mekânda 60 filmin gösterileceği, Uluslararası Akademik Program ve VisionIST kapsamında zihin açan konuşma ve panellerin yer aldığı festival programı tanıtıldı.

Festivalin başkanı Prof. Dr. Adem Sözüer ile direktörü Prof. Dr. Bengi Semerci’nin konuşmalarıyla başlayan törende Oyuncu ve Çevirmen Füsun Demirel’e; ‘Sinema Onur Ödülü‘, Çetin Tunca’ya; ‘Sinemaya Katkı Ödülü‘ ve Prof. Dr. Sami Selçuk’a; ‘Akademik Onur Ödülü‘ takdim edildi.

Törenin ardından Orson Welles’in etkisi hiçbir zaman eksilmeyen Kafka uyarlaması Dava / The Trial restore edilen kopyasıyla yıllar sonra izleyiciyle buluştu.

HERKES İÇİN ADALET HERKES İÇİN SİNEMA

Kolombiya’dan Kamboçya’ya uzanan bir coğrafyadan, zamanımızın pek çok önemli sorununa odaklanan 60 filmin gösterileceği USCFF, ‘Adil Yargılanma Hakkı‘ temasıyla alanında uzman akademisyenleri bir araya getiren Uluslararası Akademik Program ve filmlerden ilham alan panel ve söyleşilerin yer aldığı VisionIST ile dopdolu bir hafta vaat ediyor.

Festivalin başkanı Prof. Dr. Adem Sözüer, konuşmasında; “Herkes için adalet mottosuyla festivalin 14’üncüsüne varmış olmaktayız. Değişmeyen bir şey var; adalet arayışı. Bizim de adalet arayışımız yeni içerikler kazanıyor ve yeni adalet dostlarıyla yolumuza devam ediyoruz. Eskileri, yenileri ve gelecekteki adalet dostları hepiniz festivalimize hoş geldiniz. Uluslararası Suç ve Ceza Film Festivali 14’üncü kez dünyanın neresinde olursa olsun, hangi ülkede olursa olsun, kime karşı olursa olsun adaletsizliklere filmleriyle, panelleriyle, akademik programlarıyla hayır diyen bir festivaldir. Adaletsizliklere, haksızlıklara kimden gelirse gelsin kime karşı yapılırsa yapılsın hayır demeye devam edeceğiz” dedi.

Festival direktörü Prof. Dr. Bengi Semerci konuşmasında şunları aktardı:

“Bazen adaleti konuşmanın bile zor olduğu bir zamanda gerçekten adalet temalı bir festival yapmak zor oluyor ama her yıl söylüyorum, iyi ki kumbaramızda biriktirdiğimiz ve her yıl yenileri eklenen adalet dostlarımız var. Onlar olmasa festivali gerçekleştirmemiz mümkün değil. Çok teşekkür ediyoruz hepsine. Bu festivalin en büyük özelliği bir akademik bölümünün olması ve bir de VisionIST bölümümüz. Bu sene de her iki bölüm yine adalet arayışında filmlere destek vermek üzere devam edecek”.

VisionIST kapsamındaki konuşma ve paneller 23, 24 ve 25 Kasım tarihlerinde İBB Beyoğlu Sineması Pera Salonu’nda herkese açık ve ücretsiz bir şekilde gerçekleşti.

Suç ve Ceza Film Festivali | 14. Uluslararası Suç ve Ceza Film Festivali'nin bu yıl ödül vereceği isimler açıklandı: Sinema Onur Ödülü - Oyuncu Füsun Demirel.... | Instagram

 

Bu sene akademik bölümü her yıl seçtiği ana başlığını adil yargılanma hakkı olarak belirledi ve Bilgi Üniversitesi Santral Kampüsü’nde başladı.

ilk konuşmacı Akademik Onur Ödülün sahibi Prof. Dr. Sami Selçuk oldu. Daha sonra da program çeşitli panellerle ve tartışmalarla ücretsiz ve herkesin katılımına açık olarak devam etti.

Füsun Demirel: Meslek hayatımın 43’üncü sinemada 40’ıncı yılımda bu şahane ödülle taçlandırıldığım için çok teşekkür ediyorum

Yalnız olağanüstü yeteneği ve 40 yılı aşan kariyerindeki oyun gücüyle değil ilkeli duruşuyla da mesleğinde her daim parlayan ve örnek oluşturan Füsun Demirel’e Sinema Onur Ödülü’nü Demet Evgar takdim etti.

Demet Evgar ödülü takdim ederken; “Bu ödülü vermek benim için çok büyük bir onur. Suç ve Ceza Film Festivali başladıFüsun Demirel sadece sanatıyla, oyunculuğuyla değil çevirileriyle meslektaşlarına ve tiyatro sanatına çok büyük değerler katmış biridir ve meslektaşlarının hakları için, kadının eşit hak ve özgürlüklere sahip olabilmesi için meslek hayatının ilk gününden itibaren bilfiil sahada mücadele etmiş ve etmekte olan bir isim. Ben senin çevirilerinle konservatuara hazırlandım. Her zaman benim için bir ilham kaynağıydın ama tanıdıktan sonra sana olan hayranlığım daha da arttı. Teşekkür ediyorum ve seni çok seviyorum” dedi.

Füsun Demirel, duygularını şöyle ifade etti; “Benim için çok özel bir sürpriz oldu Demet’ten ödül almak. 14 yıl önce Prof. Dr. Adem Sözüer hocanın öncülüğünde başlatılan bu değerli ve anlamlı festival, adalet, özgürlükler, demokrasi ve hukuk konularının sinema sanatıyla yeniden konuşulduğu, dünyada da bir ilk olma özelliği taşıyan bir festivaldir ve kanımca susup boyun eğmeyenleri festivalidir. Meslek hayatımın 43. sinemada 40. yılımda bu şahane ödülle taçlandırıldığım için festival başkanı Prof. Dr. Adem Sözüer’e, festival direktörü Prof. Dr. Bengi Semerci’ye, program direktörü çok sevgili Alin Taşçıyan’a, emeği geçenlere ve tüm seyircilerimize çok çok teşekkür ediyorum. Bu ödülü varlıkları ile hayatıma büyük değer ve anlam katan kızıma ve oğluma adamak istiyorum. Elbette ikizlerimle birlikte geleceğimizi kuracak tüm gençlere adamak istiyorum. Özellikle buradaki hukuk öğrencilerine. Siz ki hukukun üstünlüğünün bu kadar tartışıldığı bir ülkede hala hukuk okumak istiyorsanız bütün ödüller size gerçekten gelsin diyorum. Çok teşekkür ediyorum.”

Uluslararası Suç ve Ceza Film Festivali Onur Ödülü Füsun Demirel'in

Çetin Tunca: Herkes için adalet yazısını okuduktan sonra ben de bu ödülü kabul edebilirim dedim

Türkiye sinemasının mihenk taşı filmlerinin akıllara kazınan duygu yüklü sahnelerini görüntüleyen, Yeşilçam’da başladığı kariyerine 127 film ve televizyon dizisi sığdıran görüntü yönetmeni Çetin Tunca’ya Sinemaya Katkı Ödülü’nü Meryem Yavuz takdim etti. Çetin Tunca, ödülünü aldıktan sonra teşekkür ederek başladığı sözlerine şöyle devam etti: Ben önce “Bu ödüle lâyık mıyım, değil miyim?” diye düşündüm. Çünkü biz kamera arkasındayız. Kameranın önünde filmin havasına yön veren senarist ve yönetmendi. Biz görüntü olarak ikinci sırada geliyoruz ama herkes için adalet yazısını okuduktan sonra ben de bu ödülü kabul edebilirim dedim. Çünkü bizim yaptığımız filmlerde savcının, hâkimin, avukatların ortaya çıkıp adaleti savunma meselelerinden çok vicdani suçluluk ve yapılan vicdani suçluluğun sonucu olarak cezası ne olacak sorusu vardı. Vicdani ceza için de en iyi örnek olarak Selvi Boylum Al Yazmalım filmimi gösteriyorum. Bu filmimi hatırladıktan sonra ödülü kabul etmeye karar verdim. Çok teşekkür ediyorum.

Hakan Bilgin – Prof. Dr. Sami Selçuk – Prof. Dr. Ege Yazgan

Akademik Onur Ödülü Prof. Dr. Sami Selçuk’a Takdim Edildi

Bugün olduğu gibi tüm meslek hayatı boyunca bulunduğu her görevde hukuk için, hukuk devleti için ve festivalin Akademik programının teması olan adil yargılanma hakkı için çalışmış ve mücadele etmiş Yargıtay Onursal Başkanı Prof. Dr. Sami Selçuk’a, Akademik Onur Ödülü’nü İstanbul Bilgi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ege Yazgan takdim etti.

Uluslararası Suç ve Ceza Film Festivali Onur Ödülü Füsun Demirel'in

Prof. Dr. Sami Selçuk

Prof. Dr. Sami Selçuk; “Çok teşekkür ederim. Benim kanaatimce Türkiye sadece adalet kavramına biraz asılmış görünüyor ama adaletin yasalara dayanarak yapılacağından haberi olduğu kanısında değilim. Çünkü dünyanın hiçbir ülkesinde adalet arayan insanların bu serüveninin halk tarafından seni mahkemeye veririm, sürüm sürüm süründürürüm diye söylendiği başka bir ülke yok. Bütün hukukçular bunu biliyor. Bu son derece önemsediğim konulardan biridir. Dünyanın her tarafında duruşma tek oturumda biter, bitiremiyorsanız siz duruşmanın ne olduğunu bilmiyorsunuz demektir. Bütün hukukçuları bunun üzerine düşünmeye çağırıyorum” dedi.

FİLM GÖSTERİMLERİ BAŞLADI

Festival bugün Kadıköy Sineması ve Nişantaşı City’s CineWAM’daki gösterimlerle izleyiciyle buluşacak. Festivalin ‘Adil Yargılanma Hakkı‘ temasıyla düzenlenen ve sekiz gün süren Uluslararası Akademik Programı da İstanbul Bilgi Üniversitesi Santral İstanbul Kampüsü’nde açılış konuşmaları ve ilk oturumlarla başladı.

Akademik Programın ilk gününde 15 konuşmacı tebliğ sunacak. ‘Yokluk-Etkisizlik ve Gerekçesizlik Girdabında Yargı Kararları‘,’Tek Celsede Kısa Sürede Adil Yargı‘, ‘Adil Yargılama İlkeleri Bağlamında Futbolda Disiplin Yargılamaları‘ ve ‘Uluslararası Hukuk Açısından Filistin‘ gibi pek çok başlık altında tebliğler sundu.

14. Uluslararası Suç ve Ceza Film Festivali Akademik Onur Ödülü sahibi Yargıtay Onursal Başkanı Prof. Dr. Sami Selçuk ile AİHM Türk Yargıcı Prof. Dr. Saadet Yüksel de birer konferans verdi.

Nişantaşı City’s CineWam’da saat 14.00’da Ramona S. Diaz’ın prömiyerini Sundance Film Festivali’nde yapan, başkanlık seçimlerinde demokratik mücadeleye karşı dezenformasyonun nelere mal olduğunu gözler önüne seren Filipinler’in Oscar adayı olan yeni belgeseli İşte Böyle Başlıyor / And So It Begins; 16.30’da festivalin açılış filmi olan Orson Welles’in Franz Kafka’nın aynı adlı romanından uyarladığı Klasiği Dava / The Trial; 19.00’da İran’daki kadınların geçmişten bugüne özgürlük arayışını yaratıcı bir isyan belgeseline dönüştüren, Berlinale Panorama’daki dünya prömiyerinin ardından Selanik Belgesel Festivali’nde Altın İskender ve FIPRESCI ödülleri kazanan, pek çok önemli festivale seçilen Ferahnaz Şerifi imzalı Altın Terazi Uluslararası Uzun Metraj Yarışma filmi Çalınan Gezegenim / My Stolen Planet, 21.30’da ise insan hakları alanında yılmadan çalışan büyük usta Rithy Panh yönetmenliğindeki Cannes Film Festivali’nde prömiyerini yapan, TRT ortak yapımı ve Kamboçya’nın Oscar adayı Pol Pot İle Buluşma / Meeting With Pol Pot beyazperdede oldu. İşte Böyle Başlıyor ve Pol Pot İle Buluşma festival kapsamında Türkiye prömiyerlerini yaptı.

Kadıköy Sineması’nda üç filmin Türkiye prömiyeri yapıldı. 14.00’da San Sebastian Film Festivali’nde gösterilen Simon Casal imzalı Yapay Adalet / Artificial Justice ve 19.00’da Sundance Film Festivali’nden başlayarak bütün önemli belgesel festivallerinde gösterilen Hans Block ve Moritz Riesewieck’in imzasını taşıyan Ebediyen Sen / Eternal You Festival’in Yapay Zekanın Yeni Marifetleri bölümünü oluşturuyor. 16.30’da festivalin 4. Kuvvet Direniyor bölümü filmlerinden Julie Navarro imzalı Sadece Birkaç Gün / Just A Couple Of Days de Türkiye’de ilk kez gösterildi. 21.30’da bu yıl Cannes Film Festivali’nde Altın Palmiye için yarışan, günümüz beden politikaları ve sosyal medyanın genç kadınlar üzerindeki etkisini sosyal gerçekçi bir tavırla ele alan, Agathe Riedinger’in ilk uzun metrajlı filmi Ham Elmas / Wild Diamond izleyiciyle buluştu.

Nil Kural – Prof. Dr. Bengi Semerci –Prof. Dr. Adem Sözüer – Alin Taşçıyan

Festival hafta sonunda sekiz film gösterimi, Uluslararası Akademik Program oturumları ve VisionIST etkinlikleriyle kaçırılmayacak bir program sundu.

Nişantaşı City’s CineWam’da saat 14.00’da Japon gazeteci Shiori Ito’nun kadını cinsel şiddetten korumayan ataerkil sisteme karşı tek başına adalet mücadelesi vermesini belgeleyerek Sundance Film Festivali’nde bu yana izleyicileri sarsmaya devam eden belgeseli Kara Kutu Günlükleri / Black Box Diaries Türkiye prömiyerini yaptı.

Festivalin Uzun Metrajlı Film Yarışması’nın, her ikisi de Türkiye prömiyerini yaparak ilk iki adayı jürilerin karşısına çıktı: 16.30’da Santiago Lozano Álvarez’in Berlin Film Festivali Panorama bölümünde dünya prömiyerini yapan, Guadalajara FF’nde En İyi Senaryo ve Görüntü ödüllerini kazanan, kanunsuzluğun kol gezdiği bir coğrafyanın acı gerçekliğini mistik bir hortlak hikayesiyle birleştiren Üç Siyah Işık Gördüm / I Saw Three Black Lights gösterildi.

Yarışmaya Türkiye’den seçilen Mehmet Ali Konar imzalı Ceviz Yaprakları Sarardığında da 19.00’da otorite ve başkaldırı, ölüm ve gelecek arasında sıkışıp kalan bir babanın trajedisiyle ve olan biteni kavramaya çalışan oğlunun masumiyetiyle izleyicilerin yüreklerine dokundu.

Gösterim sonrasında yönetmen Mehmet Ali Konar ve başrol oyuncusu Korkmaz Arslan izleyicilerle buluştu. Günün City’s Cinewam’daki son filmi bu yıl Cannes Film Festivali’nde Altın Palmiye’ye adayları arasından feminist yaklaşımıyla sıyrılan Agathe Riedinger’in ilk uzun metrajlı filmi Ham Elmas / Wild Diamond oldu.

Kadıköy Sineması’nda 14.00 seansında dünya prömiyerini yaptığı Tribeca Film Festivali’nde En İyi Uluslararası Film Ödülü’nü kazanan, festivalin jüri üyelerinden Assel Aushakimova imzalı, Kazakistan yapımı Bisiklet Satrancı / Bikechess 4. Kuvvet Direniyor bölümü kapsamında Türkiye’de ilk kez gösterildi.

16.30’da festivalin yarışma filmlerinden Ferahnaz Şerifi imzalı Çalınan Gezegenim / My Stolen Planet ikinci gösterimini gerçekleştirdi. 2020 yılında ilk filmi Namo ile Altın Terazi kazanan, 2022’de Sonu Yok ile yeniden yarışmaya seçilen Nader Saeivar’ın Venedik Film Festivali’nde dünya prömiyerini yapan; senaryosunu Cafer Penahi ile birlikte yazdıkları Şahit / The Witness 19.00’da gösterildi.

Gösterim sonrasında filmin kurgucusu Emir Etminan ve oyuncularından Hana Kamkar izleyicilerin sorularını yanıtladı. Liliana Torres’in ataerkil mutluluk formülüne kendiyle barışık bir kadının açısından ve mizahla baktığı filmi Memeli / Mamifera 21.30 seansında izleyiciyle buluştu.

VisionIST kapsamında saat 15.00’da Beyoğlu Sineması’nda herkesin katılımına açık olarak Festivalde gösterilen kadın odaklı filmler Boşluktaki Bedenler, Hayallerin Eşiği, Çalınan Gezegenim, Kara Kutu Günlükleri, Ham Elmas, Santosh ve Memeli filmlerinden ilham alınarak planlanan Sinemada Kadın Özgürleşmesi başlıklı bir panel düzenlendi.

Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Sosyoloji Bölümü öğretim üyesi, film eleştirmeni, yazar Umut Tümay Arslan’ın moderatörlüğünde düzenlenen panelin konuşmacıları psikiyatr, yazar, psikoterapist Arzu Erkan, feminist, aktivist ve avukat Hülya Gülbahar ile senarist, yönetmen, kurgucu, görüntü yönetmeni Senem Tüzen’di.

23 Kasım’da VisionIST kapsamında, Türkiye gündemini git gide daha fazla meşgul eden uygulamaların hukuki çerçevesinin irdelendiği, sinema sektörü ve hukukçuların karşılıklı bilgilenmesini hedefleyen bir yuvarlak masa toplantısı düzenlendi.

İzleyici ve basına kapalı olan Yasalarda ve Uygulamada “Sansür“: Film Sektörünün Hakları başlıklı toplantıya, Prof. Dr. Adem Sözüer moderatörlük yaptı.

Toplantıya, sektör temsilcilerine bilgi vermek üzere İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinde öğretim üyesi Volkan Aslan ve İstanbul Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Anayasa Hukuku Anabilim Dalı öğretim üyesi Ulaş Karan katıldı.